Filistin’in Dev Çocuğu ‘Hanzala’

1987, üniversiteye girdiğim ilk yıl… Bir Temmuz sıcağında Çemberlitaş’ta, Çorlulu Ali Paşa Medresesi’nde arkadaşlarımla yarenlik ediyoruz. Filistinli arkadaşımız Muhammed Ahid’i bekliyoruz. Nefes nefese geldi Muhammed. “Naci el Ali’yi Londra’da vurmuşlar!” dedi. Naci el Ali’nin adını ilk o zaman duydum. Muhammed Ahid, tüm Filistinli arkadaşlarımız gibi bedeni Türkiye’de, kalbi ülkesinde yaşardı. “Bizim kaderimiz bir gün bir yerde ölmek! Vatansızız biz!” der dururdu. İçlenirdik onunla ama elimizden de bir şey gelmezdi.

Naci el Ali, Filistin'deki Eş-Şecera köyünden, 1948 yılında Filistinlilerce "Nekbe" (Büyük Felaket) olarak adlandırılan süreçte evlerinden sürülen yaklaşık 1 milyon Filistinli’den biri. Arkadaşım Muhammed Abid, köyünün onun köyüne komşu olmasıyla övünürdü. 12 yaşlarında Filistin'den zorla çıkarılan Ali, yıllarca ailesiyle Lübnan'ın güneyinde yokluğun hüküm sürdüğü Ayn el-Hulve mülteci kampında kaldı.

KARİKATÜRE HAPİSHANE HÜCRESİNDE BAŞLADI

1960’ta Beyrut Sanat Akademisi’ne girdi. İsrail güçleri kendisini tutukladığında hapishane duvarlarını oldukça eleştirel karikatürlerle doldurdu. Ardından Lübnan ordusu tarafından tutuklandığında da tüm baskılara rağmen karikatürlerini çizmeye devam etti.

Babasının 1963'te Kuveyt'teki "Et-Talia" dergisinden iş teklifi almasıyla bu ülkeye taşınan Ali, Filistin ile Orta Doğu'daki gelişmelerle ilgili, giderek daha politik karikatürler çizmeye başladı. 1982’de, Sabra ile Şatilla katliamlarına tanıklık etti.

Lübnan, Kuveyt, Londra arasında mekik dokuyarak gazetelerde karikatürist olarak yaşamını sürdüren Ali, bazen bir Arap liderini hicveder, bazen Batı’ya meydan okur ya da İsrail'in acımasız politikasını eleştirirdi.

NACİ EL ALİ, HANZALA’YI 1969’DA OKURLARINA TANITTI

Hanzala meyvesi acı, zehirli bir bitkinin adı. Hazreti Muhammed’in de aynı adı taşıyan bir kâtibinin olduğu bilinir. Çizimi çok basittir. Çelimsiz, ayakları çıplak, giysileri yamalı, yoksul Filistin çocuklarından biridir Hanzala. Naci el Ali’nin yaşamından izler taşır. Yalınayak oluşu, Naci el Ali’nin de çocukluğu boyunca bir ayakkabıya sahip olamayışından gelir. Saçları diken dikendir. Dışarıdan bakıldığında çirkin de görünür kirli de! “İçi misk-i amber gibidir.”der El Ali

Naci el Ali 10 yaşında yurdundan ayrılmak zorunda kalmıştır. Hanzala için :“10 yaşında doğdu ve her zaman 10 yaşında olacak. Vatanına döndüğünde de 10 yaşında olup büyümeye başlayacak. Doğanın kanunları ona işlemeyecek. Her şey vatanına döndükten sonra normalleşmeye başlayacak. Onu yoksul ve acının sembolü olarak resmettim ve adını Hanzala koydum. Basit fakat sert bir çocuk. İşte bu nedenle insanlar onu sahiplendi ve kendi duygularını temsil ettiğini hissetti.”

Hanzala Orta Doğu’da yaşanan zulmün adı, mültecilerin sahipsizliği, Müslüman ülkelerin sessizliği; işbirlikçi ideolojilere, şimdi olduğu gibi katliamı bomboş gözlerle izleyen dünyaya ağır bir tavırdır. Ortadoğu’daki zulümden, yoksulluktan sorumlu herkes Hanzala’nın hedefidir.

NACİ EL ALİ, KISA SÜREDE TÜM DÜNYANIN TAKİP ETTİĞİ BİRİ HALİNE GELDİ

1979 yılında Arap Karikatüristler Birliği Başkanı seçildi. Bu popülerlik İsrail’i rahatsız etti. Hem kendisi hem de ailesi ölüm tehditleri almaya başladı. 22 Temmuz 1987’de Londra’da çalıştığı gazeteye giderken MOSSAD tarafından silahlı saldırıya uğradı. 38 gün komada kaldıktan sonra 29 Ağustos 1987’de öldü. Londra’da defnedildi. Ölümünden bir yıl sonra Paris’te Dünya Gazete Yayıncıları Birliği Naci el Ali’ye “18. Asırdan bu yana en büyük karikatüristlerden biri” unvanını vererek onu “Altın Kalem Özgürlük Ödülü”ne layık gördü. Japonlar onu dünyanın en iyi on karikatüristinden biri ilan ettiler. Yaşamı boyunca kırk binin üzerinde karikatür çizdi. Katilleri hâlâ yakalanmadı.

Naci El Ali’nin öldürülmesinden sonra Hanzala ortada kalmadı. Filistinli kadın karikatürist Ümeyye Coha, onu çizmeye devam ediyor. Coha da ilk eşini Naci el Ali gibi bir suikastte, ikinci eşini de otoritelerin tedavi için yurtdışına göndermemelerinden dolayı kaybetmiş. Coha da Hanzala gibi kimseye biat etmemiş.

ARAP COĞRAFYASINDA NEREYE GİDERSENİZ GİDİN HANZALA’YI GÖRÜRMÜŞSÜNÜZ

Bir duvarda, bir evin salonunda çerçeve içinde asılı ya da otomobillerdeki çıkartmalarda, kadınların boyunlarında… Sosyalistlerin, lâiklerin simgesi Hanzala yaşamaya devam ediyor. O’nda dışlayıcı, ayrımcı bir milliyetçiliğin zerresi dahi bulunmaz. Naci el-Ali'nin oğlu Halid'e göre Hanzala, babası için bir pusula gibidir; her zaman Filistin'e yönlendirir.

Hanzala’nın 1973’ten beri tüm insanlığa sırtı dönük! Kafasını gömmüş, ellerini arkasında kavuşturmuş… Yüzü görünmüyor. Küsmüş dünyaya! Saf bir çocuğun en doğal tepkisidir küsmek. Elinden başka ne gelir ki çocuğun? Mutlaka yüzünde hayal kırıklığı vardır Hanzala’nın ama biz görmeyiz. Göstermez yüzünü!

Hanzala ne zaman büyüyecek? Filistin dışında yaşayan milyonlarca Filistinli, kovuldukları topraklara döndükleri zaman. Ne zaman yüzünü dönecek? Filistin özgür olduğu zaman! Kaç aydır binlerce çocuk, dünyanın gözü önünde katledilirken Hanzala evine döner mi? Hiç sanmam!