Dünya Gıda Günü

Birleşmiş Milletler çatısı altında 1945 yılında kurulan Dünya Tarım ve Gıda Teşkilatı'nın (FAO) kuruluş günü olan 16 Ekim, 1979 yılından beri üye ülkeler ve teşkilatlar (Dünya Gıda Programı gibi) tarafından dünya gıda günü olarak kutlanmaktadır. 2013 yılı sloganı gıda güvencesi ve beslenme için sürdürülebilir bir gıda sistemidir. Dünya gıda ve beslenme sorunlarına dikkat çekmeyi amaçlayan bu etkinlik çerçevesinde günümüz gıda sorunlarını hatırlamakta yarar vardır.

Gıda sorunları

Dünyada gıda ile ilgili olarak, gıda güvenliği, gıda güvencesi ve gıda egemenliği üzerinde durulan temel sorunlardır. Gıda güvencesi (food security) uluslararası gıda sorunu ile ilgili olarak 1970'lerin ortalarında yapılan tartışmalar sonunda ortaya çıkan bir kavramdır. Herkesin yeterli gıdaya ulaşma hakkını tanımlayan bu kavrama, zaman içinde gıdaya sahip olmayı merkeze alacak şekilde, mevcudiyet, ulaşabilme, yararlılık ve süreklilik gibi farklı boyutlar kazandırılmıştır. Gıda ile ilgili ikinci önemli kavram; tüketilen gıdaların sağlık sorununa yol açmaması için gereken gıda yönetimini ifade eden gıda güvenliğidir (food safety). Bu iki kavram, her bireyin yeterli ve sağlıklı gıdaya ulaşma hakkını temel bir hedef olarak göstermektedir.

Dünyada özellikle 20. yüzyılın ikinci yarısı liberalleşme politikaları yaygınlaşmış Dünya Ticaret Örgütü, Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu gibi küresel kurumlar ortaya çıkmıştır. Gelişmiş, önde gelen ülkeler uluslararası liberal bir ticaret sistemi kurma gayreti içinde olmuşlardır. Serbest piyasaya dayalı küresel bir ekonomi yaratma çabaları yanında, teknolojik ve bilimsel yeniliklere dayalı hızlı sanayileşme de değişimin itici gücü olmuştur. Bu pazar odaklı politikalar gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkeler için istenmeyen sonuçlar yaratmıştır. Dünya üzerinde büyük ölçüde aile işletmeciliğine dayanan tarım sektörü, hem üretim girdilerinin sağlanması ve hem de ürünlerin pazarlanmasında, giderek sayıları azalan ancak ölçekleri artan uluslararası tekellerle karşı karşıya kalmıştır. Bu yapıda üretim, yerel olmaktan çok uluslararası tekellerin kontrolüne geçmeye başlamış, yaşananlar yerel üretici ve tarımı tehdit eder hale gelmiştir. Bu olumsuz yapı karşısında, uluslararası bir çiftçi ve küçük gıda üreticisi örgütü olan La Via Campesina tarafından 1993 yılında gıda egemenliği (food sovereignty) kavramı ortaya atılmıştır. Gıda egemenliği kavramı öncelikle gıda üretiminin yerel kaynaklara dayandırılmasının önemini vurgulamaktadır. Bu hareket serbest ticaret karşıtı olmayıp, güvenli, sağlıklı, çevreci ve sürdürülebilir bir üretim olanağı sağlayacak ticaret politika ve uygulamalarının gerçekleştirilmesini desteklemektir. Bu hedef bir anlamda dünya gıda günü 2013 yılı sloganının da özünü oluşturmaktadır.

Dört S, Bir F

Bu çalışma ve sloganlara karşın tüm insanların yeterli ve sağlıklı gıdaya ulaşması başarılamamıştır. Dünya Bankası verilerine göre dünyada 1.5 milyara yakın insan günde 1.25 doların altında bir gelirle yaşamaktadır. Yoksulluğun getirdiği temel sorun ise açlıktır. Dünyadaki açlığın temel nedeni gıda yetersizliği olmayıp adaletsiz dağıtım sistemidir. Dünyada yeterli ve sağlıklı gıdaya ulaşmadaki yetersizlik ve adaletsizliği vurgulayan yeni bir kavram olarak paylaşılabilirlik (shareability) kullanılabilir. Yeni tanımladığım paylaşılabilirlik kavramına dolaylı da olsa 2009 yılında New York'ta toplanan Birleşmiş Milletler Küresel Gıda Krizi ve Gıda Hakkı toplantısında işaret edilmiştir. Toplantıda dile getirilen "varsıllar, komşuları, tüm insan ve canlıların ortak yaşam alanı olan dünya üzerinde olumsuz etkiler yaratan yaşantı ve tüketim yapılarını değiştirmelidirler" ifadesi, tam da paylaşılabilirliği yansıtmaktadır.

Yukarıda sıralanan dört sorun, İngilizce karşılıklarına göre (security, safety, sovereignty, and shareability of food), "Four S with one F" ve Türkçe olarak da "Dört S, bir F" şeklinde ifade edilerek tek bir slogan halinde özetlenebilir. Bu dört kavramdan gıda güvenliği, gıda güvencesi gıda ile ilgili hedefleri özetlerken, gıda egemenliği ve paylaşılabilirliği mevcut piyasa ekonomisinin gıda alanında yarattığı sorunlara işaret etmektedir.