Ekseni kaymış politikacılar

Emperyalizme karşı verilmiş ilk ulusal kurtuluş savaşını kazanan Mustafa Kemal Atatürk Osmanlı'nın küllerinden çağdaş bir devlet yaratmak ve toplumu Osmanlı'nın hurafesinden kurtarmak, demokratik düzen ile tanıştırmak için 9 Eylül 1923'de CHP'yi kurdu. CHP çok partili demokratik düzeni 1946 yılında sağlayıncaya kadar toplum önemli evrelerden geçti. Ekonomi, hukuk, eğitim alanlarında dev adımlar atıldı. 1950 yılında Demokrat Parti'nin iktidara gelmesi ve siyasette din kartını oynamaya başlaması ile toplum tel tel çözülmeye başladı. DP'nin toplumu yozlaştırma çabalarına Cumhuriyeti savunma görevi üstlenmiş ordu 27 Mayıs müdahalesi ile yanıt verdi. 27 Mayıs bir devrimdi ve hazırlattığı 1962 Anayasası sendikaların, toplusözleşme düzeninin kurulmasına kadar birçok alanda toplumun önünü açtı. Sonraki yıllarda liberal politikaları uygulayanlar toplumun aydınlanmasını değil mutlu azınlığın yaratılmasına hizmet ettiler. İnönü'nün başlattığı ve Ecevit'in başarı ile yürüttüğü ortanın solu politikası yeni bir sol açılım getirdiyse, MSP ile koalisyon yapmak zorunluluğu nedeni ile başarılı olamadı.

AKP İLE DEMOKRASİ ÇIKMAZ SOKAĞA GİRDİ

2002'de AKP iktidarı ile İslamın siyasallaşması dönemi ve tek adama dayalı bir İslam Cumhuriyeti kurma özleminin gergefin işleme süreci başladı. Bu sürece engel olabilecek tüm kurum ve kişiler tek tek yok edildi ve toplumda biat dönemi ile tanıştı. CHP'nin de yeniden design edilmesi, kurgulanması gerekiyordu. Önce CHP'nin AB'ye karşı çıkan, AKP'ye karşı tok sesli muhalefet eden Başkanı Deniz Baykal'a karşı DİSK'in öncülüğünde 10 Aralık hareketi başlatıldı sonra bir komplo ile istifaya zorlandı ve yerine CHP geçmişinden ve heyecanından habersiz, yönlendirilmeye müsait toy bir isim monte edildi. Onun aracılığı ile CHP üst yönetimi sola yabancı ve karşı, sola açılmayı önleyecek kadrolarla donatıldı. İşte bu CHP'yi yozlaştırmayı misyon edinmiş kadrolar ülkedeki 34 milyon emekçi ve aile bireylerini dışlayıp Gülen Cemaatinin kanatları altına sığınacak kadar CHP'nin anti-emperyalist, laik, cumhuriyetci, devrimci, halkçı, emekten yana ekseninden kopup tanımlanması çok zor bir rüzgarın önüne CHP'yi attılar.

CHP SİYASETTE DİN KARTINI ASLA KULLANAMAZ

İşin rengi Cumhurbaşkanı aday belirlenmesi aşamasında belirginleşti. CHP insanların inancını para ve din kartını kullanarak siyaset yapan AKP'yi aynı yöntemle vurmak amacı ile MHP ile birlikte bir din bilginine sarılmayı çıkar yol olarak gördü ve fena halde yanıldı. Bir kere MHP, Genel Başkanı her ne kadar Tayyip'i eleştirse de uygulamada AKP'nin stepnesi olmuştur. Her gerici adımda AKP'yi destekleyen MHP ile aynı safta durmak CHP'nin kendini inkâr etmesidir. Her ne pahasına olursa olsun, hangi yöntemle olursa iktidar olmayı plânlamak siyasal oportunizmdir ve bunlar CHP'nin tarihi kişiliği ile çelişen davranışlardır.

Bu CHP bizim yıllarımızı verdiğimiz CHP olmaktan çıkarılarak tanınmaz, anlaşılmaz bir kimliğin sahibi yapılmak istenmektedir. Bugünün CHP'si sanayi, hizmet ve tarım emekçilerinden, aydınlardan kopuktur. Toplumun sorunlarının nasıl çözüleceği konusunda hiçbir şey üretememektedir. Toplum böylesine durağan, böylesine kısır CHP'yi bir iktidar alternatifi olarak görmediği için oy vermemektedir. CHP yöneticileri neden emekçileri, onların sendikalarını kucaklamaktan korkuyor ve bu büyük oy potansiyalini kendi elleri ile AKP'ni kucağına itiyor anlaşılmaz. Hangi güç CHP yönetimini bu açılımı yapmaktan alıkoyuyor ve milletvekilleri neden buna karşı sessiz kalıyor ? Bu sorunun yanıtı verildiğinde CHP'nin kollarında ki zincirler kırılacaktır.

İKBAL PEŞİNDE KOŞAN KÜÇÜK SİYASETÇİLER

CHP içinde dedikodudan başka hiçbir şey üretememiş bazı küçük siyasiler CHP'nin çatı adayına övgüler yağdıran bir bildiri yayınladılar. "Bu aday seçilirse Çankaya'da danışmanlık kaparız" düşüncesi eminim bunların temel hareket noktasıdır. Ekseni kayan CHP'yi eksenine oturtmak için toplanan bu grup CHP'nin tarihi yanlışına destek vermesi nasıl fikir fukarası olduklarının ve siyaseti ikbal için yaptıklarının göstergesidir. CHP hep bu cüce politikacılar yüzünden bu günlere geldi. CHP'nin tabanı umarım çıkarcı ve üretme gücünden yoksun kısır politikacılara gereken dersi verecek ve partisine sahip çıkacaktır.

Muhalefetin çatı adayının seçilme şansı hiç olmayacaktır ve o zaman bakalım CHP'nin anlı şanlı yöneticileri istifa etmeyi akılarına getirecekler mi yoksa pişkin kelleler gibi sırıtarak koltuklarında oturmayı sürdürecekler mi? Yaşarsak göreceğiz.