Ekonomiyi aldılar, şimdi Erdoğan’ı istiyorlar

Ortada çok tuhaf bir durum var. Herkes AK Parti’nin seçim yenilgisinin temel sebebinin ekonomi olduğunda hem fikir. Ama hiç kimse bu ekonomi politikasına toz kondurmuyor. Ne AK Parti öz eleştiri yaparken ne de muhalefet AK Parti’yi eleştirirken mevcut ekonomi politikasına dair tek söz ediyor!

AK Parti yönetimi eleştiriliyor, AK Parti teşkilatları eleştiriliyor, başkan adayları eleştiriliyor, kampanyalar eleştiriliyor, Hakan Ural bile eleştiriliyor ama ekonomi politikası dokunulmazlığını koruyor! Nedir acaba bu “zengin-sever politikayı böylesine dokunulmaz kılan? Halbuki yaşanan, halkın aylardır gırtlağa gelen geçim sıkıntısına verdiği tepkiden başka bir şey değil. Peki neden hiç o sıkıntının asıl sebebini, ekonomi programını konuşmuyoruz?

Şimdi oturmuş, AK Parti yönetiminden kimlerin istifasını istenecek diye bekliyoruz. İyi de arkadaş, mevcut ekonomi politikasının belirleyen AK Parti’nin seçim işleri, kampanya işleri ve sair büroları veya ilçe teşkilatları, başkan adayları falan değil ki! Tüm AK Parti yöneticilerini bile görevden alsanız emekçinin yüzü gülmeyecek, emeklinin karnı doymayacak… Çünkü konu onlarla ilgili değil.

MEĞER BİZİ REİS’İN İNADI BATIRMIŞ!

Sözde gazeteci özde mafya postacısı bir kadın var, CHP’nin en azgın kalemşorlarından biri. Seçimden sonra güya “Reisçi”, bir taksi şoförü ile sohbet etmiş de onun söylediklerini aktarıyor. Olayın uydurma olduğuna eminim ama mafya ablası metni güzel yazmış. Söylediğine göre “Reisçi” şoför şöyle demiş: “Ekonomi çok kötü durumda ve böyle olmasının nedeni de Reis’in inadı, daha önce işi ehil insanlara teslim etmemesi”

Breh, breh.. laflara bak! Meğer, 2015’ten 2023’e kadar tam sekiz yıl boyunca ekonomiyi yönetenler, yani dünya en büyük krizleri yaşarken, Türk ekonomisi en sert saldırılara maruz kalırken Türkiye’nin başını dik tutmayı başaranlar ehil değilmiş de Reis’in inadı yüzünden işbaşında kalmışlarmış! O sekiz yıl boyunca Türkiye’nin gelmiş geçmiş en büyük yatırım ve millileşme hamlesi yapılmış, en yüksek büyüme hızı, en iyi istihdam rakamları yakalanmış, sayısız teknolojik gelişmeye imza atılmış… Üstelik tüm bunlar yapılırken ne vatandaşın sofrasındaki ekmek azalmış ne de geçim sıkıntısı şimdiki gibi siyasi bir krize dönüşmüş… Sanki her şey son bir yılda alt üst olmamış gibi, sanki faiz son bir yılda yakamıza yapışmamış gibi çek pampa!

Ak Partililer, bu mabattan uydurma öyküyü milyon milyon paylaşıyorlar. Kimsenin de aklına şu soru gelmiyor: Doğru bile olsa bunun ne faydası var? Bu ağızda gevelenen laflar, gelip sonunda “Reis’in inadı yüzünden batıyoruz” söylemine dayanmıyor mu?

Evet tam olarak muratları da bu zaten. Çünkü 28 Mayıs seçimlerinden önce CHP’nin önerdiği ekonomi programı -sanki seçimi Kılıçdaroğlu kazanmış gibi- bugün harfiyen uygulanıyor. İngilizler, Amerikalılar, tüm tefeci sermaye ve Türkiye’deki tüm zenginler ekonomik programdan son derece memnunlar. Memnun olmadıkları şey ülkenin başında Erdoğan’ın olması. Açık açık yazıyorlar zaten, Erdoğan güvenilmez biri, sağı solu belli olmayan bir adam diyorlar, değiştirilmeli diyorlar. Yerine getirmek istedikleri adam da Türkiye’nin Zelenskiy’si Ekrem İmamoğlu.

Bunun için seçimlerde hepsi CHP’yi destekledi. Niyetleri Erdoğan’ı iyice hırpalamak, gardını düşürmek. Ama Erdoğan dönen dümenin farkına varır da seçimin faturasını gerçek sorumlulara çıkarır diye de ödleri patlıyor. Bunun için bolca goygoy yapıyorlar, bolca suçlu icat ediyorlar.

Oysa hepimiz biliyoruz, yaşanan ekonomik çöküntünün de bunun siyasi bir krize dönüşmesinin de tek sebebi var: Batılıların arzu ettiği gibi tasarlanan, faizcileri ve zenginleri kayıran, emeklileri ve emekçileri ezen ekonomi politikası. Bir çıkış varsa da eğer, bu politikanın değiştirilmesinden geçiyor.