Emri veren benim!

Yapın, emrini ben verdim.
Yıkın, dedim şu zorbanın bendini,
Önlü arkalı yıktılar barikatını, fendini,
Şeytanrılı tarikatını da.

Kucağı bebekli kadın,
Aldı talimatımı, fırladı kapıdan,
Yetti yetişti, girdi safına...
Eteğinin rüzgarıyla devrildi duvar,
Çıkıverdi bir adımda Hızır İlyas katına.

Açın dedim şu diriliş yolunu,
Baştan sona açtılar, hem sağını solunu,
Temizlediler sapağını, kavşağını,
Paratapar sapığını da.

Emirleri veren benim,
Eller ile, diller ile, yürekteki teller ile.
Ordular yürütürüm aşk erinden,
Bir bedenden kırk ejderha yaparım,
Yerler gökler bilir beni.

Alnının ışığıyla doğrulur adam,
Battal kollar sallar mülkü temelden,
Döker çürüğünü, çöpüğünü...
Çiçeğiyle, türküsüyle donatır yeniden,
Başlar dünya gelininin düğünü.

Efendinin kürresine güvenme,
Bozacağım Delta Fors’unun forsunu.
Toy iken yedi derya geçmiştim,
Yunus karnından çıkmıştım...
Donanma kurarım bir damlanın içinde.

Ben emri verdiğim zaman,
Haydi, derim tuğrullara, ölün dirilin!
Bez gibi yırtar göğü pençeler,
Saka palazından halk edildi her biri.

Bir emir daha vereceğim,
Güneşin doğum sancısı tuttuğu sabah.
Koyverin diyeceğim kasırgayı,
Açacaklar sonuna dek büyük vanayı...
Aç kurtlar akacak haritalarda.

Göstereceğim o gün sana kendimi.
Evvel ahir yargıçları inecek,
Tecelli edecek hak göğsünün üstünde.
Göreceksin sen de kendini,
Gözünün bebeğinden geçerken evren.