Faiz-dolar kıskacındaki ekonomi

Seçimler öncesi Türkiye ekonomisinin ayarı kaçmış durumda. Ekonomiyi yönetenler panik halinde borç para arıyor. Küresel abi İngiltere’de küresel oyuncularla pazarlık yapılıyor. Allah bilir ne tavizler veriliyor. Yeter ki sıcak para ülkemize gelsin, borç verenler tekrar borç versin. Bu döngü devam etsin gitsin. Hep diyoruz ülkemiz tefeciye düşmüş tüccar gibi çırpınıyor.

DOLAR İNSİN FAİZ ÇIKSIN

Dolar alıp başını gidince ve dış borç çevrilemez olunca düşük faizci Cumhurbaşkanı faizcilere artık bir diyeceği kalmadı. Zamanında yapılmayan ve şişen faizler sonunda yüzde 3 gibi yüksek bir oranda artırıldı. Bu güya dövize olan talebi azaltarak kurun düşmesini sağlayacak. Düşse yine çıkar. Çünkü, sağlıksız ekonomimizde sadece para politikası ile sorunları çözebilseydik dış borç ve cari açık sorunumuz olmazdı .Oysa ekonomik, maliye ve para politikaları birbirleriyle uyumlu bir şekilde uygulanmalı. Biz de maliye politikası vergi oranlarının artışı ve vergi aflarından ibaret, para politikası faiz ve dövize odaklı, ekonomi politikaları desen zaten üretim unutulmuş, katma değer yaratmayan ekonomi yaratılmış. Bu durumda faizleri artırmış, kurları düşürmüşsün ne çıkar. Biri iner biri çıkar zaten kıyamet de ondan kopar!

FAİZLER ARTINCA SEVİNME

Faiz arttı dolar değer kaybetti, diye sevinme. Tasarruf açığı olan bir ülkede borçluluk oranı çok yüksek olduğundan faizlerin yüksekliği maliyetlerin ve enflasyonun azması demektir ki bu hepimizi fakirleştiren bir durumdur.

Üstelik Merkez Bankası faizleri artırınca mevduat faizleri artmadı. Bu nedenle faiz artışı tek taraflı işliyor.

Öte yandan faizlerin yükselmesi tüketim talebini etkileyeceğinden daralan tüketim nedeniyle de ekonomide büyüme düşecek. Nitekim Moody’s ve OECD Türkiye ekonomisinin büyüme tahminlerini düşürdü.

DOLAR DÜŞÜNCE DE SEVİNME

Faiz-dolar-enflasyon bileşik kaplar gibidir. Birbirlerini etkilerler. Ama sonuç hep enflasyona çıkar.

Doların yükselmesi ve düşmesi- hep örnek olarak veriyoruz- tansiyon gibidir. Şu andan ülke ekonomimizin tansiyonu beyin kanaması yaratacak kadar tehlikeli düzeyde. 21 olan tansiyon 20’ye düşse ne olur. Yüksek tansiyon yüksektir.

Faizler yükselip dolar düşünce yine spekülatörler ve yabancılar para kazanıyor. Vatandaşa enflasyon düşüyor.

Doların düşmesini de şimdilik olarak algılayın. Faizleri nereye kadar çıkartabilirsiniz. Çünkü enflasyon canavarı sizi yutar.

BORÇ BULDUNUZ PEKİ SONRA

Ekonomiyi yönetenler fellik fellik dış kaynak ararken diyelim ki tavizler de verdiniz ve size borç para verdiler. Bu neye yarayacak. Birkaç ay daha sizi idare eder. Sonra yine borçların vadesi gelecek. Hadi bir daha dış kaynak buldunuz, sıcak para geldi. Sonra..

Bu işin sonrası yok. Dış borç çevirme ile sıcak paradan medet umma ile hiçbir ekonomi refah seviyesine gelemez. Başta yabancılar olmak üzere kazananlar kazanır, kaybedenler yine vatandaş olur. Olan size bize olur.

MATEMATİK TÜNELİN IŞIĞINI GÖSTERMİYOR!

Rakamları alıyorsun, çarpıyorsunuz, topluyorsunuz işin içinden çıkamıyorsunuz.

| Dış borcunuz 500 milyar dolara yaklaşmış.

| Her yıl en az 200-250 milyar dolar arası bir dövize ihtiyacınız var.

| Sürekli dış ticaret açığı veriyorsunuz. Cari açık 50 milyar dolarlar düzeyinde ve GSYH’ya oranı yüzde 5’lerde.

| Hammadde ve ara malı ithal cenneti olmuşuz. Yerli üretebileceğiniz çok şeyi ithal ediyoruz.

| Anadolu kalkınmanın merkezi olması gerekirken her şeyi İstanbul’a toplayarak çarpık bir kalkınma haritası çıkartmışız.

| Eğitim düzeyiniz medeni dünya ile yarışacak düzeyin çok altında.

| Hukuk sisteminiz çökmüş ve adalete güven kalmamış.

| Vergide adaleti tesis edememişiz. Çok kazanandan değil az kazanandan aldığımız vergilerle bütçeyi yönetiyoruz.

| Enflasyon canavarı her şeyimizi yutuyor. Bu belayı çözememişiz.

| Toplumsal vicdan kalmamış.

ÇÖZÜM

Yukarıda saydıklarımızın tersini yaptığımızda tünelden çıkabiliriz. Katma Değerli Döviz kazancı Sağlayan Üretim-Modern ve Yüksek Nitelikli Eğitim- Adalet-Vicdan bir araya gelirse ülkemizi karanlıklardan aydınlığa çıkartırız. Yoksa nutuklarla, bol kepçe vaatlerle bir yere varamayız. Dolar iner-faiz çıkar-faiz iner-dolar çıkar; bu bitmeyen senfoni de böyle çalar ve gider...