Faiz silahı karavana

Türkiye ekonomisini borçlandır, dış borcunun yüzde 80’ini özel sektöre ait olsun, ekonomiyi tüketime ve savurganlığa dayandır, üretme, çiftçiyi ve emekçiyi perişan et, kredilerle gelişen ve iş yaptığını sanan müteahhit ve tüccar(iş adamı değil) sınıfı yarat, hukuku ortadan kaldır, STK’ların üzerine ölü toprağı at, bağımsız ve patronsuz medyanın ölmesine göz yum, yeni ancak kökü olmayan bir zenginler sınıfının doğmasını destekle, güven ve saygınlığımızı yerlere düşür ve sonra da ekonomimize suikast yapılıyor de. Bu gerçekten anlaşılmaz bir durum. Sonra da zamanında almadığın tedbirleri almak zorunda kal.
Elin oğlu fırsatını buldu mu her şeyi yapar. Seni borçlandırır. Alacağını almak için her türlü dolap çevirir. Para ve sermaye piyasalarınla oynar. Sana zarar kendisine yarar sağlamak için elinden geleni ardına koymaz. Bu Kapitalizmim ve sömürü düzeninin doğal sonucudur.
YABANCIYA KOZ VERME
Ülkemizi her yönden geliştirir ve bize zarar vermek veya sömürmek isteyenlere açık kapı bırakmaz ve birlik olursak bizle ilgili mücadele kazan-kazan mücadelesine ve eşitler arasında yarışmaya ve ticari bilek güreşine döner.
Uygarlık projesini tamamlayalım.
Hukuku ve güveni tesis edelim.
STK’ların gelişmesinden korkmayalım.
Her bakımdan basının özgür olmasını sağlayalım.
Piyasa ekonomisi içinde özel teşebbüsü destekler ve girişimi öne alırken emekçiyi ve çiftçiyi ezdirmeyelim.
Yürütme-Yargı-Yasamayı tarafsız ve güçlü kılalım.
Türkiye’nin Başkomutanını ve başkanını şirket işleri ile uğraştırıp yormayalım!
Gerçekçi bir kalkınma ve üretim modeline dönelim. Bunu büyük bir planla tüm dünyaya duyuralım.
Vatan savaşında ve teröre karşı yapılan mücadelenin başarılı ve anlamlı olması için de bunları yapalım.
Ama her şeyin başına da sevgi ve güveni koyalım.
İşte o zaman yabancının ülkemiz üzerinde oynamak istediği oyunları bertaraf etme gücüne ulaşırız.
Bu neye benziyor? Kendini güçlendirmeyen, çalışmayan ve yaptığı sporun gereğini yapmayanın yarışlarda rakibinin hile yaparak kazandığını iddia etmesi gibi bir şey.
Ülkemiz çok önemli bir konumda ve millet olarak güçlü tarihsel birikime sahibiz. Ve bunları yapabiliriz. Yeter ki aklı öne koyalım ve birlik olalım.
GELELİM FAİZE
Merkez Bankası başka silahı olmadığından aylar önce yapması gerektiği faiz silahını iş işten geçtikten sonra çekti. Çaresiz kaldı. Bu da ülkemizin ne büyük bir ekonomik krizin içinde olduğunu ve bugünlerin iyi günlerimiz olduğunu bize kanıtlıyor.
Faiz silahının sonuçları ne olur?
Sayalım:
Yüksek faiz doları bir süre frenler.
Dünyada en fazla faiz veren üçüncü ülkesi olarak yabancılar buraya akın etmez. Küçük girişler olur. Bunlar da kısa vadeli gelir ,bizim cebimizden paramızı çalar ve giderler.
Bu faizler nedeniyle yastık altı dövizler hemen bankalara yatırılmaz.
Bankalarda bulunan döviz mevduatları hemen TL mevduat haline gelmez.
Bu yüksek faizlerle reel sektör iyice köşeye sıkışır. Maliyetleri düşürmek için işçi çıkartır. Yüzde 38-40’lara varacak faiz oranları ile hiçbir işletme kar edemez. Bu faizi mas edecek kar yaratamaz. Yani batar.
Bütün yatırım ve projeler ertelenir.
Kredi kartı harcamaları azalır. Bireysel kredi borçluları çok zor durumda kalır.
Üretim ve ticaret durur. Bu da ekonomik küçülme ve resesyon demektir.
Enflasyon zaten azmış durumda. Bu faizlerle enflasyonu aşağıya çekmek artık çok zor. Olan oldu bir kere.
YANİ NE DİYORUZ?
Bu saydıklarımız muhtemel sonuçlar. Öyle bir duruma geldik ki ülke ekonomisinde bugüne kadar böyle bir şey olmamıştı.
Üretim yok
İhracat artmıyor
Araplara dayalı bir iç piyasa
Enflasyon azmış
Döviz kurları yüksek
Faiz oranları yüksek
Zincir öyle kötü bir şekilde bağlandı ki kopması halinde ki kopacağına inanıyoruz eyvah ki eyvah!...
ÇÖZÜM
Çözüm belli. Ülke ekonomisini karar ve kararnamelerle yönetmeyi bırakarak tüm partilerin ve kesimlerin bir araya gelip oluşturdukları ortak akılla bir “KALKINMA VE ÜRETİM MODELİ VE PLANI” yapmak. Yabancıya kazandırmayı bırakmak. Üretim ve katma değer otobanına girmek. Başka çözümler günlük çözümlerdir ve bizi aldatmaktadır.