Farelerde yeni yöntem uygulandı! Hücrelerin genetiği değiştirildi
Basel ETH Zürih Biyosistem Bilimi ve Mühendisliği bölümünde Biyolojik Mühendislik Profesörü Dr. Randall Platt liderliğindeki araştırma ekibi, hayvanlardaki bireysel hücreleri genetik olarak değiştirmek için bir yöntem geliştirdi. Bu yöntem, araştırmacıların tek bir deneyde birçok farklı gen değişikliğinin sonuçlarını incelemesine olanak tanıyacak.
Çalışmanın bulguları Nature dergisinde "İn vivo AAV-Perturb-seq ile transkripsiyonel bağlantı analizi" başlığıyla yayımlandı.
Araştırmacılar, insan patolojileriyle ilişkili genetik varyantların sürekli büyüyen özelliği nedeniyle, karmaşık dokularda genotip-fenotip ilişkilerini yüksek verimli bir şekilde incelemek için yeni yöntemler gerektirdiğini vurguladı. Araştırmacılar, in vivo genetik bozulmaları yüksek verimli ve yüksek çözünürlüklü fenotiplemenin yanı sıra transkripsiyonel bağlantı analizi için ayarlanabilir ve geniş çapta uygulanabilir bir yöntem olan, AAV-Perturb-seq olarak adlandırılan, adeno-ilişkili virüs (AAV) aracılı, doğrudan in vivo tek hücreli CRISPR taramasını tanıttılar.
FARKLI VİRÜS KARIŞIMI
Araştırmacılar, fare hücrelerine CRISPR-Cas gen makasının hangi genleri yok etmesi gerektiği konusunda bilgi vermek için AAV'yi kullandılar. Virüsleri, her virüs parçacığını belirli bir geni yok edecek bilgiyi taşıyacak şekilde hazırladılar. Ardından farelere, gen yok etmek için farklı talimatlar taşıyan bir virüs karışımını bulaştırdılar. Bu sayede bir organın hücrelerindeki farklı genleri kapatmayı başardılar. Bu çalışma için beyni seçtiler.
ŞİZOFRENİYE ÇARE Mİ
Platt'ın grubundaki doktora öğrencisi ve çalışmanın baş yazarı Dr. António Santinha, bir hastalıkta hangi genlerin anormal aktiviteye sahip olduğunu bilirlerse, bu anormalliği telafi edecek ilaçlar geliştirmeye çalışılabileceğine dikkat çekti.
Dr. Santinha, birçok doğuştan hastalıkta tek bir genin değil birden fazla genin rol oynadığını vurguladı. Bu aynı zamanda şizofreni gibi ruhsal hastalıklarda da geçerli. Teknik artık bu tür hastalıkları ve bunların genetik nedenlerini doğrudan yetişkin hayvanlarda incelenmesine olanak sağlıyor.
Artık bu analizler canlı organizmalarda yapılabilecek. Bu büyük bir avantaj çünkü hücreler kültürde, canlı bir bedenin parçası olarak davranışlarından farklı davranmakta. Bir diğer avantaj ise bilim insanlarının AAV'leri hayvanların kan dolaşımına kolayca enjekte edebilmesi. Farklı fonksiyonel özelliklere sahip çeşitli farklı AAV'ler var. Bu çalışmada araştırmacılar hayvanların beynine giren bir virüs kullandılar. Dr. Santinha, neyi calışacağinıza bağlı olarak, diğer organları hedef alan AAV'leri de kullanabileceğini vurguladı.
GENETİK BOZUKLUĞA ÇARE
ETH Zürih ve Cenevre Üniversitesi araştırmacıları birlikte bu yöntemi kullanarak, 22q11.2 delesyon sendromu olarak bilinen, insanlarda nadir görülen bir genetik bozukluğa ilişkin yeni ipuçları elde etti. Daha önce bu hastalıktan 106 gen içeren bir kromozom bölgesinin sorumlu olduğu biliniyordu. Hastalığın birden fazla genle ilişkili olduğu da biliniyordu, ancak hastalıkta hangi genlerin hangi rolü oynadığı bilinmiyordu.
Araştırmacılar bu kromozomal bölgenin fare beyninde de aktif olan 29 genine odaklandı. Her bir fare beyin hücresinde, bu 29 genden birini değiştirdiler ve ardından bu beyin hücrelerinin RNA profillerini analiz ettiler. Bilim insanları, bu genlerden üçünün beyin hücrelerinin işlev bozukluğundan büyük ölçüde sorumlu olduğunu göstermeyi başardılar. Ayrıca fare hücrelerinde şizofreni ve otizm spektrum bozukluklarını andıran paternler buldular. Üç genden biri zaten biliniyordu, ancak diğer ikisi daha önce pek fazla bilimsel ilginin odağı olmamıştı.
Orijinal makale erişim sayfası: https://www.nature.com/articles/s41586-023-06570-y