Ertelenen haklarımız
12 Temmuz 2006'da yayınlanan bir genelgeyle o dönem Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan engelli vatandaşların toplumsal yaşama tam katılımının sağlanması için binalar, kamuya açık alanlar ve toplu taşıma araçlarının engellilerin kullanımına uygun hale gelmesini sağlayacak düzenlemelerin yapılmasını zorunlu kılan ve bu doğrultuda ilgili kurumlara yedi yıllık süre tanınarak çalışmalara bir an evvel başlanması gereğini bu genelgeyle hüküm altına almıştır. İki yıllık eylem planları doğrultusunda bir çalışma yöntemi belirlenmiş ve 2012 yılı itibariyle de çalışmanın hedefine varılacağı öngörülmüştür. Yapılan planlamaların İçişleri Bakanlığı ve Özürlüler İdaresi Başkanlığı tarafından denetleneceği de ayrıca bu genelgeyle ifade edilmiştir. Sayısını neredeyse unuttuğumuz söz konusu çalışmanın sürekli ertelenen sonuncusu bu yıl Meclis'e sunulan torba yasada ortaya çıkmış ve yeni bir üç yıllık erteleme daha gündeme alınarak engelliler yine hayal kırıklığına uğramıştır. 1997 yılından başlayarak imar kanundaki ek bir maddeyle yasalara giren fiziksel çevrenin engelliler için ulaşılabilir ve yaşanabilir hale getirilmesi kararı 2005 yılında kabul edilen 5387 sayılı engelliler yasasının geçici 2. maddesinde ifadesini bulmuş ama ne hikmetse ne hükümet ne de yerel yönetimler tarafından ciddiye alınacak kadar üstüne gidilmemiş ve yıllardır üçer yıllık periyotlar halinde ertelenerek günümüze kadar gelmiştir. Engelliler söz konusu olduğu vakit her türlü vaadi uluorta yapan yetkililer sessiz sedasız, tepkisiz bir çoğunluk diye nitelendirmiş olacaklar ki kendi çıkardıkları genelgeleri bile engelliler adına oldu mu iptal etme, yürürlükten kaldırma ya da erteleme yoluna rahatlıkla gidebilmektedirler. Maalesef zaman zaman yaptıkları çalışmalar için övücü cümleler kurduğumuz engelli STK'ları da bu konuda tam bir sessizliğe bürünmüş bir iki cılız sesin dışında hiçbir kurum doğru dürüst tepki göstermemiştir. (Haber Global'de Engelliler Konfederasyonu Başkanı Mustafa Özsaygıyla yapılan röportajı yeri gelmişken belirtmeliyim.) Şuna artık kesin olarak eminim iktidar yetkilileri engellilerin sorunlarını kökten çözecek adımları atmaya niyetli değiller. Yapılan bir kısım yasal düzenlemelerin de Avrupa ülkeleriyle olan ilişkilerimiz, işbirliklerimiz nedeniyle yapıldığı fakat doğru dürüst bir şekilde uygulandığını da asla söyleyemeyiz. Çıkarılan yasaların arkasında duracak, onları uygulayacak basireti, sorumluluğu göstermeyen yöneticilerin durumu, engelli camiası nezdinde tam bir hayal kırıklığıdır.
ENGELLİYE REVA GÖRÜLEN MAAŞ
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı yaşlı ve engelli aylıklarına yapılan zam oranlarını açıkladı. Nereden bakarsanız bakın devlet eliyle yoksullaşan bir kitlenin içler acısı durumunu yapılan zam miktarlarında açıkça görebiliriz. Defalarca yazdık, söyledik bu paralar yalnızca hak sahibine harcanmıyor ailesi bile geçiniyor. Gezin, görün o ailelerin içinde bulunduğu durumu lütfen yerinde gözlemleyin. Masa başında karar almaktan vazgeçin. Yönettiğiniz insanların hal-i pürmelalini anlamak için onları tanımayı deneyin. Açıklanan zam sonrası insanların eline geçen paranın miktarını vicdanlarınıza sunuyorum. Yaşlı aylıklarının 763 TL'den 828 TL'ye, yüzde 40-69 engelli raporu bulunanların aylıklarının 609 TL'den 661 TL'ye, yüzde 70 ve üzeri engelli raporu olan vatandaşların aylıklarının da 914 TL'den 991 TL'ye evde bakım yardımının aylık 1657 TL'den 1797 TL'ye ağır silikozis hastalarına verilen aylık desteğin de 1677 TL'den 1819 TL'ye çıktığını görüyoruz. Açlık sınırının 2 bin 864, 82 olduğunu hatırlatmak isterim.