Engellilerden ÖTV itirazı

Ülkemizde yönetimlerin liyakatsizliği neticesinde bütün maddi yük maalesef vatandaşın üzerine yıkılıyor. Bayramdan önce gündeme getirilen ÖTV Muafiyetli Engelli otomobil alımları ile ilgili yasada birtakım değişiklikler yapılması planlandığı Maliye Bakanlığının Tasarruf tedbirleri kapsamında yer aldığı taslakta ortaya çıktı.

CUMHURBAŞKANIMIZ SESİMİZİ DUYACAKTIR

Engelliler ve aileleri için önemli olan bu konuyu tekrar köşemizde gündeme getirmek istedim. Maliye Bakanlığınca yapılmak istenen bu değişikliğin ilgili bölümü ulusal ve yerel basında yer almasıydı belki bu konu sessiz ve sedasız kabul edilecekti.

Kamuoyuna açıklama yapan platformlar sayesinde Cumhurbaşkanımız ve milletvekilleri bu konudan haberdar oldular. Engelliler hususunda Erdoğan ailesinin ne kadar duyarlı ve hassas olduğunu bilmekteyim. Cumhurbaşkanımızın, taslakta yapılmak istenen bu yanlışlığın düzeltilmesi için Maliye Bakanımız Mehmet Şimşek ile görüşeceğinden şüphem yok.

ESKİ SİSTEME DÖNÜLMELİ

Maliye Bakanlığının ÖTV istisnası konusundan engelli bireyler ve aileleri için kanundaki satış yılını 5 yıldan 10 yıla uzatmak yerine, zaman zaman köşe yazılarımda hatırlattığım eski sistemde bulunan ve alım imkânı sağlanmış 1600 cc motor hacim sınırını geçmeyecek şekilde yapılabilmesi bunun beraberinde para limitinin kaldırıldığı, yeni teknoloji donanıma sahip olan elektrikli otomobillerin engellilerin rahatlıkla alma imkânın sağlandığı yenilenmiş düzenleme beklenmektedir. Engelli otomobil alımlarında aksi bir kısıtlama asla ve kat’a düşünülemez.

Tabiî ki bu konuda ve diğer işlerde de olduğu gibi suistimaller bulunmaktadır. Bu suistimalleri Maliye Bakanlığı ve Emniyet Müdürlüğünün ilgili birimleri tespit etmek suretiyle cezai işlem ile bu sorunların üstesinden geleceğine inanıyorum. Akla, mantığa ve vicdana uyan izlenmesi gereken yol da budur. Engellilerin haklarını ellerinden almak, kısıtlamak veya uzatmak değildir.

Kontrolsüz sürüşün kaçınılmaz sonu tabiî ki kazadır. Bu kazada kimler ölür veya kimler hayatta kalır zaman gösterecek…

---

Gündemde olan konu ile ilgili Engellilerin Hakları Platformu’ndan Sosyal Hizmet Uzmanı ve Sağlık Hizmetleri Sendikası (SAHİM-SEN) Engelliler Komisyonu Başkanı Ayşe Sarı ile görüştüm. Tarafıma şunları ifade etti:

“Engellilik hareketinin durağan hale geldiğini ve mücadele ruhunu kaybettiğini, pandemi sürecinde ve sonrasında çok açık bir şekilde gördük. Pandemi döneminde kurduğumuz platformları, tek bir çatı altında toplayarak Engellilerin Hakları Platformunu kurduk. 14 Mayıs 2024 günü TBMM önünde yaptığımız basın açıklaması ile kuruluşumuzu ilan ettik.

Platformun, bugün itibarı ile STK ve aktivistlerden oluşan 212 üyesi var. Yaşanan ekonomik güçlükler, engellilerin ve ailelerinin yoksulluğunu ve yoksunluğunu daha da derinleştirdiği için, Platform olarak, haklar bakımından yeni kazanımlar için çalışmak yerine var olan hakları korumak için sürekli bir mücadele halindeyiz. Son günlerde, sıkça konuşulan vergi paketinde, engellilerin ÖTV istisnası ile aldıkları araçlar hakkında ciddi hak kaybına neden olacak önerilere yer verildiğini gördük.

Engellilerin Haklarına Erişim Platformu olarak bu önerilerin, hem Birleşmiş Milletler Engelli Kişilerin Hakları Sözleşmesi’nin hem de Anayasa’nın ihlali anlamına geldiğini, daha açık ifade ile insan hakları ihlali olduğunu ifade ederek önerilerin geri çekilmesini talep etmek üzere; 26 Haziran 2024 Çarşamba günü, Ankara Kızılay’da bir basın açıklaması düzenledik.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’a seslendik. Önerilerin kabul edilemez olduğunu, dayanaklarıyla ifade ettik ve eğer, öneriler geri çekilmez ve TBMM’ye gelirse, mücadelemize kararlılıkla devam edeceğimizi bildirdik.

