Elektrikli saltanat!

Türkiye ekonomik sıkıntı ile boğuşuyor. Başta devlet olmak üzere tasarruf şart. Ama kimse lüksünden vazgeçmeye yanaşmıyor. Herkes tasarrufu başkasından bekliyor.

Son günlerde çok tartışılan konulardan biri de makam aracı saltanatı. Dünyanın en zengin ülkelerinden Almanya ve Japonya’yı bile ona katlıyoruz.

YÜZ BİN ARAÇ

Türkiye’de resmi araç sayısı yaklaşık 100 bin. Kiralık lüks makam aracında ise kesin sayı bilinmiyor. Çünkü beyzadeler lüks araca binmek için yasaların arkasından dolanıyorlar. Bakan, bakan danışmanları, üst düzey bürokrat yakınları devletin araçlarıyla dolaşıyor. Eşler güne, çocuklar okula, ... devletin araçlarıyla gidip geliyor. Eski cumhurbaşkanları, meclis başkanları, bakanlar, ... için de durum aynı.

Abdullah Gül’e 18 araç tahsis edildiği yazılınca açıklama geldi. “Hayır 18 değil, 17” dendi. Güler misin, ağlar mısın..! Geçen dönemin Meclis Başkanı İsmail Kahraman emekli olunca eski aracı kabul etmedi. Yeni ithal lüks araca bindi gitti.

SİVİL PLAKALAR

Eskiden kamu araçlarında siyah resmi plaka vardı. Halk resmi araçların özel işlerde kullanılmasına tepki gösterirdi. Yeri gelir müdahale eder, yeri gelir fotoğrafını çeker gazetelere verirdi. Şimdi ise plakaların çoğu sivil. Kimi güvenlik gerekçesiyle, kimi kiralık olduğu için rahatça kullanılıyor. Şoförü evine gönderip, eşini çocuklarını resmi araca bindirip tatile gidenler bile var.

BENZİN YERİNE ELEKTRİK(!)

Kriz iyice dayatmış durumda. Artık makam aracı saltanatına son vermek gerekiyor. Ama hükümetten hâlâ bu konuda çıt yok.

Hatta bu saltanatının devam edeceğinin işaretleri geliyor.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez bir açıklama yaptı. “Bakanlık olarak bağlı, ilgili ve ilişkili kuruluşlarımızda uygun yerlilik oranına sahip elektrikli ve hibrit araçların satın alınması ve kiralanması ile akaryakıt ve benzeri giderlerde yüzde 30’a varan bir tasarruf hedefliyoruz” dedi.

Belli ki araba saltanatından taviz söz konusu değil. Galiba önümüzdeki yıllarda “Elektrikli saltanat” dönemine gireceğiz. Kriz bu kafayla çözülecekse vay halimize...

MİZAH

Makam aracı olarak binek otomobiller bile hafif kalmaya başladı. Bakanlar artık VİP uçak kullanıyor. İçine gazeteciler de alınarak “uçak röportajları” modası öne çıktı. Yöneticiler böyle yapınca, halktan tasarruf etmesini istemek havada kalıyor. İmam cemaat ilişkisi. Ama hemen hatırlatalım. Sosyal medyada ekonomik kriz mizaha dönüşür oldu. “Kriz kaçınılmazsa zevk almaya bak” mesajları atılıyor. Yöneticiler için tehlikeli bir gelişme.

KIZAK SALTANATI

Son günlerde bir de “kızak saltanatı” ortaya çıktı. 24 Haziran seçimleri sonrasında çıkarılan kararname ile boşa çıkan, herhangi bir göreve atanmayan bazı müsteşar, müsteşar yardımcısı ve genel müdürler kendilerine makam döşemeye başlamışlar. Bir bakanlık eski müsteşarının kurumda kendine bir kat tahsis ettiği, makam odası döşettiği, odasında duş, dinlenme ve namaz odası, ... dahil her türlü lüksün bulunduğu bildirildi.

Benzer “fiili durumların” diğer bakanlık ve kurumlarda da yaşandığı, hiçbir sıfatı olmayan bu kişilere lüks makam aracı ile çok sayıda personel tahsis edildiği ifade edildi.

SES ÇIKARILMIYOR

“Kızak saltanatı” süren personele ses çıkarılmaması dikkat çekiyor. Bu durum bürokrasi kulislerinde, “Bunlar bildikleri sırlardan cesaret alıyorlar. Kızdırılırlarsa herkes zarar görür. Yapılan yasa dışı işler ve failleri ortalığa saçılır” yorumları yapılıyor. “Dün yenen hurmalar...” durumu var. İktidarın böyle bir ortamda krizin altından kalkması zor görünüyor. Bir an önce karar verilmesi şart. Liyakatli kişilerin ve toplumun tüm kesimlerinin desteği alınmadan krizi aşmak mümkün değil.

Umarım bu gerçek vakit geçirmeden anlaşılır.

Yoksa..!