Finansal piyasaların kilidini açacak 3 anahtar

Sevgili dostlar merhaba,

Borsa İstanbul Perşembe günü (-0,83%) 658 puan düşerek 78,739 puandan kapandı. İşlem hacmi 3,010,336,471 TL oldu.

Perşembe günü piyasaların beklediği verilerde ne olduğuna bakacak olursak,

1-İngiltere’de gayri safi yurtiçi hasıla 3. çeyrek rakamı yıllık bazda tahmin edilen 2,1% rakamından daha iyi geldi. Gerçekleşen rakam 2,3% oldu.

(GSYİH demek bir ülkenin ürettiği mal ve hizmetler toplamıdır yani ekonomik büyümesi demektir. Büyüyen aslında üretim yapan firmalardır. Öyleyse GSYİH artışı olması, içinde firmalar olan borsayı olumlu etkiler. Bu nedenle Perşembe günü İngiliz borsası FTSE 100 endeksi artıda kapanış yaptı)

2-ABD çekirdek dayanıklı mal siparişleri, Eylül ayında tahmin edilen rakam olan 0,2% olarak geldi.

(Dayanıklı mal denilince ekonomik ömrü beş yıl ve üzeri olan mallar akla gelir. Bu mallara talebin olması, ekonomide çarkların döndüğü işaretini verir. Bu nedenle aylık talep artış oranı, tahmin edilen rakamın altında gelirse bu durum borsaları olumsuz etkiler.)

3-ABD işsizlik maaş başvuruları, tahmin edilen rakamı 255 bin kişi iken, gelen rakam tahminin biraz üzerinde 258 bin kişi oldu.

(Eğer işsizlik maaşına başvuranlar artıyorsa bu durum ekonomide alım gücü düşen insanların artması demektir. Alım gücü düşen insan tüketimi kısar. Tüketim kısılırsa ekonomide üretim olmaz, çarklar dönmez. Borsa denilen pazarda, üretim yapan firmaların ortaklık belgesi yani hisse senetleri alınır-satılır. Firmalar üretim yapamazsa bu durum onların değerlerini düşürür. Yani borsa olumsuz etkilenir.)

4-ABD bekleyen konut satışlarında Eylül ayında 1,2% artış tahmin edilirken, gelen rakam 1,5% ile tahminin üstünde geldi.

(Bekleyen konut satışı, satılmış ancak para transferinin henüz yapılmadığı ev satışlarını içerir. Bu rakamın artması ekonomide konut alış-verişinin olduğunu yani canlılığı gösterir. Ev satılması demek aynı zamanda ekonomide diğer sektörlerin de iş yapması demektir. Zira ev denilince işin içine demir, kimya, elektrik, ahşap bir sürü sektör girer. Bu rakamın tahmin edilen rakam üzerinde gelmesi borsaları olumlu etkiler.)

Bütün bu verileri değerlendirdiğimizde ABD borsaları günü hafif ekside kapattı. Avrupa borsaları ise olumsuz gelen bilançolar ve zirvelere yaklaştıkça gelen kâr satışları nedeni ile eksi değerler aldı.

Cuma günü bekleyeceğimiz makro ekonomik veri akışı ise şöyle:

1-Fransa gayri safi yurtiçi hasılası gelecek. Tahmin edilen rakam: 0,3%

2-Fransa tüketici fiyat endeksi (enflasyon) gelecek. Tahmin edilen rakam: 0,2%

3-Almanya tüketici fiyat endeksi (enflasyon) gelecek. Tahmin edilen rakam: 0,1%

(Enflasyon Türkiye için kötü bir olgudur çünkü halkın alım gücünü düşürür. Ancak Fransa ve Almanya için eğer 2% altında ise iyi bir olgudur. Çünkü enflasyon demek fiyat artışı demektir. Fiyat artışı ise ekonomide talep varsa olur. Yani Ekonomi canlı ise talep vardır. Bu nedenle 2% oranına kadar enflasyon bu ülkeler için canlı ekonomiyi gösterir. Bu nedenle gelen rakam beklenti gibi gelirse borsalar olumlu etkilenir.)

