Dünyanın ilk sivil uzay yürüyüşü ve ilk uzay oteli

Dünyada uzay çalışmaları oldukça yüksek hızda ilerliyor. Daha önceki yazılarımda farklı ülkelerin ne tür çalışmalar yaptığını ve ABD ile Asya arasındaki uzay yarışını detaylı şekilde anlatmıştım. Ancak artık bir de bu uzay yarışının ticari boyutu var ve hemen hemen ticari boyutu bu yarışın devlet boyutuyla boy ölçüşebilecek duruma geldi diyebiliriz. Bu anlamda geçtiğimiz hafta çok önemli bir kilometre taşı da aşılmış oldu. SpaceX firması bu anlamda bir ilki başararak sivil bir ekibi Polaris Dawn adlı uzay misyonu ile uzaya götürerek önemli bir başarı kazandı ve dünyanın ilk ticari uzay yürüyüşü de gerçekleşmiş oldu. Üstelik 1400 km bir yüksekliğe çıkarak bu uzay misyonu Apollo Ay Görevinden sonra insanlı en üst düzey yüksekliğe ulaşan bir uzay görevi olarak rekor kırdı. Tabii bir yandan da bu aynı zamanda dünyanın en uzun mesafeli sivil uçuşu da olmuş oldu. Dolayısıyla bir anlamda uzay çağında yeni bir mini çağ açıldı diyebiliriz.

Polaris Dawn’ın merkezinde, uzay araştırmalarında hem özel sektöre hem de bilimsel keşiflere yeni bir perspektif getiren ticari bir uzay yürüyüşü yer aldı. Uzay yürüyüşü, uzun zamandır astronotların deneyimlediği bir etkinlik olmasına rağmen, ticari bir şirketin doğrudan katılımıyla ilk kez gerçekleştirildi. Uzay yürüyüşünü gerçekleştiren ekip, özel bir şirketin sponsorluğu ve teknolojik desteğiyle yola çıkan ilk sivil astronotlar olma özelliğini taşıdı. Bu, uzay görevlerinin artık yalnızca hükümetler ve uzay ajansları tarafından gerçekleştirilmediğini, aynı zamanda ticari şirketlerin de bu alanda önemli roller üstlenebileceğini kanıtlamış oldu. Bu misyonun sunduğu bu uzay yürüyüşü, bir yandan teknik olarak başarılı bir operasyon olurken, diğer yandan uzayın ekonomik potansiyelinin keşfi açısından da büyük bir anlam taşımaktadır.

UZAY ENDÜSTRİSİNİN EVRİMİNDE DÖNÜM NOKTASI

İlk ticari uzay yürüyüşünün önemi, yalnızca teknik başarıdan ibaret değildir. Bu yürüyüş, aynı zamanda uzay endüstrisinin evriminde bir dönüm noktası olarak kabul edilebilir. Uzun yıllardır hükümetlerin kontrolünde olan uzay operasyonları, özel şirketlerin bu alana dahil olmasıyla birlikte çok daha erişilebilir hale gelmeye başlamıştır. Polaris Dawn misyonu esnasında sivil birinin uzay yürüyüşü, özel şirketlerin uzay operasyonlarında etkili bir rol oynayabileceğini ve bu şirketlerin bilimsel ilerlemeye katkı sağlayabileceğini gösterdi. Bu adım, aynı zamanda uzay ekonomisinin büyümesi ve özel girişimlerin bu alanda etkinlik kazanması adına büyük bir teşvik oldu. Uzayın keşfinin artık yalnızca bilim insanlarının ya da devletlerin değil, aynı zamanda sivil girişimcilerin ve özel sektörün de paylaştığı bir hedef haline geldiği de böylece tescillenmiş oldu.

Polaris Dawn görevi, teknolojik yenilikler ve bilimsel keşifler açısından da büyük bir öneme sahipti. Görev sırasında kullanılan yeni nesil teknolojiler, uzay yürüyüşlerinde karşılaşılan birçok sorunu çözmek için tasarlanmıştı. Örneğin, daha önceki uzay görevlerinde karşılaşılan iletişim problemleri ve güvenlik riskleri, bu misyonun üstün teknolojik donanımları sayesinde minimize edildi. Bu, gelecekteki uzay görevleri için de önemli bir referans noktası oluşturdu. Ayrıca, bu uzay uçuşu sayesinde elde edilen veriler, hem bilimsel araştırmalara katkıda bulundu hem de gelecekteki ticari uzay projelerine ilham kaynağı olarak başka ticari uzay uçuşlarına da zemin hazırlamış oldu. Örneğin 1969’dan beri ilke kez 1400 km yüksekliğe bir insanlı uçuş yapılması uzaydaki radyasyonun insanları nasıl etkilediğine dair yeni bir bilgi birikimi olmasını sağladı.

Şu an esasında birçok ticari uzay uçuşu planlanmış vaziyette ve yakın zamanda ticari bir uzay istasyonunun da yapılması gündemde. Şu an uzayda olan ISS (Uluslararası Uzay İstasyonu) yaşı gereği ve ekonomik ömrünü tamamlamış olması nedeniyle 2030 yılında yörüngesinden indirilerek yok edilecek. Bu anlamda bu boşluğu doldurmak için ticari kuruluşlar 2030 yılına kadar kendi uzay istasyonlarını yapmak için ciddi çalışmalar yapıyorlar. Şu an ISS dışında uzayda olan tek uzay istasyonu Çin Uzay Ajansının fırlattığı Tiangong uzay istasyonu ve hatta Çin Uzay Ajansı bile bu uzay istasyonunu ticari çalışmalara açmayı düşünüyor. Ayrıca birçok uzay firması dünyanın ilk uzay otelini yapmak içinde harekete geçmiş vaziyetteler.

2027’DE AÇILACAK

İlk uzay oteli olan Voyager Station, 2027'de açılacak ve bu sayede uzay turizminde büyük bir sıçramayı temsil etmektedir. Orbital Assembly Corporation tarafından geliştirilmekte olan uzay otelinin, barlar, restoranlar ve hatta bir spor salonu içeren lüks bir ortamda 400 misafire kadar ağırlama kapasitesine sahip olması planlanıyor. 1.900 kilometre yükseklikte Dünya yörüngesinde dönecek ve dönen yapısıyla yapay yerçekimini simüle ederek sıfır yerçekimi ortamına kıyasla daha konforlu bir deneyim sunacak olan Uzay Oteli, 24 modüle yayılmış lüks süitler ve standart odalar dahil olmak üzere çeşitli konaklama birimleri sunacak. Bu uzay oteli sadece uzay turistlerine hitap etmekle kalmayacak, aynı zamanda bazı modüllerin bilimsel deneyler için NASA gibi kurumlara kiralanmasıyla bir araştırma merkezi olarak da hizmet verecek. Proje, yörüngede yaşanabilir bir ortam yaratmak için yenilikçi şekillerde uygulanan mevcut uzay teknolojilerinden yararlanmak üzere tasarlandı.

Yani görüldüğü üzere uzay turizmi endüstrisi büyüdükçe, bu ve benzeri projeler uzayı halka daha erişilebilir hale getirmek için önemli bir adım olarak görülüyor. Ülke olarak bizim de bu uzay endüstrisi içinde yer almamız şart ama daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi bunun olması için sadece devlet eforu yeterli olmayıp, devlet kurumları, özel sektör ve Üniversiteler işbirliği yapmalı ve yeni ticari projeler gerçekleştirmeli. Yüce Önderimiz Atatürk’ün dediği gibi İstikbal Göklerdedir ve el birliği ile bu istikbali gerçekleştirmemiz bir memleket meselesidir.