Erdoğan,başarısızlığını itiraf etti

AKP’nin seçim manifestosunu, parti başkanı Tayyip Erdoğan geçen hafta sonu açıkladı.

Bu manifestoya baktığımızda, topluma “özgürlük-adalet-demokrasi” vaat ettiğini görüyoruz.

Bunun kısa açıklaması şudur: AKP, topluma yeterli özgürlük, adalet, demokrasi getirememiştir.

Halbuki bu parti 16 yıldır iktidardadır.

Bu millet, çok partili dönemde hiçbir partiye böyle bir fırsat vermemiştir.

Ama bu AKP, bu fırsatı kullanamamış; verdiği sözlerin tersini yapa yapa Türkiye’yi bugün dar boğaza sokmuştur.

Dışarıda yapayalnız bir Türkiye...

İçeride ise sosyal olarak ikiye bölünmüş, birbirine düşman edilmiş ve yoksullaşmış bir toplum...

Hem de eğitimde hızla geriye giden, modern dünyanın dışına düşen; kadınların hızla köleleştirildiği bir Türkiye bu...

Sadece yandaş müteahhitleri devlet kesesinden kolayca zengin edebilmek için yol-köprü yapan... İnsanlara iş ve aş veren bir fabrika bile açmamış olan... Ve yerli üretimi batırıp bizi yabancı devletlere muhtaç hale getiren... Pamuğu, meyveyi bile dışarıdan alan...

Bu Erdoğan’a bu millet niçin yeni bir kredi açsın?

Artık Türkiye’de sık sık kandırılan bir lider yerine sözüne güvenilir ve tutarlı bir liderliğe ihtiyaç var.

CAMİ TUVALETİ BİLE YÜZDE 25 ZAMLANDI

Milletten yeniden iktidar hakkı isteyen bu AKP; 15 yılda, içerideki ve dışarıdaki tefecilere 300 milyar dolardan fazla para ödemiş.

Bu para ile 50 milyon dolarlık tam 6 bin (6000) fabrika yaptırılabilirdi. Yani her ilimize 75 fabrika kurulabilirdi. Ve işsizlik sorunu çözülürdü.

Ama bu çok bilmiş AKP’liler, IMF’ci Kemal Derviş’in yolundan gittiler.

Var olan fabrikaları bile ya sattılar ya kapattılar.

Dışarıdan borç alıp onunla Çin’in, Almanya’nın ürünlerini getirdiler; bunları içeride satıp bol bol kâr ettiler.

Tüccarlar, sanayicilerin üstüne çıktılar.

Ve bu karanlık yol şimdi duvara tosladı.

Dolar aldı başını gitti.

AKP Lideri ne zaman, “Faize karşıyım!” dedi ise faiz hemen yükseltildi. Hem de Merkez Bankası tarafından. Hayat pahalılığı da halkın boğazını sıkar hale geldi.

Şişli Camii tuvalet ücretine yüzde 25 zam yapmışlar. Orada para toplayan genç, “Cami ama enflasyon da aldı başını gitti!” diye açıkladı bu zammı. Burada elini yıkamak istesen, “bir milyon iki yüz elli bin lira(!)” ödüyorsun.

Üstelik, üniversite mezunlarımızın üçte birisi işsiz geziyor.

Ne yapsın vatandaş?

AKP Genel Başkanı Erdoğan’a, “Bizi yoksullaştırdın, çocuklarımızı işsiz bıraktın; o yüzden teşekkür ediyor ve oylarımızı sana veriyoruz!” mu desin?

CUMHURCULAR GÜÇ DURUMDA

Artık AKP’nin Türkiye’ye bir şey veremeyeceğini sokaktaki vatandaş da görmeye başladı. İnsanlar yeni yeni seçenekler arıyorlar. İYİ Parti’nin ortaya çıkması ve kurulan tuzağa karşın seçimlere giriyor olması, AKP ve küçük ortağını çok kızdırdı. Pazar günü Bağcılar’daki İYİ Parti standının tabancalı-bıçaklı bir çete tarafından basılarak 7 partilinin yaralanması bunun göstergelerinden birisidir.

Bugüne kadar toplumu mezhep üzerinden kamplaştırıp büyük kampın başına geçerek seçim kazanan AKP’nin karşısına İYİ Parti ile birlikte Sünni kamptan yeni bir seçenek daha çıktı. Anadolu’daki gelişmeler de Cumhur ittifakının zorda olduğunu gösteriyor.

Acaba gerilimi tırmandırarak Sünni seçmeni kendilerine yapıştırma taktiğine yönelirler mi? Bunun çok tehlikeli olacağını ve seçim sonrasına da sarkabileceğini özel hesaplar yapanlara hatırlatırım.

MUHALEFET, EKSİK İMZALARI TAMAMLAMALI

Cumhur İttifakı’nın karşısına Millet İttifakı geldi. Bu ittifaktaki CHP-İYİ Parti-Saadet Partisi üçlüsü, kutuplaştırmadan uzak politika izleyerek bugüne kadar iyi geldiler. Demokrasi ve adaletin herkes için olacağını da ortaya koydular. Örneğin, Vatan Partisi Lideri Doğu Perinçek’in 100 bin imzayı tamamlaması için seçmenlerine çağrı yaptılar. Geçmişte, Vatan Partisi’nin CHP ve İYİ Parti’ye yönelik eleştirilerine karşın bu parti yöneticilerinin “Gidin, Perinçek için imza atın!” demeleri doğruydu. Bu demokratik tutum; 24 Haziran’a daha umutla bakmamıza yol açıyor.

Şimdi CHP’li ve İYİ Partili seçmenlere düşen görev, bu son günde seçim kurullarına giderek Sayın Perinçek’in eksik kalan imzalarını tamamlamaktır.

Bu adımla, 24 Haziran seçiminlerini de büyük ölçüde garantiye alacağız demektir.