Etnik yapı denen şey nedir? -(TAMAMI)

Gazetelerin yazdığı gibi: CHP Milletvekili Prof.Dr. Birgül Ayman Güler’in “Kürt milliyetçiliğini bana ‘ilericilik’ ve ‘bağımsızcılık’ diye yutturamazsınız. Türk ulusuyla Kürt milliyetini eşit, eş değerde gördüremezsiniz” sözleri önce TBMM’yi, ardından Türkiye’yi sarstı.

Vikipedi’ye baktım. “Boşnak asıllı Türk” olduğunu özenle belirtmiş.

“Birgül Ayman Güler (d. 1 Haziran 1961, Bergama, İzmir), Boşnak asıllı Türk akademisyen, yazar ve siyasetçi. 2002 yılında Yönetim Bilimi alanında Profesörlük ünvanı aldı. Yayınlanmış çok sayıda kitabı ve makalesi bulunmaktadır. 24. Dönem İzmir Milletvekili olarak TBMM’ye girdi.”

***

Daha sonraki tartışmalarda, Birgül Ayman Güler’in bir akademisyen olduğunu belirterek terminolojiyi doğru kullandığını söylediğini anımsayalım.

Evet, Birgül Ayman Güler yüzde yüz haklıdır ve onu ırkçılıkla, ayrımcılıkla suçlayanların tamamı cahildir, fitneci ve fesatçıdır.

Okuyup yazalım

Ali Tayyar Önder’in “Türkiye’nin Etnik Yapısı” (Fark Yayınları) adlı bir kitabı var. Oradan okuyup yazalım:

“Etniklik birçok farklı ölçüde tanımlanabilen esnek bir kavramdır. Genel olarak, benimsedikleri soy (köken), dil, din ve sahip oldukları kültür itibariyle diğer gruplardan farklı olan gruplar etnik olarak nitelenir. Etnik kimlik, temelde, kültürel bir olgudur. Dolayısıyla, kültürün temel ögeleri olarak, dil ve dini inanç etnikliğin dışa dönük önemli göstergeleridir. Ancak etnik kimliği belirlemede dil ve din birlikte önem taşıyabileceği gibi, ayrı ayrı da önem taşıyabilirler. Türkiye’de etnik gruplarda din ortak inançtır. Dolayısıyla ayırıcı nitelik dil farklılığıdır.” (s.1)

“Güneydoğu ve Doğu Anadolu’da birçok yörede aşiret mensubiyeti, Türk, Kürt ya da Arap olmaktan önce gelir.”(s.2)

“Etnik kimlik, temelde, başta dil ve dinî inanç olmak üzere, töre, gelenek, ortak değerler gibi kültürel ögelerin belirdiği bir olgudur. Dolayısıyla etnik kimliğin genetik, biyolojik, ırkî bir temelde tanımlanması bilimsel gerçekliğe aykırıdır.” (s.2)

“Toplumsal alanda etnik grup kimliği iki farklı “bakış”a bağlı olarak farklı tanımlanabilir:

a) Emik Bakış: Bir grubun kendi kimliği ile ilgili kendi tanımıdır. Kendini ‘ne’, ‘kim’ olarak gördüğüdür. Emik bakışta etnikliğin ölçütü tamamen grubun kendi kabulüdür.

Doğu Anadolu’da kendini Kürt olarak tanımlayan unsurun, İstanbul’da yaşayan bölümünün bir kısmı, köken bilincine rağmen kendini Türk olarak tanımlamaktadır.

Etnik değerlendirmede bilimsel olarak geçerli olan kimlik tanımı emik bakışa dayalı kimlik tanımı ve bu tanımla belirlenen etnik grup nüfus ve sayılarıdır.” S.3,4)

b) Etik Bakış: Dışardaki bir grubun bir başka grubu tanımlamasıdır. Örneğin, Türkiye’de halkın büyük çoğunluğu çok yanlış olarak, bütün Doğu Karadenizlileri Laz, doğuluların büyük bir bölümünü Kürt, Nusayrileri Arap olarak tanımlar.

Etik bakış, genelde, bilimsel temelden uzak, genelleme şeklinde kaba bir görüştür. Bu nedenle emik bakış kadar geçerli ölçülere dayanmaz. Dolayısıyla ülkenin etnik yapısının değerlendirilmesinde geçerli bir ölçüt değildir.” (s.5)

“Karadeniz bölgesi halkının Rize, Pazar, Arhavi, Hopa yöresi dışında ‘Laz’lığı kabul etmediklerini ve ‘Laz’ olmadıklarını ortaya koymuşlardır [...] Zazaları inceleyen ciddi bütün bilim adamlarının ortak görüşü Zazacanın Kürtçenin bir lehçesi olmadığı yolundadır. Bu görüşü paylaşanlar arasında Kürdolojinin babası kabul edilen Prof. V. Minorsky vardır.”(s.6)

Kimlikler

1. Üst Kimlik: Çoğu kez yanlış tanımlamakta ve kavram kargaşasına yol açmaktadır. Etnolojik olarak üst kimlik, aynı kökene sahip alt grupların ana kimliğidir. Bu anlamda Türklük; Kırgızlar, Özbekler, Kazaklar, Azeriler, Türkmenler, Yakutlar, Gagavuzlar vb. için üst kimliktir.

Ayrıca üst kimlik, bazı durumlarda, aynı coğrafyayı paylaşan, benzer kültüre sahip, tarihi paylaşımları olan, aynı kaderi yaşamış olan grupların temsili kimliği olarak da tanımlanır. Örneğin Çerkezlik, her biri farklı kökene ve dile sahip Adigeler, Abhazlar, Çeçenler, Ubikler, Ossetler, Dağıstanlılar, vs. gibi Kuzey Kafkasya topluluklarının üst kimliğidir.” (s.9)

2. Siyasi Anlamda Üst Kimlik: Farklı etnik gruplara mensup kişilerin, vatandaşlık bilinciyle benimsedikleri temsili ulusal kimliktir. Bu kimlik genelde, ülkenin kurucu egemen unsurunun kimliğidir. TC Anayasası’nın 66. Maddesi’nde de ulusal kimlik ‘Türk’ olarak bu anlamda tanımlanmıştır. Bu tanımda esas alınan ölçüt etniklik değil vatandaşlıktır.” (s.10)

3. Asli Kimlik: Kişinin özgür iradesiyle bilinçli olarak duyumsadığı, özümsediği kimliğin, kökeni ne olursa olsun, o kişi için bir üst kimlik değil, asli kimliğidir. (s.10)

***

Bilim böyle diyor: Ana Üst Kimlik ile Siyasi Üst Kimlik’in, ilgili bütün etnik kimlikleri kapsayıp içerdiklerini söylüyor. “Türk” ana üst kimliği ile “Türk” siyasi üst kimliği Türkiye’de yaşayan ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan bütün etnik kimlikleri içermekte ve kapsamaktadır.

Bilimsel olarak, “Kürt” etnik kimliğinin yeni anayasada “Türk” üst kimlikleriyle birlikte, eşit olarak anılması mümkün değildir! Çünkü bir üst kimlik değildir!

NOTA BENE: BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş siyasal zerafetten yoksun bir insan. Bildiri imzalayan 300 aydını, bildirilerini Hakkâri meydanında okumaya davet etmiş. “Sıkıysa” anlamında... Türkiye Cumhuriyeti’nin verdiği kimlik ve pasaportta “Türk” yazar. 300’ler de kendisine “sıkıysa bunu değiştir” diyebilir.