E-ticarette Temu dalgasına hazır mıyız?
Dijitalleşme ile birlikte inanılmaz gelişmeler oluyor. Özellikle perakende sektöründe kurallar baştan aşağı değişiyor. Tıpkı elektrikli araç sektöründe olduğu gibi yeni oyuncular pazara girerek eski rakipleri zorluyor. Teknolojideki inovasyon hızı karşısında yasal düzenlemeler ve ticaretin geleneksel kuralları yetersiz kalıyor.
Ülkemizin önde gelen dijital pazaryerleri Hepsiburada, Trendyol. Türkiye iki güçlü girişim ile bu alanda adından söz ettirdi. Amerikalı Amazon da ülkemize yatırım yaparak yarışta ben de varım dedi. Çinli dev Alibaba da yakın zamanda faaliyetlerine başladı. Yine sektörel bazda irili ufaklı başkaca başarılı yerel girişimler de söz konusu. Ancak uzaklardan gelen bir tehdit var. Bugün sizlerin dikkatini bu tehlikeye çekmek isterim.
ZOR OYUNU BOZAR
Ekonomi gazetesi yazarı Ussal Şahbaz 12 Temmuz'da kaleme aldığı “Timur’dan 600 yıl sonra Temu dünyayı ele geçirir mi?” başlıklı yazısında Çinli e-ticaret şirketi Temu'nun kuralları baştan yazan stratejisine değindi. Elbette Temu kuralları baştan yazarken bizim sektördeki yerli girişimlerimizi ve hatta yabancı yatırımcılarımızı da tehdit ediyor.
Nasıl mı? Trendyol, Hepsiburada ve Amazon burada milyonlarca dolarlık yatırımlar yaptılar, yapmaya da devam ediyorlar. Yarattıkları ekosistem sayesinde doğrudan istihdamdan küçük aile işletmelerinin, esnafın gelirlerini artırmaya, onları ihracatçı yapmaya, medyadaki reklam pazarını büyütmeye, sosyal sorumluluk projeleri ve indirim kampanyaları ile ilave ekonomik değer sunmaya kadar bir dizi iktisadi etki söz konusu. Bizim e-ticaret ekosistemi biraz da yereldekileri ulusal ve uluslararasılaştırma odaklı gitti. O bakımdan Ticaret Bakanlığı ve TİM e-ihracatı odağına aldı. Fakat Temu öyle mi?
FABRİKADAN AYAĞINIZA
Anlatalım. Temu, Çinli e-ticaret şirketi PDD Holdings tarafından işletilen çevrimiçi bir pazar yeri. Çoğunlukla Çin'de üretilen ürünleri doğrudan tüketicilerin kapısına yüksek indirimli tüketim mallarını gönderiyor. İki yıl önce kurulmuş! BİM, A101, ŞOK gibi indirim marketlerin kendi özel markalı ürünlerinin doğrudan fabrikalarından aracısız fabrika satış fiyatı ile kapınıza gelmesi gibi bir şey. Tabi ülkemizde enflasyonist süreç yüzünden maliyetler sürekli artıp bir de kurdan dayak yemeyelim diye politika gereği TL reel anlamda değerli kalınca ithalat ucuz hale geldi. İthalat ucuz hale gelince Temu'ya kırmızı halı serildi.
Temu bir de e-ticaret düzenlemelerindeki açığı fark etti. Bu sadece Türkiye için de geçerli değil. O yüzden Ussal Şahbaz “Dünyayı ele geçirir mi?” diye sormuş. Nedir? E-ticaret düzenlemelerindeki istisnaları kullanan Temu bunu bir pazarlama stratejisine dönüştürebilmiş. Normalde ithalat pahalı olması gerekirken, yaptığı dev kargo yatırımları ile kendine avantaj da sağlayan Temu ülkemize Mayıs 2024'te girdi ve 3,3 milyon toplam indirme ile yaklaşık 850 bin günlük aktif kullanıcı tabanına ulaştı.