STK’LARIN GÖRÜŞÜ ALINMADI

“2024 yılı mevzuat düzenlemeleri önerileri içindeki ÖTV Kanunu ile ilgili iki alternatif öneri olduğunu görüyoruz. İlk alternatifte, istisnadan yararlanma süresinin 5 yıldan 10 yıla çıkartılması, taşıtların veraset yoluyla intikalinde istisnaya konu vergilerin mirasçılar tarafından ödenmesi, her sene yeniden değerleme oranında artan tutarın (araç satış bedelinin) yeniden değerleme oranının yarısı kadar artırılması ve Cumhurbaşkanının yeniden değerleme oranında artan tutarı yüzde 50'sine kadar artırma yetkisinin kaldırılmasına yer verilmiş.

İkinci alternatifte ise; ÖTV Kanunu’ndaki istisnanın kaldırılması, teşvikin sosyal yardım şeklinde yapılması, engellilerin gelir durumları ve alınacak taşıtların yerli olması vb. kriterler esas alınarak Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından nakit destek verilmesi önerilmiş. Tüm bu önerilerin, hiçbir STK’nın görüşü alınmadan, engelliliği bildiği farz edilen bürokratlar tarafından hazırlandığı açık. Karar süreçlerine katılım ilkesi, Engelli Kişilerin Hakları Sözleşmesi’nin, genel ilkelerinden biridir ve Hükümeti eleştirdiğimiz temel noktalardan biri de bu ilkenin ihlal edilmiş olmasıdır.

ANAYASAL SORUMLULUK

“ÖTV’den istisna araç alma hakkı; engellilerin bağımsız yaşama ve toplumsal hayata etkin bir biçimde katılımları, yaşam standartlarının yükseltilmesi, maddi ve manevi varlıklarının güçlendirilmesi için çok değerli bir haktır. Hatta devletin bu hakkı tanıması, sözleşmeden ve Anayasa’dan kaynaklı sorumluluğudur.

Ne yazık ki Devletin sorumluluklarını yerine getirmek yerine, sosyal devlet anlayışını derinden sarsacak biçimde kararlar alıyor. Öneriler hayata geçerse; 10 yıllık satış yasağı nedeniyle, ileri teknolojiden ve güvenli sürüş sağlayacak donanımlardan yararlanma hakkımız olmayacak ve bunun sonucunda elimizde eskiyen ancak satamayacağımız araçlarımız olacak. Araç satış bedelinin, yeniden değerleme oranının yarısı kadar artırılması da, araç almayı zaten imkansız hale getirecek.

ACI VERİCİ ZULÜM

“Öte yandan engelli kişinin vefatı halinde, yakınlarından ÖTV tahsil edilecek olmasını ve 10 yıl boyunca ödeme zorunluluğunun devam etmesini; kabul edilemez buluyorum. Haberlerin çıktığı günden beri ailelerin, engelli yakınları ile bu konuyu konuşuyor olması acı vericidir ve zulümdür. Basın açıklamasında da belirttim: ‘Benden sonra ne olacak?’ sorusunu soran aileler varken engelliler de ‘Benden sonra ailem, ÖTV’yi nasıl ödeyecek?’ diye sorar hale geldi.

Oysa engellilerin ve ailelerinin refahını, huzurunu ve mutluluğunu sağlamak, topluma katılımlarını sağlayacak tedbirleri almak ve onların önündeki ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmak devletin Anayasal görevidir. Bu görev, engelli kişinin vefatı halinde bitecek bir görev de değildir.

Engellilikten etkilenmek, tahmin edilmesi güç bir durum. Maddi ve manevi zorluklarla, fiziksel, ruhsal ve sosyal sorunlarla baş etmeye çalışıyoruz. Konuşmak dahi istemediğimiz; çocuklarımızın vefat durumunda, bizlerin yaşayacağı manevi acı ile birlikte görüyoruz ki devlet tarafından yalnızlaştırılacağız ve omuzlarımızda bir de maddi yükün ağırlığı olacak.

“Ben, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’ın bir anne olarak bizleri duyacağına eminim ve ÖTV Kanunu’nda yapılması düşünülen önerilerin geri çekilmesini sağlayacağını umuyorum. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in de, engellilerin ve ailelerinin yükselen sesini duyacağını ve sunulan önerilerin, vergide adaleti sağlamanın aksine can yakıcı sonuçları olacağını anlayacağını umuyorum.”