Emeği sömüren film festivalleri

Son yıllarda moda oldu, ya festivaller ertelenip tümden kaldırılıyor ya da kelimenin tam anlamıyla “şan olsun şenlik olsun” cinsinden, öylesine yapılıyor. Hem de öylesine yapılıyor ki, bu tür festivallere giden de bin pişman gitmeyen de...

Ülkemizdeki film festivallerinin çoğu (büyük olan üç dört film festivalinden söz etmiyorum) davet ettikleri kişilere onur verip onlara büyük bir lütufta bulundukları algısını taşıyorlar. Oysaki bizim bildiğimiz festivale katılan sanatçılar, davetliler festivale onur verirler. Bir festivalin büyüklüğü ve de saygınlığı, davet ettiklerinin niceliğiyle değil de niteliğiyle ölçülür ya da ölçülmelidir. Ama bizde bunun tam tersi oluyor.

FESTİVALLERDE ÖDÜL SORUNU

Kimi festivallerde yaşanan istenmeyen olaylar, çoğunlukla festivali finanse edenlerle -ki bunlar çoğunlukla yerel yönetimler- festivali yönetenler arasındaki anlaşmazlıktan kaynaklanıyor. Üstelik bu anlaşmazlıklar yalnızca festivale davet edilenlerle değil, onun da ötesinde, festivalin yarışmalı bölümüne katılanlarla da istenmeyen ve arzu edilmeyen kimi olumsuz durumların ortaya çıkmasına yol açıyor. Bu konudan en fazla yakınanlarsa, ne gariptir ki, festivalin yarışmalı bölümüne katılıp da ödül alan kişiler oluyor. Ödül kazanan kişilerin çoğu da, ah ne yazık ki, akçe ödülü olarak tanımlayacağımız ve bir ile beş bin lira arasında değişkenlik gösteren bu ödüllerin-aradan oldukça uzun bir zaman geçmesine karşın- kendilerine verilmemesinden şikâyet ediyorlar. Yani kısacası, festivali yapan kişiler ve kurumlar ödül vereceğiz diyor, ama vermiyorlar. Üstelik bu ödüllerin miktarı da, sözünü ettiğimiz gibi, bir ile üç bin arasında, bilemediniz beş bin lira kadar bir şey...

Bu ve buna benzer olaylar beş yıl önce de olmuş, biz yine, çoğu öğrenci olan ödüllü yönetmenlerin ödüllerinin verilmesi gerektiğini, aksi takdirde bu festivallerin hangileri olduğunu açıklayacağımızı belirterek “ayıptır, yazıktır...” gibisinden bir şeyler yazıp ödüllerin verilmesini sağlamıştık.

TELİF SORUNU

Ödül sorunu çoğunlukla kısa film yarışması yapan küçük festivallerin sorunu. Kimi büyük festivallerin sorunu ise bundan daha büyük... Festival öncesi kimi yazarlara birden fazla kitap yaptıran bu “kimi festivaller”, bırakın kitapların telif ücretini ödemeyi, yazılan kitaplardan -hani bir tane de olsa- yazarlarına verme gereksinmesi duymuyor. Bu ayıp, yıllar yılı da böylece sürüp gidiyor. Bu ayıbı ortadan kaldırmayı ne festivali finanse edenler, ne de yönetenler azıcık dert ediniyor. Sanırım emeğin yüceltilip ödüllendirilmesi gereken bir film festivalinde emeğin bu denli sömürülmesi ve sömürenlerin de bu denli “pişkin” davranmaları, ne anlaşılacak, ne de bağışlanacak bir durum... Ama bizim film festivallerimizde, ne yazık ki bu durumun görmezden gelinmesi sürüp duruyor. (Ben bu konuda festivallere kitap yazan diğer meslektaşlarımdan daha şanslı olduğumu söyleyebilirim. Sözüm emeği sömürenlere...)

Kısacası, kimse kimseden festival yapmasını istemiyor. Eğer bu işe talip olanlar varsa, lütfen bedelini ödesinler. Paraları yoksa da yapmasınlar. Çünkü kültür -sanat ağırlıklı festivaller emeği sömürmez, tersine değerlendirip yüceltirler. Çünkü festivallerin asıl yapılma nedeni de değeri belirleyip duyurmaktır.