Ey vatan ayağa kalk!

Güneşten doğuyor ırmak, öyle coşkun,
Öylesine istekle, kıyılara çarparak…
Halk akıyor aynı potaya, yine aynı rotayla.
Arzulu köpüklerle yanıp kıvrılarak,
Öncü yürüyor, yürütüyor ülkeyi vakarla.

Doğurdu bizi vatan, ataları da doğurmuştu.
Toplandık ay yıldızlı kubbenin altında,
Yedi yönden gelip birleştik yine, başımız dik.
Vatan, vatan, ey vatan! Kavuştur bizi.


Nasıl da yetiştik, derlenip toparlanarak,
Çıkarak karanlık taş yataklardan.
Devrimin ruhu üstüne yemin ederek geldik,
Birleşen havzaların adanmışları, biz,
Ölümü, asi başımıza taç yaparak.


Yine savaştayız, yine ayakta, aynı aşkla,
Çağrıldık büyük kararla ana ile oğul,
Toplandık karargâhta baba ile sırmalı kız.
Ateşten geçip geldik, baş eğmedik,
Vatan, vatan, ey vatan! Buluştur bizi.


Tutsaklarımız var, almadan gitmeyeceğiz,
İlk sözümüz budur, son sözümüz bu:
Duvarlarınız var, yıkmadan gitmeyeceğiz.
Eriteceğiz düşman cüretini kar gibi,
Göğsümüzde korlaşan büyük ocakta.


Yarattı özgürlüğünü, isyanın yurdunda,
Namus savaşının demir hamurundan,
Ateşli sütünden emzirdi öksüzü.
Irmaklar gibi akıp geldik, dokuz ayrı koldan,
Vatan, vatan, ey vatan! Tutuştur bizi.


Şehitler verdik, dünya nimeti tatmayan,
Tatsın diye halk, hayatın lezzetini,
Adadı kendini göklerden gelen adam.
Çiğdemli dağınla, albayrağınla, ey vatan,
Delilerinle velilerinle, ayağa kalk.
Vatan, vatan, ey vatan! Ulaştır bizi.