En uygun girdi düzeyi

Önceki yazıda umutvar bir yem bitkisi olarak değerlendirilen sirken ile ilgili bir araştırmaya değinilmişti. Bu yazıda toprak ve iklim koşullarının pek elverişli olmadığı Iğdır’da yapılan gübre denemesi sonuçlarına dayanarak bir ekonomik analiz yapılacaktır.

HEDEF

Tarımla uğraşan kişinin temel hedefi kazanç sağlamaktır. Yapılacak bir uygulamanın masrafı ile bu uygulama sonucunda elde edilecek geliri karşılaştırıp, eğer o iş kazanç sağlayacaksa yapmalıyız. Ele alınan örnekte sirkene verilen azotlu ve fosforlu gübrenin dörder ayrı dozunun sağladığı kuru ot verimi görülmektedir. Çizelge 1’in ikinci sütununda hiç fosforlu gübre verilmediği durumdaki verim düzeyleri bulunmaktadır. Azotlu gübre de verilmeyen şahit parselin dekarından 2844 kg kuru ot alınmıştır. 5 kg saf azot verildiğinde verim 3454 kg olmuştur. Bundan, önceki verimi çıkarırsak 610 kg artış olduğunu görürüz. 10 kg saf azot verildiğinde verim yine artarak 3757 kg olmaktadır. Azotlu gübre aynı miktarda artırıldığı halde bu sefer verim artışı 303 kg olmuştur. Verim artış hızı azalmıştır. 15 kg saf azot kullanıldığı zaman ise toplam üründe azalma olmaktadır. 5 kg daha fazla saf azot verildiği halde toplam üründe 556 kg azalma oluyor. Hem dekara fazladan masraf edilmiş, hem de yarım tondan fazla ürün kaybı olduğundan katmerli zarar söz konusudur. Sadece teknik verilere bakarak, fosforlu gübre verilmediği zaman 15 kg saf azota karşılık gelen son azot dozunun kullanılmaması gerektiği açıkça görülmektedir.

İLKE

En uygun girdi miktarını belirlemede yol gösteren ekonomi ilkesi “eşit marjinal hasıla prensibi”dir.
En uygun girdi kullanım düzeyini ifade eden kavram “ekonomik optimum noktası” olarak adlandırılır. Ekonomik optimum noktası “marjinal gelirin marjinal masrafa eşit veya en yakın olduğu Nokta”dır. Türkçe olarak; eklenen gelirin, eklenen masrafa eşit veya en yakın olduğu nokta diyebiliriz.

EKLENEN (MARJİNAL) ÜRÜN

Çizelge 2’de bütün gübre kullanım seçeneklerinin verime katkısı hesaplanmıştır. Bu çizelgedeki bütün sayılar Çizelge 1’de, aynı hücrede bulunan değerden bir önceki değer çıkarılarak hesaplanmıştır.
Gelir dediğimiz zaman işin içine ürün fiyatı, masraf dediğimizde girdi (örneğimizde gübrelerin) fiyatı girer. Birim alana düşen ürün miktarı olan verim ile ürün fiyatını çarparak ürün tutarını yani geliri buluruz. Birim alana eklenen gübre miktarı ile gübre fiyatını çarparak masrafı buluruz. Çizelge 2’de verilen eklenen ürün miktarları ürün fiyatı ile çarpılarak her seçenek için eklenen gelir hesaplanır.

SABİR DEĞİLDİR

En uygun girdi dozunu ifade eden ekonomik optimum noktası, ürün ve girdi fiyatlarına bağlı olarak değişir. Ürün fiyatı aynı kalırken gübre fiyatı artarsa masraflar artmış olacağından dengeyi korumak için daha az gübre kullanmak icap eder. Gübre fiyatı aynı kalırken ürün fiyatı artarsa daha fazla gübre kullanılabilir.

SONUÇ

Somut örneğimize dönelim. Yüzde 21 azot içeren amonyum sülfat fiyatı 30 TL/kg iken, 5 kg/da saf azot 711 liraya malolur. Yüzde 40 (fosforpentaoksit) içeren triple süperfosfatın 40 TL/kg olması durumunda 5 kg fosfor dozu 500 liraya malolur. Bu fiyat düzeylerinde her dozda eklenen (marjinal) masraf düzeyini belirlemiş olduk.

Kuru otun çiftlik avlusu fiyatının 1 TL/kg olduğunu varsayalım. Çizelge 2’nin 2. Sütununda hiç fosforlu gübre kullanılmadığı durumda 5 kg saf azot verilince 610 kg verim artışı olduğu görülmektedir. Bir liradan hesaplanınca gelir miktarı 610 lira eder. Oysa 5 kilogramlık azot dozu 711 liraya mal olmaktadır. Verim artıyor diye sazan gibi atlarsanız dekar başına 101 lira zarara girersiniz.

Çizelge 2’nin hiç azot kullanılmayan N0 başlıklı satırını izleyelim. 5 kg fosfor dozunda 700 kg ürün artışı olmaktadır. Bir liradan eklenen gelir 700 liradır. Fosfor dozunun maliyeti 500 lira olduğuna göre 200 lira kazanç olur. Fosforu 5 kg daha artırdığımızda ürün 949 kg daha artıyor ve sonuna kadar devam ederek 5115 kg verim düzeyine ulaşıyoruz. Ürün fiyatı 1,5 liraya çıkarsa 5 kg azot kullanımı karlı hale gelir ve ikinci satırı izleyerek 5302 kg’lık en yüksek verim düzeyine ulaşırız.