Enver Ercan ödül verdi

Enver Ercan geçenlerde edebiyat ödülü aldı. O işlerden pek anlamam ama söylenenlere göre gayet önemli bir ödül.

Ben fakir içinse olayın asıl anlam ve önemi, Enver Ercan tarafından alınmış olması.

Hem dikkat ederseniz “verdiler” demiyorum, “aldı” diyorum. Çünkü bazıları alır ödülleri, bazılarıysa verir.

Varlık dergisini bugünlere taşımış bir usta şaire ne ödül vereceksin? İcabında gider ödülü alır o.

Okuduğum ilk Varlık sayısı, Enver Ercan’ın yayın yönetmenliğine “merhaba” dediği sayıydı.

90’ların başı. Rahmetli babam Dost Kitabevi’nden almış, tatil sonrası yatılı okula uğurlarken verdi.

Mavi Tren İstanbul’a yaklaşırken, içindeki yatılı okul öğrencisi de yaklaşıyordu bambaşka bir dünyaya.

Göreceği ilk dergi ofisi, Varlık’ın o yıllarda Cağaloğlu Yokuşu’ndaki ofisiydi.

Alacağı ilk ödül, Varlık’ın “Gençlik Şiir Ödülü”ydü. Her yeniyetme gibi kendini şair sandığı zamanlar.

“Biz büyüdük ve kirlendi dünya” derken, Varlık lekesiz bir yer bulmayı başardı kendine, Enver Abi sayesinde orada kaldı.

Enver Abi’nin o mahalle delikanlısı-entelektüel harmanı kimliği dergiye bir şekilde yansıdı.

O kimlik sayesindedir ki, Bizans kanunlarının geçerli olduğu basın-yayın âleminde bunca yıl ayakta kalabildi Varlık.

Bu yüzden Enver Ercan’ın varlığı, kültür-sanat dünyamız için başlı başına bir ödüldür.

Enver Abi o ödülü gözünü bile kırpmadan edebiyatseverlere bağışlamıştır. Özellikle de gençlere.

Haliyle, ödül almış olması bunun yanında ikinci derece haber değeri taşımaktadır.

Bakmayın günümüzde edebiyatçıların “aman parmağımızı prize sokmayalım, çarpar-marpar...” ağzıyla konuşmasına.

Alın Varlık’ın 90’larda, 2000’lerdeki sayılarını, sakin kafayla okuyun. Mesela Rahmi Öğdül ve Süreyyya Evren’in yazılarını.

Bugünün, hatta yarının şifrelerinin hep o yazılarda saklanmış olduğunu göreceksiniz.

Belki de kendinizi o yazıların yazılıp yayımlanmasını sağlayan Enver Ercan’a teşekkür borçlu hisedeceksiniz.

Hiç çekinmeyin, borcu ödemenin yollarını düşünmeye başlayın. Varlık’ı nasıl destekleyeceğinizi.

Kültür dediğimiz, birbirine eklenen zincirlerin sürekliliğinden oluşur. Varlık gibi taşıyıcı gövdelerden.

Siyasetin suni gündemleri gelip geçerken ayakta kalır, nereden gelip nereye gittiğimizi gösterir bize bu gövdeler.

Üzerlerindeki dövmeler, duygu ve düşünce haritamızdır; bugünün tozu dumanı dağıldığında yönümüz bulmak için açıp bakacağımız.

Varlık’ı desteklersek, Enver Ercan’ın 20 yıldır bize verdiği ödülü hak ediyoruz demektir.