Erdoğan’ın unuttukları…
Türkiye ciddi bir ekonomik kriz yaşıyor.
Elektrik, doğal gaz faturaları…
Benzin, mazot, … fiyatları…
Başta gıda olmak üzere devam eden zamlar…
Bu durum siyasi tercihleri de etkiliyor.
Şu anda “kararsız” olanlar…
Büyük çoğunluğu bir önceki seçimde,
Ak Parti’ye destek verenler.
Her konuda güven sorunu yaşanıyor.
AK PARTİ’NİN DURUMU
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a verilen raporları bilmiyorum.
Ama Ak Parti’nin kalelerinde bile sıkıntı var.
Şanlıurfa, Konya, Trabzon, …
Her yerden gelen haberler aynı.
İzlenen politikalara tepki büyük.
Son dönemde İsrail ve ABD ile ilişkiler…
Halkta yükselen eğilimle taban tabana zıt.
KADRO VAR AMA…
Ak Parti bu sıkışmışlıktan kurtulabilir mi?
İçeride, dışarıda güven sorununu aşabilir mi?
Dünyada rüzgar ABD’den değil,
Asya’dan esiyor.
Buna uygun davranırsa niye aşmasın.
Elinde yetişmiş, tecrübeli kadrolar da var.
Ama nedense bunlar kenarda bekliyor.
ESKİ BAKAN TÜZMEN
Eski Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen.
Cuma günü ziyaretine gittim.
15 yıla yakın birlikte çalıştık.
Genel müdürlük, müsteşar yardımcılığı, müsteşarlık, bakanlık…
Saddam döneminde Irak’taydık.
Libya’da bozulan ilişkiler onun döneminde düzeldi.
İran’la her alanda işbirliği vardı.
Suriye ile sınırları kaldırma noktasına gelmiştik.
Rusya ile sorunlar telefonla çözülüyordu.
Çin pazarına giriş için harcanan emekler…
İhracatçılarla, sanayicilerle aile gibiydi…
Ülkesi için risk almaktan çekinmezdi.
ESKİ GÜNLER
Eski günleri andık.
İhracatçı ve müteahhitlerle ülke seyahatleri…
Irak ziyaretleri…
2001 krizi sonrası umut olmuştu.
Amerika Irak’a girmesin diye çok uğraştı.
Saddam’la son görüşen devlet adamı da oydu.
Bağdat’taki o gün gözümün önüne geldi.
IRAK İŞGALİ
Saddam, “Amerika kararını vermiş, ben ne yaparsam yapayım Irak’ı vuracak” demişti.
Dediği gibi de oldu.
ABD askerleri Bağdat’a girmişti.
Televizyonlar naklen yayınlıyordu.
Firdevs Meydanı’ndaki heykeline ip geçirdiler.
Heykelin yıkılışı zafer ilanı gibi sunuluyordu.
Odamda gelişmeleri izliyordum.
Bakan Tüzmen iç hattan aradı.
“Ne yapıyorsun” dedi.
Haberleri izlediğimi söyledim.
“Kahveyi nasıl içiyorsun?” diye sordu.
“Hadi gel” dedi.
Kalktım, çekmeceme uzandım.
Gözüme “Yenice” sigarası ilişti.
Cezayir’deyken Büyükelçi vermişti.
“Filtresiz ama bakan da sevdi.
Kolay kolay bulamazsın” demişti.
Onu da aldım odasına gittim.
Yenice sigarasını uzattım, çok şaşırdı.
Nereden bulduğumu sordu.
Cezayir’deki akşamı anlattım, gülümsedi.
Birer sigara tellendirdik.
İkimizin de morali bozuktu.
Sürekli “Keşke önleyebilseydik” dedi durdu.
Bir ara avuçlarını gösterdi.
İlk kez böyle bir şey görmüştüm.
Stresten tüm deriler kavlamıştı.
RUSYA’YA YAPTIRIMLAR
Sohbette konu Ukrayna gerilimine geldi.
Rusya’ya uygulanan yaptırımları konuştuk.
Tüzmen’in kitabında “olumsuzluk” yoktu.
Kriz nasıl fırsata çevrilir onu düşünürdü.
Türkiye ne yapabilirdi?
İhracatçılar, müteahhitler ne olacaktı…
Kafası hep oradaydı.
ÇÖZÜME ODAKLI
Irak, İran, … tecrübesi vardı.
Şunları söyledi:
“Hızlı hareket edilirse,
Rusya ile ticaretimiz, ilişkilerimiz zarar görmez.
Türkiye de, Rusya da kazanır.
Girdi maliyetlerimiz ucuzlar.
Enflasyonu aşağı çekeriz.”
Olasılıkları, çözüm önerilerini peş peşe sıraladı.
Ayrıntıları bugün Aydınlık’ın manşetinde.
“Keşke bizim eski ekip olsaydı.
Ama istenirse hepsi harekete geçer.
Bir kuruş da karşılık istemez” dedi.
Gözleri ışıl ışıl oldu…
Erdoğan’ın unuttuğu isimlerden.
Liyakatsa liyakat, tecrübeyse tecrübe…
Tüzmen tam da bu dönemlerin adamı.
Hem içeriye, hem komşulara güven verecek bir isim.
Erdoğan’ın ihtiyacı da bu…