Eksen kayması var mı, yok mu?-(TAMAMI)

Cumhuriyeti kuran, yaşadığımız demokratik rejimi bize emanet edip göçen kahramanların kemikleri sızlıyor.

Neden mi?

Evlatlarının ihaneti yüzünden tıpkı 19 Mayıs 1919’da olduğu gibi “Vatanın bağrına düşman hançerinin dayandığından, kurtaracak bir bahtı kara ananın yokluğundan, tersaneleri yok edildiğinden. Donanmaları felç edildiğinden ordularının ‘Sanal Ordu’ haline sokulduğundan. Topraklarının babalar gibi satıldığına tanık olmaları bir yana, küllerinden bir devlet, bir Cumhuriyet yarattıkları vatanın bütünlüğünün Ulus devletin can çekiştiğinden...”

2002 yılından bu yana tarih filminin geriye sarılışını kaderimize rıza göstererek izliyor ve Cumhuriyet’e eksen değiştirmek istenen tanıdık bir oyuna seyirci kalıyoruz. Önce iktidarı istenilen şekilde kurguladılar aktörlerini seçtiler, şimdi finale doğru hızla yol alıyorlar.

Halkın yıllardır böyle zamanlarda umudu kabul edilen CHP’de ‘eksen kaymasının’ olmadığını söylüyor ve ekliyor Altan Öymen:

“- CHP, Atatürk devrimlerini çağla bağdaştırarak sürdüren bir merdiven gibidir ve Cumhuriyeti kuran partidir. Çağa da merdivenin basamaklarını birer, birer çıkarak ilkelerini çağdaşlaştırır!...” ( Ulusal Kanal- 3 Şubat 2012- Haber Burada) Oysa bu eksen kaymasını en iyi bileceklerden biri sevgili dostumdu. Ne var ki; iki kurultayı ilk kez ardı ardına yaşayacak CHP’de önce tarihi partinin adının başına ‘Yeni’ ekleyen sonra da; “Bu partinin ideolojisi yok. Örgütü çalışmıyor. Hepsini değiştireceğim!” diyen Genel Başkan’a karşı toplanan 362 imzanın, demokratik bir kurultay isteyen delegelerden geldiğinin bilinci içinde tavır alacak. Altan konuya çok iyimser yaklaşarak Baykal’la ve belki de Sav’la arasındaki mesafeyi daha da açıveriyor. Yansız ve objektif kalması gereken bir zamanda iki tarafı keskin kılıcın bir tarafını kullanıyor ve :

“Bunlar bu partide her zaman olur. Ama kayyuma gitmek filan bunlar iyi şeyler değil” diyor.

Peki! Bu 362 adam çok mu haksızdır? Onlar ne istiyorlar? Elbette Atatürk ilke ve devrimlerinin daha yücelmesini, Atatürk’ün Cumhuriyetini yücelterek ve ilkelerini yukarılara taşıyarak tüzükte daha demokratik bir görüntü sergilemek için kurultayı toplamayı.

Yeni CHP’nin yeni yönetiminin, bir eksen kayması içinde olduğu iki yıldır, yazılıyor, eleştiriliyor hatta bu nedenle parti içinde bir kaos ortamı egemen. Eğer öyle olmasa CHP’nin adı neden Yeni CHP’dir? Neden başta Onur Öymen olmak üzere ne kadar CHP’li varsa kökleri kazınmaktadır? Eğer öyle olmasa Genel Başkan Kılıçdaroğlu neden CHP’nin grup kürsüsüne dini, AKP ile yarışırcasına getirir? Neden CHP tarihinde ilk kez çarşafı ve türbanı grup salonuna sokar? Neden AKP Genel Başkanı kendisini BOP eşbaşkanı olarak halka tanıtırken, BOP’un asıl fikir babası ABD’ye adamları aracılığıyla bağlılık sözü verdirir? Eğer öyle olmasa Atatürk’ün yaptığı ne varsa paspas yapanlara, hakaretlere karşı neden sessiz kalır? Eğer öyle olmasa ülkenin bağımsızlığı ve üniter yapısını değiştirecek bir yeni anayasa için neden can-ı gönülden Erdoğan’ın anayasasına su taşır? Cumhuriyet’in tüm bayramları silinirken ve yeni bir tarih yazılırken, gelelim CHP’nin oy artırdığı ile ilgili rakamlara:

Yıl 1991 CHP seçimlerde yok.
Yıl 1994 CHP % 4,3
Yıl 1995 %10,7 Baykal İdaresinde.
Yıl 1999 %8,7 Baykal bu seçim sonunda istifa eder.
Yıl 2000 Baykal tekrar başkan.
Yıl 2002 %19,4
Yıl 2007 %20,8
Yıl 2010 Baykal kaset olayıyla sahneden çekildiğinde CHP %26,5
Yıl 2011 Kılıçdaroğlu Genel Başkan ve CHP’nin aldığı oy anketlere göre %19-20 arası ( SONAR’ın anketleri).