Ekonomik ve Sosyal Konsey yanlışı
Bir toplumda sanayi ve hizmet sektöründe verimin artması ve çalışma barışının egemen olması çok önemlidir. Mal ve hizmet üretiminin nitelikli ve giderek artan boyutlarda sergilenebilmesi o ülkenin ekonomik göstergelerine olumlu olarak yansıyacak ve uluslararası arenada o ülke daha çok önemsenecektir. Bu sonucu elde etmenin önemli unsurlarında biri sermaye ve emek arasında kurulacak sosyal diyaloğun, bir başka deyişle işyerinde uygulanacak endüstriyel demokrasinin varlığı ile çok yakından ilgilidir.
SOSYAL DİYALOG TEPEDE DEĞİL TABANDA OLMALIDIR
Emek-sermaye arasındaki iletişim kanallarının işlevini yerine getirebilmesi için bu diyaloğun işyeri temelinde gerçekleşmesi gerekir. Sermaye sahibi ve üreten emek ancak işyerlerinde karşı karşıyadır ve söyleyebileceklerini birbirlerine en iyi işyerlerinde söyleyebilirler. Sosyal diyalog önemlidir ve üretimin kalitesi, işyerinin barışı üzerinde bu kadar etkili olabilecek bu yaklaşım ne yazık sosyal taraflarca yeterince önemsenmemektedir. Ne işverenler ve ne de sendikalar sosyal diyaloğun işyerine ve ülke ekonomisine sağlayabileceği yararların ayırdında değildir. Avrupa Birliği ülkelerinde çok önemsenmiş ve başarılı bir biçimde Avrupa Şirketi anlayışı ile uygulamaya konmuş ve üye ülkelerin binlerce işyerinde yaşama geçirilmiş olan sosyal diyalog ülkemizde geçmiş hükümetlerin ve şimdiki hükümetin yanlış anlayıp uyguladığı bir kavram olmuştur.
4641 SAYILI YASA YANLIŞ BİR YASADIR
4641 sayılı yasa Ekonomik ve Sosyal Konseyin Kuruluşu, Çalışma Esas ve Yöntemleri Hakkında bir yasadır. Bir tepe örgütüdür ve hükümetin danışma organı niteliğindedir. Yasanın 7. Maddesi Konsey’in üç ayda bir olağan olarak toplanmasını öngördüğü halde yasalaştığı 2001 yılından bu yana 12 yıllık AKP döneminde ancak 8 kez toplanabilmiş ve 5 Şubat 2009’dan bu yana hiç toplanmamıştır. Bu ilgisiz ve vurdumduymaz yaklaşım bu önemli konunun AKP tarafından hiç önemsenmediğinin somut kanıtıdır. Yasa zaten bir çatı örgütüdür ve 30’a yakın kuruluşunun konseyde temsilini öngörmektedir. Böylesine bir ilgisizler kalabalığının toplansa da hiçbir şey üretemeyeceği açıktır.
HÜKÜMET YENİ BİR YANLIŞ DAHA YAPMAYA HAZIRLANIYOR
AKP Hükümeti 7.7.2014 tarihinde TBMM’ne Ekonomik ve Sosyal Konsey’in Kuruluşu ve Görevleri başlıklı bir tasarıyı, üstelik sosyal taraflara danışmadan sundu. Böylesine önemli bir konuda, konu ile ilgili sosyal tarafları dışlayarak bir tasarı hazırlamak niye? Acaba hükümet bu ülkedeki işçi ve işveren kuruluşlarını yok veya gereksiz mi saymaktadır?
Bu tasarı da yürürlükteki yasa gibi anlamsız ve amacı gerçekleştirmeye çok uzaktır. Tasarlanan biçimi ile konsey ilgili ilgisiz 57 üyeden oluşacak ve hükümete, “istişarı nitelikte görüş bildirecektir.” Başka bir deyişle zurnanın son deliği olacak ve kimse bu konseye ve eğer oluşturabilirse, görüşlerine itibar etmeyecektir.
OLMASI GEREKEN NEDİR?
Hazırlanan tasarı bir hayal ürünüdür ve hiç gerçekçi değildir. Bu tasarı yasalaşsa bile ülkenin çalışma barışı, üretim zenginliği için hiçbir şey oluşturamayacaktır. Bunun yerine bu tasarı işyerlerinde işverenlerle görüşmeler yapacak işçilerin seçeceği işçi komitelerini zorunlu hale getirse ve bu komitelerin yılda 3-4 kez işverenlerle görüşmeler yapmasını yasal bir zorunluluk yapsa işyerlerinde endüstriyel demokrasi işlevsellik kazanır ve bundan hem işverenler, hem işçiler ve hem de toplum büyük yarar sağlar.
İşçi ve işveren örgütlerinin bu konuyu masaya yatırmaları, bir taslak üzerinde anlaşmaları ve bunu hükümete kabul ettirmeleri bu ülkenin sermaye-emek ilişkilerinde bir devrim olur.