'Eşit yurttaşlık' Türk ve Kürt'ün eşit olması mı?

CHP lideri Kılıçdaroğlu Maltepe mitinginde sunduğu 10 maddelik bildirgede, “eşit yurttaşlıktan” bahsetti. “Eşit yurttaşlık”tan kastı Türklerle Kürtlerin eşit olması. Bu kulağa çok hoş gelen “eşit yurttaşlık” fikri aslında, bölücülüğün temel önermelerinden biridir.

Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu günden itibaren etnik ve dini farklılıkları değil, bütün vatandaşlarının yasa önünde, devlet ve dünya işlerinde eşit olmaları ilkesini benimsemiştir. Yani üniter ve ulus devlet anlayışıyla hareket etmiştir. Türkiye’deki demokrasinin de temeli budur. Etnik kökeni ve dini inancı ne olursa olsun herkes yasa önünde eşittir. Türkiye cumhuriyetinin bütün nimetlerinden eşit yararlanır. Doğal olarak eza ve cefasını da ortak olur.

Herkes askere giderek vatan savunmasına katılır. Vergi verir. Ülkenin yasalarına uyar ve ülkenin yönetimine katılmak için seçme ve seçilme hakkını kullanır. Pratikte meydana gelen eşitsizlikler, toplumsal ve sınıfsal eşitsizliklerden kaynaklanır.

İş dünyasında, Yahudi, Ermeni, Rum, Kürt, Arap veya Çerkez olduğu için devlet ihalelerine giremeyen hiç kimse yoktur. Yine devlet dairelerinde ve KİT’lerde işe alımlarda etnik ve dini ayrımlar yapılamaz. Kürt işçi ve memurun ücreti ile Türk veya başka kökenli bir işçi ve memurun ücreti aynıdır. Şunu bile söyleyebilirim, bölücülük yapanlara bile eşit davranılmaktadır. Örnek olarak Barzanici olan ve Türkiye’de federasyon fikrini savunan rahmetli Şerafettin Elçi’yi verebilirim. Avukatlığının yanı sıra büyük bir müteahhit ti, Şerafettin bey. Birçok devlet ihalesi alarak büyüdü. Ecevit Hükümetinde Bayındırlık Bakanlığı yaptı.

Türkiye’de ayrışma ve saflaşmalar hep sınıfsal veya siyasi temelde olmuştur. Kürtlere yapılan her haksızlık, Türklere de yapılmaktadır. 12 Mart ve 12 Eylül bütün Türkiye’de baskı ve zorbalık yapmıştır. Diyarbakır Cezaevi varsa, Ankara- Mamak ve İstanbul Metris Cezaevleri de vardır.

Etnik kökenlere eşitlik istemek, bölücülüğe zemin hazırlamaktır. Bölücülüğün neredeyse temel isteklerinden biri budur. Etnik ve dini topluluklara eşitlik veya onları kabul üzerinden yapılan her şey bizi ayrıştırır ve bizi ortaçağın karanlıklarına atar.

Etnik ve dini eşitlik bizi ayrıştırmaya ve Ortaçağın kör karanlıklarına atar. Bireysel eşitlik ise demokratik ve çağdaş bir toplum yaratır. Bugün Kürt kökenli yurttaşlarımızın büyük çoğunluğu batıda yaşıyorsa bu nedendendir. Doğrusu ayrışma değil, kaynaşma ve birlikte yaşama iradesidir. Yine bu nedenledir ki, Alevi Partisi girişimleri tutmamış ve başarısızlığa uğramıştır. HDP pratiği de bu süreci doğrulayan bir pratiktir. HDP süreci, açılım sürecinin bir parçasıdır. Açılımdan önce %5 leri aşamıyordu HDP. Kürtlerin toplumdaki nüfusu ülke nüfusunun asgari %20’si olduğunu düşünürsek, PKK-HDP’nin Kürt kökenli yurttaşlarımızın toplamda ancak %25’inin desteğini alabildiğini görüyoruz. Devlet devletliğini bilse bu oranının daha da düşeceğini rahatlıkla söyleyebiliriz.

Acı olan şudur: Bu devletin kurucu partisi şimdi bu ülkeyi bölecek bir programı halka sunmaktadır. Kurduğunu yıkmaya çalışmaktadır.