Engellilerde devrim olmaz ise erişebilirlik de olmaz!

Engellilerde erişebilirliği tüm kapsamlarıyla ele almak gerekli. Bu hususta sadece yapısal olmamakla birlikte eğitimden, otomobile, bakım hizmetlerine, protez ve ortez gibi birçok çözüm bekleyen sorunlar bulunmaktadır. Yirmi yılı aşkın süredir ne vizyonlar ve misyonlar açıklandı ve açıklanıyor, fakat sadece kitapçıklarda ya da sözlerde kalıyor. Artık köklü çözümler gerekli. Görüldüğü üzere hükümetin bu işleri yapacak yetkinlikte kadroları olmadığı ortadadır. Engellilerin tüm sorunları, bu saatten sonra ancak liyakatli kişiler tarafından çözüme ulaşabilir.

Rahmetli olmadan önce dikkatle kendisini takip ettiğim, Türkiye’nin ilk ve en önemli mimarlık tarihçilerinden biri, Türk mimar ve akademisyen olan Prof. Dr. Doğan KUBAN’ın söyleşisinden bazı kesitleri sizler ile paylaşmak istiyorum.

Ülkemizde restorasyon ancak ideal tarih bilinci ile mümkün olur, kendimizi kandırmayalım bu bilinç bizde eskiden de yoktu.

İstanbul’da artık plan yapılamaz hale gelmiş durumda. Dünyada da bu kadar büyük şehri planlayamazsınız çareyi Anadolu’da aramalıyız. Anadolu şehirlerini eğitim ve sanayiyle cazibe merkezi haline getirmeliyiz.

Toplumda kültür yok. Kentli olmak, kente her taşınanın kentli olduğu anlamına gelmez. Kentli olmak, çağdaş uygarlığı bütünüyle olmasa bile biraz anlamış olmak demektir.

İşe gitmek için her gün yolda iki saat kaybediyorsan, geri kalmış bir şehirde yaşıyorsun demektir.

Atlı bozkır göçerleri yağmayla yaşardı, fethettikleri toprakları yağma ederler halkı esir alırlardı. Biz de kendi kentlerimizi inşaatlar ile yağma ediyoruz, atlı bozkır göçerleriyle atsız göçerlerin yağması arasında pek bir şey değişmedi. Kentlerin içine de kendimizi hapsediyoruz. Çağdaş hiçbir ülke liyakatsiz kadrolarla idare edilemez.

Planlama yok, çünkü planlama yapacak kişi işin başına getirilmiyor. Önce bozuyor, sonra düzeltmek için plan yapılıyor.

Türkiye kendiliğinden bir şey üretmiyor. Bizde sanat yok, resim yok, heykel yok, müzik yok, edebiyat yok sadece şiir var. Bilim yok, matematik yok.

Türkiye’de felsefe olmadığı için eleştiri kavramı gelişmedi. Az gelişmiş toplumda eleştiri yaptığın zaman, kötü söz söylemiş sayılıyorsun.

DEVRİM ATATÜRK’ÜN YAPTIKLARINI UYGULAYANLAR İLE MÜMKÜN

Türkiye Cumhuriyeti İslam toplumları tarihinde gerçekleştirilen en büyük uygarlıktır. 20’nci yüzyılın en büyük toplumsal devrimi, Türk devrimidir. Şimdilerde ise maalesef İslam toplumların çağdaş dünyayla sürüp giden uyuşmazlığı bulunmaktadır.

Atatürk, “Benim tek mirasım akıl ve bilimsel düşüncedir” demiştir. Hiçbir devlet adamı veya devlet kurucusu böyle bir söz söylememiştir.

Oysa, Türk toplumunda hangi koşullarda olursa olsun insanlık için düşünüp çalışacak çok insan olduğunu Kurtuluş Savaşında öğrendik. Günümüzde de varlıklarıyla geleceği hazırlayan milyonlar var.

Bu Ülkenin dünyayla er geç buluşacağı tek yol, çağdaş uygarlık yolu ve Atatürk devrimleridir.