HEM GİYİM HEM ZÜCCACİYE RİSK ALTINDA
Temu, ülkemizde moda, ev dekorasyonu, el yapımı ürünler, güzellik ve kozmetik, ayakkabı gibi elektronik olmayan kategorilere odaklanmış durumda. Yani bir anlamda yerli milli marka TrendyolMilla'ya da rakip.
Malum ülkemiz hazır giyimde pahalı kalmaya başladı. Sektörde konkordatolar gözleniyor. Sadece o mu bütün ev ve mutfak eşyaları sektörü ve züccaciye sektörü de tehlike altında. Bir anlamda yurt dışında Çinli üreticilerle rekabet ettikleri pazarlara şimdi ülke sathı da eklendi. Temu Türkiye’de tanıtıma özel yüzde 90’a varan indirimler uyguladı. 480 TL üzerindeki siparişlerde kargoyu bedava yaptı.
Google ve Meta reklamlarıyla desteklenen kampanyalarla Mayıs 2024’te 404 bin defa indirildi ve bu sayı Hepsiburada ile Trendyol'un mayıs ayı indirme adetlerine yakın. Temu, Azerbaycan'da da yoğun reklam kampanyaları ile faaliyete başladı. Yani bizim yerli e-ticaret şirketlerinin genişleme alanları da risk altında.
TEHLİKENİN FARKINA VARALIM
Ucuz diye toplum, kalitesi şüpheli ve ihtiyacından fazla ürünleri almaya motive ediliyor. Bu tüketim çılgınlığı yüzünden hem döviz kaçağı hem de harcamalar artıyor. Türkiye’de yerleşik olmayan bu şirket üzerinden alışveriş yapanlar sorun yaşadıklarında muhatap bulamayacaklar. Üstelik gelen ürünler Türkiye ve Avrupa standartlarına ne kadar uyumlu tartışma konusu.
Çin'de malum en düşük kaliteden en yüksek kaliteye kadar müthiş bir üretim zinciri söz konusu. Temu üzerinden gelen yüksek indirimli ürünlerin yasal boşluk yüzünden sağlık açısından hangi sınıfta olduğu inceleme dışı kalıyor. Yani kontrolsüz ithalat! Bir de tabi işin müstehcen boyutu var. Temu’da yetişkin ürün kategorisindeki ürünler ana sayfa dahil her yerde açık görselleriyle sunuluyor. Türkiye’deki platformlarda bu ürünler için zorunlu olan +18 yaş uyarısı Temu’da yok. Kontrolsüz elektronik ürünler ithalatı da apayrı bir sorun. Durumlar böyle. Peki ne yapmalı?
MUŞ'UN YASASI KADÜK KALDI
Ekonomi gazetesindeki yazısında Ussal Şahbaz önemli bir tespit yapıyor: “Biz e-ticaret kanununu 2022’de çıkarmıştık. O zamanki amaç tekelleşmeyi önlemekti. Temu da bu yasanın çıktığı 2022 yılında kuruldu. Biz kanunu daha yeni yürürlüğe koyarken, e-ticarette rekabetin kuralları zaten çoktan değişmişti! Son olarak, teknolojik inovasyon her zaman insanlığın faydasına olmayabilir. Dünyada bu kadar ürünün ticarete konu olmasına ihtiyaç var mı? Lüzumsuz alışverişler yaparak, çevreyi koruyamayız. Hele hele zaten karbon emisyonu maliyetleri yansıtmayan kargo ücretlerinin sübvanse edildiği bir sistem çevreye doğrudan zararlıdır.”
Yani dönemin Ticaret Bakanı Mehmet Muş'un bir gece yarısı operasyonu ile TBMM'den geçirdiği e-ticaret yasası, Temu yüzünden daha doğru düzgün işlemeye başlamadan kadük oldu. Bence Prof. Dr. Ömer Bolat ve ekibi Temu tehlikesine karşı ülkemizde ciddi yatırımları bulunan pazaryerlerini koruyacak ve e-pazaryeri rekabetini geliştirecek şekilde mevcut e-ticaret yasasını revize etmeli derim.