Esad’ın Çin ziyareti: Neden şimdi?

19. Asya Oyunları 23 Eylül’de Çin’de vuku bulacak. Açılışa davet edilenler arasında en sürpriz isim, ülkesi de yarışmalarda yerini alacak olan Suriye’nin lideri Esad. Bu ziyaret sadece açılışa katılmak ve spor müsabakalarını izlemek ile sınırlı kalmayacak. Zaten ziyaretin ana sebebi de bu değil.

Burada önemli bir bilginin altını çizelim; Esad’ı Çin’de yapılacak Asya Oyunlarına davet eden Çin Lideri Şi Cinping bir dizi stratejik antlaşmalar yapmak üzere Esad’ın devletin erkânıyla birlikte gelmesini istedi. Masada gıda, finans, ekonomi, ticaret, petrol, gaz, altyapı, güvenlik, askeri yardım projeleri olacak. Şam’da Çin Büyükelçiliği ve Suriye’yi ziyaret eden yetkililerle ziyaret öncesinde iki ülkenin hangi alanlarda birlikte çalışacaklarıyla ilgili hummalı bir hazırlık vardı.

ÇİN: PASİFTEN AKTİFE

Peki, 2010 sonrasında Suriye’ye dayatılan beynelmilel terör, yıkım ve talan savaşında genelde ‘pasif aktör’ konumunda olan Çin, Esad ile neden yeni bir dinamik ve stratejik işbirliği sayfası açmak istiyor? “Pasiften aktife ve savunmadan saldırıya” evirilmekte olan Çin’in Suriye politikalarını nasıl okumalıyız? BM Güvenlik Konseyi daimî üyesi olan Çin, 2010-2020 arasında Suriye ile ilgili ABD, Fransa, İngiltere ve diğer Batılı devletlerin konseye getirdikleri “Suriye’ye askeri müdahale ve cezalandırma” isteklerini 10 kez veto etti. Arap Ligi’nin en paralı üyeleri Suudi, Katar ve Dubai hanedanlığının Pekin’den talepleri olmasına rağmen Çin, Suriye devleti ile diplomatik ilişkilerini askıya almadı. Suriye muhalefetiyle de görüşmelerini devam ettirdi.

Çin’in “Barış içinde birlikte yaşamak için beş prensip” esaslarını savunan Pekin, savaşın son bulması için “Suriye’nin egemenliği, birliği, iç işlerine karışmama, dış müdahalenin olmaması ve siyasi çözümü” talep ediyor. Çin, 2016’da Çin Suriye Özel Temsilciliği kurar. Uygur bölgesinden Suriye’ye Türkistan İslam Partisi (TİP) mensubu 5000’den fazla “teröristin” taşındığını, burada kazandıkları askeri tecrübelerini Çin’de “terör eylemlerinde” kullandıklarını iddia ediyor. Bu kapsamda, “terör örgütlerine karşı” Esad ile 2016’dan beri düzenli bir istihbarat koordinasyonu ve işbirliği var. ABD’nin Suriye işgali ve Suriye petrolünü talan etmesini “terörle mücadele” bahanesiyle yaptığını söylüyor. Pekin, “böyle bir gerekçe haklı bir müdahale yaratıyorsa o vakit Çin’e karşı terör eylemlerinde bulunan ve terör eylemlerini Suriye’de organize eden ve buradan Çin’e taşıyan TİP’e karşı Çin ordusunun müdahale hakkı vardır. Ama ve lakin bu tür müdahaleler ancak meşru hükümetin onayı varsa yapılabilir.” görüşünde. Çin Dışişleri Bakanlığının resmi beyanatına binaen ‘terörle mücadele’ bahanesiyle ABD, Suriye’den 125 milyar dolar kıymetinde petrol çalmış.

