Erdoğan, ‘yargısal taciz’ suçunu işliyor!

Dün avukatım söyledi; pazartesi günü yine savcıya gidip ifade verecekmişim.Suçum ne; adam mı öldürdüm?Hırsızlık mı yaptım?Rüşvet mi alıp verdim?Kara para kazanıp ayakkabı kutularında mı sakladım?Birine küfür ya da hakaret mi ettim?Hayır...Sadece içinde Cumhurbaşkanı’nın adı geçen bir yazı yazdım!***Bu, Cumhurbaşkanı’nın ya da oğlunun hakkımda yaptığı kaçıncı suç duyurusu hatırlamıyorum.Bu suç duyurularının yüzde 90’ı savcılık tarafından reddedildi...Birkaçı davaya dönüştürüldü...Sadece birini kaybettim!Şimdi tekrar aynı yasanın aynı maddesinden bir suç işlersem cezaevine tıkılacağım.***Bu durumdaki tek yazar elbette ben değilim.Sözcü’den Necati Doğru, Uğur Dündar, Bekir Coşkun, Emin Çölaşan, Rahmi Turan, Yılmaz Özdil, Soner Yalçın...Bizim gazeteden Sabahattin Önkibar, Mehmet Faraç, Rıza Zelyut...Diğer gazetelerden de birkaç isim!Hepimiz haftanın bir iki gününü adliyede geçiriyoruz. Ancak Fethullahçı ya da ikinci cumhuriyetçi bazı yazarlar gibi yaygara yapmadığımız için kimsenin haberi olmuyor bundan...***Peki; kendisi “vatana ihanet suçu” dışında hiçbir suçtan yargılanmama zırhı giyen Cumhurbaşkanı’nın amacı ne?Ne istiyor bizden?Neden durmadan suç duyurusunda bulunuyor?Bu sorunun yanıtı belli:Korkacağımızı ve kendisini eleştirmekten vazgeçeceğimizi sanıyor da ondan...Yani; bizi “DAVA MANYAĞI” yaparak, cezaevi sopasını göstererek susturmak istiyor.Suç duyuruları ve davalar yoluyla düşünce ve ifade özgürlüğümüzü baskı altına alıyor.“Lanet olsun” diyerek tavuk dönercide iş aramamızı amaçlıyor! ***Bu; demokrasilerde suçtur!Avrupa hukuk sistemi, son yıllarda bu suçun adını net bir biçimde koydu:“YARGISAL TACİZ!”Yani Avrupa artık bir siyasetçinin, kendisini eleştiren bir gazeteci hakkında, çuvallama pahasına onlarca kez suç duyurusunda bulunmasını, dava açmasını, o gazeteciyi susturma ve sindirme amaçlı bir “suç” olarak tanımlıyor!Bu da düşünce, ifade ve basın özgürlüğünü kısıtlama suçunun ta kendisi oluyor!***Sözü uzatmayacağım.Sonradan muhalif olan Fethullah’ın emir erlerini saymazsak; şurada birkaç “dik” kalem kaldık...Başta yukarıda sıraladığım isimler olmak üzere, hedefe oturtulan bütün onurlu gazetecileri, yazarları...Kalemimizi kırmak isteyen, bunun için neredeyse her yazımızı adliyelere taşıyarak gözdağı vermeye kalkışan Cumhurbaşkanı hakkında...Birlikte ya da tek tek...“Manevi tazminat davası” açmaya çağırıyorum. Gerekirse bu yolun tek yolcusu olacağım ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne kadar gideceğim! ***Yetti artık yahu...Şamar oğlanı mıyız?
15’İNDE! Erdoğan’ın gazabı sadece gazetecilerle sınırlı değil ne yazık ki...Sıradan vatandaşlar, hatta “suç ehliyeti” olmayan çocuklar bile bu gazaptan paylarını fazlasıyla alıyor.Bunlardan biri de Kayseri’nin Bünyan ilçesinde yaşayan 15 yaşındaki A.E...A.E. Facebook’ta, Cumhurbaşkanı’na hakaret içerdiği iddia edilen bir mesajı arkadaşlarıyla paylaştığı için azılı katil gibi gözaltına alındı.***Beyefendi yakında ikili sohbetlerdeki sözlerimiz yüzünden bile bizi tutuklatabilir...Aman dikkat!
TOROS! Başbakan Ahmet Davutoğlu geçenlerde, önümüzdeki seçimlerde kendilerine oy vermeyi düşünmeyen seçmenleri, “Biz gidersek Beyaz Toroslar gelir” diye tehdit etmişti.Oysa o “Beyaz Toroslar” hiç gitmedi. AKP’nin 12 yıllık iktidarında, Hablemitoğlu suikastı başta olmak üzere tam 456 cinayet faili meçhul kaldı.İşin ilginci ne biliyor musunuz?O “Beyaz Toroslar”, ortaya çıktıkları ilk günden beri AKP tabanından sayılabilecek bir kişiyi bile “götürmedi...”Gidenler hep solcu ve yurtsever aydınlar oldu.Dinciler ise Beyaz Toroslar’ın hep “yan koltukları”nda “yardımcı” olarak oturdu.
Başbakan şimdi çıkmış; Beyaz Toros öcüsüyle oy toplamaya çalışıyor!***Siz önce 12 yılda dökülen kanların, yani 456 faili meçhul cinayetin hesabını verin...Gerisine sonra bakarız!
GÜNÜN SORUSUAKP ‘nin akıl hocalarından olan, Erdoğan’ın masasından kalkmayan, Atatürk düşmanı Kadir Mısırlıoğlu isimli din bezirganı, siyasette “değişen hava”yı koklamış olacak ki ağız değiştirmeye başlamış... Cumhurbaşkanı’nı “dinden çıkmakla” suçlamış... Sorum size:Sizce başına ne gelecek?
SÖZ SİZDE (156+149) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e soru sorma sırası Memduh Köprülü’de:“Abdullah Gül’cüğüm...Tam 7 ay 3 hafta boyunca Huber Köşkü’nde kalıp bir takım kıymetli çalışmalar yaptınız.Bunun karşılığında devamlı tenkitlere maruz kaldınız.Hak ettiğiniz, 20 milyoncuk evciğinizi bile çekemedi bu millet! Siz sakın üzülmeyiniz...Mustafa MUTLU’ya ve onun okurlarına aldırmayın... Sorularını yanıtlamaya sakın tenezzül etmeyin.Zaten öyle de yapıyorsunuz. Siz yine eskiden olduğu gibi başarılarla dolu çalışmalarınıza devam ediniz. Bir zamanlar belediyecileri, ‘Merhaba asker’ diye selamlayan efsane Tansu Çiller ile parti kurunuz. Başarılarınızın devamını dilerim.”
GÜNÜN İSYANIBir zamanlar Türkiye Cumhuriyeti’ni öldürüp ikincisini kurmayı kafasına koyan biri vardı... Duyduk ki dün, rahmetli olmuş! İsyanım onun ruhuna:Değdi mi?