Erdoğan, ‘Eski Türkiye’nin sembolü Tansu Çiller’e sarıldı

AKP’nin İstanbul mitinginde beni şaşırtan tek olay, eski başbakanlardan Tansu Çiller’in AKP Lideri Erdoğan’ın yanında yer almasıydı.

O Çiller ki bakanlığı ve başbakanlığı döneminde TOFAŞ ve BEDAŞ işi de dahil bir yığın yolsuzlukla suçlanmıştı ve Meclis’te Mesut Yılmaz ile birbirlerini aklamışlardı. Erdoğan’ın bir zamanlar ağzından düşürmediği fail-i meçhul cinayetlerin arttığı yılların baş yöneticilerindendi Bayan Çiller. Aydınlıkçıların yazdığına göre, Tansu Çiller 1967’den sonra CIA’ya bile çalışmıştı ve kripto adı da İstanbul’un Gülü idi.

Erdoğan, o kadar çaresiz ki vatandaştan oy almak için böyle bir resimle çıkıyor halkın karşısına...

Ne diyelim? Çiller yuvarlandı kapağını buldu.

AKP-HDP YİNE BULUŞTU

Başbakan Yıldırım, Alevi temsilcileri denilen bazı kişileri toplayıp onlara dedi ki: “Dersim’le yüzleşmeliyiz. Hiçbir yanlışın arkasında durma lüksümüz yok! Dersim’i devlet yaptı...”

Kendisi bu yaklaşımıyla devlet düşmanı HDP-PKK’nın yıllardır işlediği Dersim sloganına sarıldı. Ve eski ittifak Dersim üstünden yeniden kurulmuş oldu.

Öte yandan Başbakan Yıldırım’ın bilmediği bir şey var: Alevilerin beklentisi, Dersim’le yüzleşmek değil, *laikliğin tam uygulanması... *Devletin gerici tarikatçi zihniyete teslim edilmemesi. *Parti liderleri Erdoğan’ın Alevi karşıtı tutumundan vazgeçmesi... *Cem evlerinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarına da uyularak yasal statüye kavuşturulması... *Din derslerinin zorunlu olmaktan çıkartılması... *Eğitimde akılcı yöntem uygulanması... *Büyük Atatürk’e ve ilkelerine karşı yürütülen AKP destekli saldırıların bitirilmesi...

YALAN YALAN

Tunceli/Dersim olaylarını Alevi gerçekliğinin bir parçası, hatta en önemli öğesi sanan Başbakan Yıldırım yanılıyor. 1937’de başlatılan Tunceli operasyonunun belgelerini “Dersim İsyanları ve Seyit Rıza Gerçeği” adlı çalışmamızda ortaya koyduk. (Bu kitabı okumasını Sayın Yıldırım’a kesinlikle öneriyorum)

*Türkiye, laik ve akılcı devrimlerle yeniden dirilirken ve dünyada yeniden söz sahibi olurken; *tam 2. Dünya Savaşı belirtileri ortaya çıkmışken, *Türkiye Hatay yüzünden Fransa ile çatışma halinde iken, *Ermeniciler, Türkiye’ye karşı Tunceli’deki silahlı aşiretleri kullanma kararı vermişken, *bu işi de Kürdistan paşindeki Hoybun örgütü ile birlikte planlamışlarken; eşkıya Seyit Rıza’yı harekete geçirdiler.

Bölgedeki sayıları 30’u aşan aşiretlerden 7’si devlete silah çekti.

İşte Mustafa Kemal 1937 Dersim harekâtını bu gerici saldırıyı durdurmak ve isyan üreten o düzeni ortadan kaldırmak amacıyla planladı ve uygulattı. 1937’de Atatürk’ün bilgisi dahilinde yürütülen operasyonda hiçbir sivile zarar verilmedi.

1938 Ağustos ayında başlatılan 2. Operasyon sırasında artık Atatürk ağır hastadır, operasyonun içeriğinden ve yapılanlardan habersizdir. Başbakan da İsmet İnönü değil Celal Bayar’dır. Bu operasyonu kuşatıp süpürme biçiminde planlayan da Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa’dır.

Dönemin devlet belgelerini de olduğu gibi kullanarak bu süreçte yaşanan acı olayları da söz konusu kitapta ortaya koyduk.

Sayın Yıldırım’ı, PKK’nın yalanlarına arka çıkmamaya çağırıyoruz.

SAYIN YILDIRIM HACIBEKTAŞ HİZMET BEKLİYOR!

Sayın Başbakan! Alevilerin asıl beklentilerini yukarıda özetledim.

Güncel bir beklenti daha var: Bilindiği üzere Hacıbektaş İlçesi, Alevi toplumunun en önemli ziyaret merkezidir. İlçenin belediye başkanı, devlet terbiyesiyle yetişmiş vatansever bir insan olan Ali Rıza Selmanpakoğlu’dur. Kendisi, Hacıbektaş’ın çöken kanalizasyon sistemini ve asbestli su borularını değiştirmek için büyük bir altyapı hamlesi başlatmıştır. İlçenin her yanı şu sıralarda kazılmıştır.

Başbakan Yıldırım’dan beklentimiz; hemen bugün ilgili bakanlığa emir vererek bu işin hızla tamamlamasını sağlamasıdır. Hacıbektaş’ın imarına katkıda bulunursa çok hayırlı bir iş yapmış olacaktır.

Buyur Sayın Başbakan! İşi seçim ertesine bırakmadan bugün o emri ver; ben de yarın bu köşeden duyurarak size teşekkür edeyim...