Ekonomik krize çözümler-3

Mustafa Pamukoğlu

Ekonomik krizde çözüm seçeneklerini değerlendirmeye devam ediyoruz.

EKONOMİK ÇÖZÜMLER
3-Enflasyonla mücadele
Türkiye’de enflasyonda 1990’lara dönmüş gibi. 1970’lerde başlayan çift haneli enflasyon 2000’li yıllara kadar devam etti. 2001 krizi sonrası uygulanan istikrar programı sonrasında 2004-2016 arasında enflasyon oranı zaman zaman yüzde 10’u aşsa da bu oranın altında kaldı. 2017 yılı başından itibaren çift haneli enflasyonu yaşamaya tekrar başladık.
Ekim 2018 itibarıyla TÜFE yıllık yüzde 25.24, Yİ-ÜFE ise yıllık yüzde 45.01 oldu.
ÜFE ile TÜFE arasındaki fark üretimde daha fazla ithal girdi kullanıldığı için döviz kurlarında yaşanan olağandışı yükseliş nedeniyle maliyetlerde olan artışın henüz tüketici fiyatlarına yansımadığını gösteriyor. Bu fark tamamen kapanmazsa da TÜFE’nin gelecek ay oranlarının daha da yükseleceğinin işaretidir.

Enflasyonun etkileri:
Enflasyonun en önemli etkisi satın alma gücünü düşürmesi nedeniyle mal ve hizmetlere olan talebi azaltması ve bunun ekonomik büyümeye olumsuz etkisi. Bunun yanında enflasyonun bu şekilde yükselmeye devam etmesi halinde durgunluğa (resesyona) gitme olasılığı
Satın alma gücünü enflasyona karşı yükseltmek için ücretlerde yapılacak zam mal ve hizmet alım talebine olumlu bir etki yapsa da ücret maliyetlerinin artması sonucunda yine maliyet enflasyonun yükselmesi
Enflasyon toplumsal barışı bozuyor. Ailelerin, işletmelerin ve toplumun huzuru enflasyon canavarı nedeniyle kalmıyor.

Çözüm yolları:
Enflasyonla mücadelede “gönüllü fiyat indirimleri” ve hatta “zorunlu fiyat indirimleri” nin hiçbir etkisi yoktur. Üstelik malların karaborsaya düşmesine neden olmak gibi kötü bir yönü de vardır.
Yerel seçimler nedeniyle kamu fiyat zamlarının seçim sonrasına ertelenmesi yoluna gidilmemesi. Bu toplu zamlara yol açıyor ki daha büyük hasar veriyor. Belli oranlarda zamanında yapılması
Sıkı para politikasıyla bu enflasyonu düşürmek olanağı yok. Bu nedenle kapsamlı bir enflasyonla mücadele “istikrar programı”nı yürürlüğe koymak gerekir.
Bu program temel plan içinde yer alacaktır. Çünkü enflasyonla mücadelede en önemli adım ekonomiye ve yönetenlere güven yaratılmasıdır.
Enflasyonla mücadelede hukuk sisteminin adil olması ve iyi işlemesi şarttır.
Enflasyonla mücadelede yapmamız gereken hususlardan önemli birisi de dış ilişkilerimizi kavgacı dille değil devlet adamlığı diliyle yürütmek ve saygınlığımızı artırıcı politikalar uygulamaktır.
Lale devrine son vermek enflasyonla mücadelede önemli bir gerekliliktir.
Kısa vadede dış kaynağa ihtiyacımız var. Dış kaynak olmadan enflasyonla mücadelede başarılı olmak zor gözüküyor.
4-Cari açığı azaltmak
Türkiye, sürekli cari açık vererek dış borcunu yükselten ve cari açığını kapatacak öz kaynak yaratamayan bir ülke.

Bunun sebepleri:
Enerjide dışa bağımlı olmamız. Enerji fiyatlarının küresel artışlarından doğrudan etkilenmemiz.
Enerjide dışa bağımlı olduğumuz halde savurgan bir toplum ve devlet olmamız. Yollara milyarlarca dolar benzini dökmemiz.
Üretimimizin yaklaşık yüzde 70’ini ithal girdilerle karşılamamız.
İhracatımızın katma değer yaratan ürünlerden oluşmaması
Dış ticaret açığını kapatacak başta turizm gelirleri olmak üzere diğer döviz kazançlarını yeterli düzeyde artıramamamız.

Çözüm yolları:
Yerli üretebileceğimiz her şeyi ithal etmemek. Üretim ekonomisine dönme kararlılığını ve programını ortaya koymak.
Savurganlığa son vermek. Ekonomide verimliliğe odaklanmak.
Turizm gelirlerini artırıcı tedbirleri çoğaltmak ve bu konuda seferberlik ilan etmek.
Ucuz dış kaynak yaratmak. Bunun için de saygın ve güvenilir dış politika izlemek.
5-Reel sektörün sıkıntılarına çözüm üretmek
Ülkemizde bundan önce yaşanan krizlerin öne çıkan sektörleri finans ve mali sektördü. Reel sektör de etkilenmesine rağmen iflaslar ve zor duruma düşmeler bu denli değildi. Bu krizde reel sektör büyük bunalımda.

Reel sektörün sıkıntıları:
Nakit bulma konusunda reel sektör ciddi sıkıntıda. Borçları çeviremiyor.
Bankalardan kredi alamıyor. Alabilse de yüksek faizlerle faaliyetini döndürmesi yangın.
Bankalar kredi limitlerini artırmıyor. Çok yüksek teminatlar istiyor. Bu da işletmeleri zorluyor.
Alacakların vadesi yükseldi. Borç ödeme süreleri ise kısaldı. Her alacaklının beklemeye tahammülü yok. Bu nedenle icra yolu oldukça sert ve sıkı biçimde uygulanmaya başladı.
Yükselen üretim-alım maliyetlerini fiyatlara yansıtsa bir türlü yansıtmazsa bir türlü. Bu da karlılıkları etkiliyor.
Panik ve kaygılı işletme yönetimi yanlış kararlar alınmasına neden oluyor.
Özel sektör içinde sıkıntılar bir zincir etkisi yaratarak dalga dalga yayılıyor.
Devam edeceğiz...