Dünya Engellilik Raporu

Engellilerin sorunlarını dile getiren, bu sorunların çözümleri konusunda yol ve yöntem belirleyen uluslararası kurumların başında Birleşmiş Milletler (BM), Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Dünya Bankası (DB) gelmektedir. BM, Engelli Hakları Sözleşmesi ile engelli haklarının tanınması konusundaki en önemli kilometre taşını hayata geçirerek dünyadaki bir milyarı aşkın engelli insanın umudu haline gelmiştir. O günden bu yana da ülkelerin imzacı oldukları sözleşmedeki hususları uygulamaları konusunda hem takipçi hem de yardımcı rol üstlenmektedir. DSÖ, sağlık sektöründeki hizmetlerin engellileri de içerecek şekilde düzenlenmesi, engellilerin acil servisler de dahil olmak üzere her türlü sağlık hizmetinden mağduriyete uğramadan faydalanmaları konusunda plan ve programlar geliştirip bunların uygulanmasına yönelik olarak devletlere tavsiyelerde bulunur, gerektiğinde baskı mekanizmalarını devreye sokar. DB, kurumun geliştirdiği politika ve faaliyetlerde engellilerin sürece dahil edilmesi konusunda yol haritaları sunar ve müşterisi olan devletlerin, organizasyonların engellilerin topluma katılımını sağlamaya yönelik çalışmalarını teşvik eder ve destekler.

Dünya Sağlık Örgütü ve Dünya Bankası’nın 2011 yılında ortaklaşa hazırladıkları Dünya Engellilik Raporu, dünya genelinde engellilerin durumu ve ihtiyaçlarına dönük tespitleri, çalışma stratejilerini ve yöntemlerini içeren çok kapsamlı bir rapordur. Meşhur Astrofizikçi Prof. Dr. Stephen W. Hawking bu raporun sunuş bölümünde şöyle der:

“Engelli olmanın başarıya mâni olmasına gerek yok. Yetişkin hayatımın neredeyse tamamını motor nöron hastalığı ile geçirdim. Ama bu hastalık beni astrofizik alanında önemli bir kariyer ve mutlu bir aile sahibi olmaktan alıkoyamadı. Dünya Engellilik Raporunu okurken raporu kendi deneyimim ile çok alakalı buldum. (…) Bu rapor engellilik ve engelliliğin bireyler ve toplum üzerindeki etkilerini anlamamıza büyük bir katkıda bulunmaktadır. Rapor, engelli insanların karşı karşıya kaldığı farklı davranışsal, fiziksel ve ekonomik engellere dikkat çekmektedir. Bu engellere çözüm üretmemiz mümkündür.”

Bir dönüm noktası olarak değerlendirilen Dünya Engellilik Raporu’nda, engellilikten kaynaklanan sorunun çözümünün bir insan hakları ve kalkınma önceliği olduğu ön kabulüyle, raporun amacı şu şekilde açıklanıyor:

“Mevcut en iyi bulgulara dayanarak, hükümetlere ve sivil topluma engelliliğin önemi ve engelliliğe yönelik tepkilere dair etraflıca bir analiz sunmak. Ulusal ve uluslararası eylem tavsiyelerinde bulunmak.”

Engellilerin çevresel engellerden kaynaklanan erişim sorunlarına, onların nitelikli bir eğitim sürecinden geçirilip nitelikli iş alanlarında istihdam edilmesinin önemine vurgu yapan rapor önemli bir kilometre taşı olma özelliği taşıyor.

Bu rapor bir an evvel kanun yapıcılar ve uygulayıcılar, hükümetler, yerel yönetimler, sivil toplum kurumları ve diğer paydaşlar tarafından çalışma rehberi olarak ele alınmalı ve uygulanmalıdır. Yaşlılıkta geçen sürenin uzaması, yaşlı nüfustaki, kalp ve diyabet gibi kronik hastalıklardaki artış, engelliliğin daha da büyüyen bir sorun olarakvarlığını sürdüreceğini gösteriyor. Toplumsal infiale yol açma potansiyeli taşıyan bu durumu önlemeye yönelik, altına imza atılan uluslararası anlaşmaların gereği de olarak, acil önlemlerin bir an evvel hayata geçirilmesi zaruriyet arz ediyor.

Uluslararası örgütlerin engellilerin yaşamlarını kolaylaştırmak için politikalar üretmesi, tavsiyeler sunması, ülkeler ve organizasyonlar arasındaki iletişim, bilgi ve tecrübe aktarımını sağlaması, gelişen ve değişen hayat süreçlerine engellileri dahil etme çabası şüphesiz umutlarımızı arttıran ve geleceğe daha bir güvenle bakmamızı sağlayan en önemli faktördür. Bu uluslararası örgütlerin engellilerin refahına yönelik ön ayak olduğu kampanyalara bizim gibi ülkelerin gösterdiği tepki maalesef çok zayıf kalıyor. Gelişmiş ülkelerdeki engellilerin yaşam koşullarına dair filmlerden, belgesellerden, haberlerden gördüklerimize, yaşayanlardan duyduklarımıza gıpta etmemek elden gelmiyor maalesef.