4-ABD gayri safi yurtiçi hasılası gelecek. Tahmin edilen rakam: 2,5%

(GSYİH anlamını yukarıda İngiltere’yi anlatırken izah etmiştim)

5-ABD Michigan Tüketici Güven Endeksi gelecek. Tahmin edilen rakam: 88,1

(Bu endeks bir ankettir. Bu ankette 500 kişiye ekonomi ile ilgili sorular sorulur. Gelecek için ipuçları içerir, bu nedenle tahmin edilen rakamın altında gelmesi borsaları olumsuz etkiler.)

Borsa İstanbul için Çarşamba raporunda dönüş yapacak demiştik ve haklı çıktık. Bu noktada eski borsa tacirlerinin dediği “yükselmeyen piyasa düşer” prensibi bir kez daha haklı çıktı.

Borsa İstanbul gibi Avrupa ve Amerika borsaları da son derece sıkışık bölgeler içinde hapsolmuş durumdalar ve sert harekete gebe vaziyetteler.

Benim sizlere sürekli önerim, düşerken alıp, çıkış gördüğünüzde, gözünün yaşına bakmadan hemen satmanız, aklınız kesmedi ise uzak durmanız şeklinde idi. Hala bunun arkasındayım, zira bizim borsayı şu üç gelişme çok yakından etkileyerek yönünü belirleyecek, kilidi açacak üç anahtar şöyle:

1-FED faiz artışı bir şekilde hala fiyatlanıyor. Yükselen borsayı gören bir kesim hiç affetmiyor mal satıyor, bir kesimde bizim gibi düşerken alıp, çıkarken satıyor, uzun süre mal taşımıyor. FED haberi yukarı ya da aşağı hareketi sağlayacak bir momentuma sahip.

2-FITCH not kararı gelecek. Üç büyük kredi derecelendirme kuruluşu arasında halihazırda Türkiye'yi en yüksek kredi notuyla değerlendiren Fitch, Türkiye'yi "yatırım yapılabilir" seviyenin en düşük basamağında değerlendiriyor. Fitch, 19 Ağustos'ta Türkiye'nin "durağan" görünümünü "negatif"e çekmişti. Eğer notu düşürürse ortalık biraz karışır. Borsa için hayırlı olmaz.

3-ABD başkanlık seçimi gerginliği bitecek. Yeni başkana göre borsaların, doların bir cevabı olacak. Clinton gelirse olumlu, Trump gelirse olumsuz olabilir diyenler çok.

Borsa İstanbul’a teknik gözle bakıp yorumlara devam edelim,

Birincisi teknik görüntü iç açıcı değil. Dönüş yapmış bir fiyatı gösteriyor. Bu durumda tek teselli dünya çapında faiz oranlarının negatif ya da sıfır olması nedeni ile kendine yön arayan sermayenin borsalardan şimdilik yoğun bir şekilde kaçmıyor olması.

(Sermaye, ya tahvile (faize) ya da hisse senedine/borsaya (temettü/kâr payı almaya) gider. Yani finansal olarak iki tercih yapar. Bu iki tercih ters yönlü çalışır, yani faiz artıyorsa borsadan çıkar, tahvile girer. FED faizini bu nedenle yakından takip ediyoruz. ABD tahvil faizi artarsa, tüm borsalardan çıkış olur ve sermaye ABD'ye kaçar)

Bu bağlamda gerilemeler sert düşüşler şeklinde değil, destek noktası olarak belirlediğimiz seviyelere kadar geliyor ve orada dinlenerek güç toplayıp tekrar yukarı hareketler oluşturuyor. Ancak altını bir kez daha çiziyorum ki, yukarıda belirttiğim üç konu artı ya da eksi sonuçlandığında, bu borsa ya 82,500’e ya da 75,000 endekse doğru yola çıkar.

Haber akışını izleyerek (yukarıda belirttiğim ekonomik haberler + iç siyasi haberler) uygun destek seviyesinde, bilançosu da güzel gelmiş senetlerde mal alımı düşünülebilir. Düşüşler sert ve hacimli oluyorsa borsadan uzak durulmalıdır zira düşen endeks bir kaç destek (yatay olarak belirttiğim kırmızı çizgiler) kıracak demektir.

