Eski Yunancadan yeni bir çeviri: İlyada - HOMEROS

Kızılırmak’ın batısı için yazılı ilk eser olan Homeros’un İlyada destanı, üç bin yıllık sesiyle, Trakya, Batı Anadolu, Yunanistan, Adalar, Mısır ve hatta Etiyopya için geçmişten ışık tutmakta, dolayısıyla sonraki kuşakların bilmesi esas alındığından, öncelikle bize seslenmektedir. Bunu da İzmirli (Smyrna) kör ozan Homeros’a borçluyuz.
Doç. Dr. Sema Sandalcı, eski Yunanca’dan Türkçe’ye çevirerek, İlyada ile bir ilki gerçekleştirdi. Uzun uğraşıdan sonra böyle bir eski destanın dilimize kazandırılması önemli bir olaydır. Homeros’un İlyada ve Odysseia’sı, yıllar önce Azra Erhat tarafından Fransızca aslından çevrilmiştir (Sander Y., Kasım 1975). Sema Sandalcı’nın, yine eski Yunanca’dan dilimize kazandırdığı Odysseia adlı Homeros’un ikinci kitabı yakında yayınlanacak. Destanın Anadolu topraklarında kurgulanmış olması öne çıksa da, ilk kez 2600 yıl önce Atina’da yazıya geçirilmesi ve böylece unutulmaktan kurtarılması önemli bir olgudur, bir yerde Anadolu ve Yunan kültürü için de edebi ve bağlayıcı bir kültür unsuru oluşturmaktadır. İlyada, bir savaşın destanıdır. Ancak psikolojik olarak bakıldığında, gerek görünümleri, gerek dile getirdiği düşüncelerle, her iki tarafta yeryüzünün tüm üstün karakterlerinin toplandığı bir yapıttır. İşte bu haliyle de günümüzde, Batı’nın sinema ve sanal kahramanlarının yaratılmasında bir model oldu.
Bugün Avrupa ve Amerikan filmlerinin geçmişe yönelik çok güzel ruh betimlemeleri, anlatım gücü ve derinliği, bu felsefe ile vurgulanmaktadır. Ancak gerçek tarihe baktığımızda, böyle cümleleri kurduklarına dair hiçbir kanıt bulunmamaktadır. Sadece 15. yüzyıl Rönesans itibarıyla, geçmişi yeniden değerlendirerek bu ince ifadeleri öğrendiklerini ve özellikle 17-18. yüzyılda yetkinleştiklerini görüyoruz. Bu alanda da öncülüğü İtalya taşımıştır.
O halde Homeros’u şimdi okumak bir kez daha önem kazanmaktadır. Çünkü içinde savaşın dışında bize coğrafi güzelliği, güçlü savunma sistemini ve mimari düzeniyle ünlü şehir Troia’da; savaşanların yöntemlerini, silahlarını ve donanımlarını, yurtları adına güç, ün ve şan kazanmalarını anlatmakla kalmayıp yanı sıra, bugün geleneklerimizle paralellik taşıdıkları için bizlere Eskiçağ’ın din, inanış, siyasal irade, aile düzeni, konukseverlik, antlaşmalar, yeminler, törenler, doğaya bakış, tükenmeyen doğa güçlerini simgeleyen ölümsüz tanrılarla olan ilişkileri, ibadetleri, yakarışları, gelenekleri, giyim kuşamı, tarımı, hayvancılığı, beslenmeyi, eşyaları, madenciliği, süslemeleri, ulaşımı, haberleşmeyi, ticareti ve dolayısıyla bir malın ederi, hatta zaman ve ölçü birimleri gibi var olan pek çok konuya ışık tutmaktadır.
Gerçekten de, Çanakkale ilimizde yer alan Troia antik kentinde gerçekleşen bir savaşın, eşsiz edebi bir metin olması açısından, İlyada’da,Troia halkının, savaşın ne denli yıkıcı olduğunu, kadın ve çocukların köle durumuna düşmemeleri için erkeklerin, yurtlarını ölümüne savunduklarını anlıyoruz.
Bu çevirinin iki temel iddiası var. Bunlardan birincisi, ilk kez, toplam 15.692 dizeden oluşan bu eser, filolojik olarak Eski Yunancasına sadık kalmak ve bir diğeri de çevirmenin, bunu hem akademik ve edebi bir çalışma olarak, hem de bu toprakların geçmişini günümüze taşımanın bir borç olduğu duygusuyla yerine getirmeye çalışmasıdır. Karşı taraf olan,Akhaiosların da, kraliyet ailesinden evli bir kadının kaçırılmasına duyulan öfkeyle toplanıp savaşa geldiklerini, buna ek olarak, Troia’da insanların, kadınla özdeşleştirilen; vatan uğruna savaşmanın ve bu yolda ölmenin gerekli olduğunu, bunun da bir şan ve onur sayıldığını, ayrıca savaştan da kaçmanın utanç verici, geri çekilmenin ise yıkım olduğunun bilincinde olduklarını görüyoruz. Troia savaşı nedeniyle, denize bakan bir anıt mezarın sonraki kuşaklar için bir ün sayılmaktadır. Akhilleus’un, Patroklos’un ve Hektor’un mezarları, bu üçlünün istekleri olarak, tarihsel gerçeği yansıtmaktadır. İşte bu da bize, bu coğrafyada 1915-1916 Gelibolu ruhunun yaşattığı destanı, daha iyi anlamamıza yol açıyor.
İlyada çevirisinin iki temel iddiası var. Bunlardan birincisi, ilk kez, toplam 15.692 dizeden oluşan bu yapıtın, filolojik olarak Eski Yunancasına sadık kalmak. İkincisi, çevirmenin İlyada’yı, hem akademik ve edebi bir çalışma olarak, hem de bu toprakların geçmişini günümüze taşımanın bir borç olduğu duygusuyla yerine getirmeye çalışmasıdır.
- Homeros - İlyada, Eski Yunancadan Çeviren: Doç. Dr. Sema Sandalcı, Ceren Y., 2016, s. 472, büyük boy