Elbette şiir uyarıcıdır

Doğu Tabletleri Tebliğ şiiri ilk olarak 2010 yılında Aydınlık’ta yayımlandı. 8 yıl önce. Şiir dün, Büyük Şeytan ABD’ye uyanları derinden uyarıyordu.

Fakat kulak asmadılar, duymadılar, dinlemediler! Gerçeğe savaş açmakta devam ettiler. Ve bela kısa sürede kapıyı çaldı; gerçeğin kayasına çarptılar. O zaman dönüp şöyle dediler: “Allah’ım bizi affetsin, milletimiz bizi affetsin! Kandırıldık!” Elbette kendilerine belli bir anlayış gösterildi.

Bugün, yine hakikatten sapma yoluna girmiş görünüyorlar. Kendi cellatlarına sarılıp yeni sapkın tertipler peşinde koşmaya başladılar. Yeniden Büyük Şeytan ABD’ye sığınıp, yeni belalara davetiye çıkarıyorlar. Türkiye - Suriye arasında düşman hesabına, bu kez daha nazikçe “Uçak Düşürmeye” yelteniyorlar.

Biz de onları tarih önünde bir kez daha uyarıyoruz. Elbette şiir yıldırım gibidir yetişip yakalar ve kuşku yok ki en hakiki uyarıcı odur. Elbette şiir uyarıcıdır!

DOĞU TABLETLERİ

Kırk Birinci Tablet, Tebliğ

Diyorlar: Firavunun görevlisiyiz, biz ona hizmet ediyoruz.

Diyorlar: Bunun için o haritayı boynumuzda taşıyoruz.

Diyoruz: Size öğüt verenler hangi zalimin adamlarıdır?

Ateşten döşek ile ateşten yorgan sizi bekliyor.

Diyorlar: Güneşin batışı ile doğuşu arasında ona dua ederiz,

Koyun sürüsü gibi ölüme koşanları durduramayız,

Diyoruz: Esir edilenler buğday taneleri gibi diridir...

Diyorlar: Dicle nehrinin balıklarını Sion havuzuna akıtacağız,

Diyorlar: Müslümanları kanlarıyla yıkayıp arındıracağız .

Hiçbir Yanki neferinin ayağı taşa dokunmasın,

Diyoruz: Kendini din safına ayıranlar mümin mi avlıyor bugün?

Diyorlar: Amerika kayamızdır, ona yaslanacağız.

Diyoruz: O kof duvarın üstünüze yıkılması yakındır.

Ey ateşin dostları, siz, yaratılana cellat mı oldunuz?

Diyeceğiz: Yapmakta olduklarınızdan haberdarız.

Diyecekler: Biz adamakıllı büyülenmişiz, sapkınlığa düşmüşüz.

Diyeceğiz : Boşuna mı uluyor kurtlarımız, kişniyor atlarımız,

Diyecekler: Keşke bir dönüşümüz daha olsaydı.

Diyeceğiz: Sizi açık bir biçimde defalarca uyarmıştık,

Uçuruma sapmışsınız, mallarınızın ağırlığıyla,

Ve diyeceğiz: İhanet meclislerinizi üfleyerek dağıtacağız.

İsyanın yıldızı kendini gösterdiğinde bunu anlayacaksınız,

Tatlı cana acı darbe sunulduğunda yutkunacaksınız.

Ey düşman eliyle tahta çıkanlar, halinize ateşin dili ağlayacak!