ORDULAR ARASINDA DOSTLUK HAKİM

1991’de Çin, Şam’a SRR-1 adlı minyatür nötron kaynaklı reaktör satmıştı. 2015’te Suriye, BM kararlarına uygun olarak kimyasal silahlardan arınmayla birlikte elindeki uranyumu Çin’e iade ettiğini söylemişti. 1993-95 arasında Çin, Suriye’nin balistik füze programına katılmıştı. 2016’da Çin Merkez Askeri Komisyona bağlı olan Uluslararası Askeri İşbirliği Ofisi Başkanı Guan Youfei. “Çin ve Suriye orduları arasında geleneksel olarak dostluk ilişkileri hakimdir. Çin, Suriye ordusu ile tecrübelerini paylaşmak, işbirliğini güçlendirmek niyetindedir” açıklamasında bulunmuştu.

‘SURİYE KÜÇÜK PAZAR’

Suriye Milli Şirketi, el-Fırat petrolün partneri olan Çin Milli Petrol Şirketi, bugün ABD – PKK işgalinde olan bölgede günde 100 bin varil petrol çıkartmaktaydı. Savaşın patlak verdiği 2011 yılına kadar bölgede petrol ve doğalgaz arayan Çin petrol Şirketi Sinochem, çok zengin yeni rezervler tespit etmişti. Çin’in Suriye’de tekstil, hidrolik elektrik santralleri, lastik üretimi, altyapı gibi sahalarda önemli yatırımları vardı. Savaştan önce Suriye pazarına 2,5 milyar dolar ihracat yapıyordu. Suriye savaşı öncesinde ‘Suriye küçük pazar’ mantığı ile hareket eden Pekin, meselenin ülkenin büyüklüğü veya ticaret hacmi ile değil o ülkenin domino etkisi ile ilgili olduğunu ve nüfuzunun bununla ölçüleceğini idrak edememişti. Suriye’ye verdiği desteğe rağmen, Savaşın ilk 6 yılında Pekin, ‘Suriye küçük pazar’, ‘bekle-gör’, ‘vaziyete göre pozisyon alma’, ‘Suriye’deki kaybı başka yerlerden telafi etme’, “İsrail ile stratejik ilişkiler inşa etme’, ‘zengin Arap Körfez Ülkeleri ile ticari hacmi büyütme’ çalışmalarına ağırlık verdi. ABD’nin buna karşı hamleleri geldi. Suriye işgali, Hint-Avrupa Ekonomik Koridoru, Vietnam ile stratejik işbirliği çalışmaları, Güney Kore’ye F-35 satışları, Japonya ve Avustralya ile birlikte Çin çıkarlarına karşı karada ve denizde süren faaliyetleri, ablukaları, çip savaşları henüz aleni olarak patlak vermemiş kapsamlı ABD-Çin askeri savaşının ön hazırlıklarıdır.

ABD’NİN KORİDOR BOYNUZU

Pekin, Suriye’nin stratejik ehemmiyeti hususunda uyandıran ve çağın en önemli ekonomik bütünsellik olarak sunduğu ‘Bir Kuşak Bir Yol’ projesine karşı alternatif olarak sunulan ABD, Hint, İsrail merkezli Ekonomik Koridor balyozudur. Çin bu hamleyi ve ablukayı ABD’nin yumuşak karnı Suriye’deki varlığına meydan okuyarak yanıt vermek istiyor. Pekin ve Şam, güçlü ve egemen bir Suriye’nin Doğu Akdeniz’deki petrol ve gaz rezervlerini Çin ile birlikte çıkarabileceğini umut ediyor. Güçlü bir Suriye’nin Hint-Avrupa Ekonomik koridorun Dubai, Suudi ve Ürdün güzergâhına da takoz oluşturabileceği ihtimali var. Çin, öncelikle işe de Suriye’yi boğan ekonomik abluka ve ambargoları kırarak başlayacak. Sebep oldukları ekonomik kriz ve yoksulluğu siyasi ranta çevirmek isteyen, bu gerekçelerle toplumsal isyanları kışkırtan ABD’ye karşı Suriye’nin ihtiyacı olan finans ve ekonomik destekleri sunarak Esad’ı rahatlatmayı hedefleyecek. Pekin’in ilk etapta Suriye devletinin hâkim olduğu bölgelerde acil ihtiyaç duyulan yatırımlar için 150 milyar dolar bütçe ayırdığı söyleniyor. Esad’ın Çin ziyareti hem Şi Cinping hem de Esad için hayati önemdedir.