Amerikan doları Cuma sabaha karşı 3,1123 TL Euro ise 3,3915 TL’den işlem görüyordu. Amerikan on yıllık tahvil faizi son iki gün yükseliş göstererek 1,8565 seviyesine geldi. Bu şu demek, sermaye dolar faizine yani doların kendisine gidiyor, onu talep ediyor. Bu talebin altında yatan unsurlar, FED faiz artıracak beklentisinin piyasada artıyor olması, ABD ve Türkiye’de iyi gelen bilançolar nedeni ile kâr eden yatırımcıların hisselerini satarak tahvile dönüyor olmalarıdır.

Bu ana unsurlara ek olarak, yan unsurlarda mevcut bunlar:

1-Suudiler sıkışık ve tahvil çıkartıp borç toplama sürecinde, bu dolara talep demek, talep artması fiyat artışı yani kurun yükselmesi demek.

2-Dolar borcu olan özel şirketler 3,09 TL geçildikçe dolar talep edip borç kapatmaya çalışıyor, kur 3,09/3,11 TL iken borcu kapatmak, 3,15/3,20 TL civarında dolar alıp kapatmaktan daha ucuz bir yöntem.

Dolar TL kurunda cin şişeden çıkalı bir ay oldu. 3,11 TL üzeri artık teknik olarak mavi gökyüzü, yani ekonomik ve siyasi haberlere göre yeni rekor seviyelerine ulaşılması sizleri şaşırtmasın. Teknik görüntüye bakacak olursak tablo şöyle:

Dolarda kurumların tahminleri 3,20/3,40 arasında gidip geliyor lakin dolarda iki konu önemli, birincisi ABD on yıllık tahvile talep gelmeye devam edecek mi? Gelmeye devam etmesi, dolara talep demek bu da kurun yukarı çıkması demektir. İkincisi ise hükümetin söylemleri. Eğer "Lozan'da kaybettik", "Abdülhamit ulu bir hakandı, gerisi çok kötüydü" gibi suni gündemlerle bloklarını sıkılaştırmak isterlerse, kur buna yükselerek cevap verecektir. Çünkü bu söylemler kutuplaşma demektir, en küçük ihtilafta içeride işler karışır, yabancı sermaye ülkeyi terkeder, Yenikapı'nın ruhu gider, ancak Yenikapı'nın kendisi kalır, orada da bu işleri yapanlar denizi izleyerek kur neden 3,25 TL oldu diye düşünürler.

Ons altın Cuma sabaha karşı 1269 dolar, gram altın ise 127 TL'den işlem görüyordu. Ons altın ile ilgili dünkü raporda yer alan görüşü kopyalayıp yapıştırsam sanırım yanlış olmazdı zira ons altın bir türlü 1274 dolar seviyesini aşamadı geri geldi. Bunda etken ise Amerikan on yıllık tahvil faiz oranının yükseliyor olmasıdır. Sermaye cazip bir faiz oranı görünce sadece hisse senedinden çıkış yapmıyor, aynı zamanda altına da talep getirmiyor. En azından altın düşmese bile faiz nedeni ile baskı altında kalıyor ve yükselemiyor. Altın fiyatının düşmemesi ve zaman zaman yukarı atak yapması, ülkelerin altın talebini artırması, piyasanın altın fonu talep etmesinden kaynaklanıyor. Ons altında teknik görüntü değişmedi ama onda da sona yaklaşılıyor.

1274 doların kırılması için tahvile talebin durması veya ekonomik bir sıkıntı ile güvenli liman arayışının oluşması gerekli. Bu durumda hedef 1280 dolar olacaktır. Fiyatın gerilemesi halinde ise hedef 1266 dolar olacaktır.

Evren Devrim Zelyut

twitter: @evrendevrimz

Yasal Uyarı

Burada yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, Aracı Kurumlar, Portföy Yönetim Şirketleri, Mevduat Kabul Etmeyen Bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.