Fındıkta borsamız var depomuz yok!

Türkiye fındıkta dünya tekeli. Kuru kayısıda da bölgesel üretici gücüz. Zeytin desen öyle, kuru üzüm öyle, kuru incir de... Fakat yıllardır ekranlarda söylenir, köşelerde yazılıp çizilir; fındık borsası Hamburg'da, fiyatı Almanlar belirliyor diye. Oysa ülkemizde bir borsa zaten var; Türkiye Ürün İhtisas Borsası (TÜRİB). Bu hususta medya mensuplarının bilgi sahibi olması için Yönetim Kurulu Başkanı olduğum Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) olarak düzenlediğimiz toplantıda konuşulanları sizlere aktarmaya devam ediyorum.

TÜRİB Genel Müdürü Ali Kırali'ye toplantıda fındık konusunu sorduk. Ülkemiz dünyada toplam fındık rekoltesinde yüzde 60-65'ini (bazı yıllar değişmekle birlikte) sağladığı halde maalesef lisanslı depo sayımız sadece bir adet. Evet onun da kapasitesi sınırlı. 600-700 bin ton fındık üreten ülkemiz saklanması oldukça kolay olan fındıkta, belki de bunun rahatlığı sayesinde, lisanslı depo yerine kayıtsız bir depolama geleneğine sahip. Hal böyle olunca da elde ne kadar fındık var pek bilinemiyor. Fındık borsasının yani gerçek anlamda fiyatın ülkemizde belirlenmesi için fındıkları kayıtsız tüccar depolarında veya şahsi ardiyelerde tutmak yerine Karadeniz bölgesinde lisanslı depolarda tutabilmemiz lazım.

HUBUBAT ALTIN DEĞERİNDE

Bu hususta TÜRİB Başkanı Ali Kırali, üç maddede lisanlı depoların sağladığı faydaya işaret etti.
1- Temini zorlaşan hububatın güvenli depolarda muhafazası:

"Hububat ürünleri 2-3 ay içinde hasadı yapılan ancak ertesi hasada kadar 12 ay boyunca tükettiğimiz ürünler. Bu süre içinde bunların bir yerde depolanması gerekiyor. İklim krizi ve dünyanın tahıl ambarı olarak nitelendirebileceğimiz bölgede yaşanan savaş sonucunda hububat üretimi gittikçe zorlaşan ve pahalılaşan bir emtia grubu haline gelmiştir. Kısacası hububat artık adeta altın değerinde. Lisanslı depolar devletin denetim ve gözetimi altında özel sektörün işlettiği şeffaf yapılardır. Ürünler kimin elinde, kim alıyor-satıyor her şey kayıt altında ve anlık olarak izlenebiliyor."

MANİPÜLASYONA KARŞI ÖNLEM

2- Fiyat manipülasyonlarına karşı koruma sağlayan şeffaf ve etkin bir piyasa: "Savaş, kuraklık, iklim krizi ve bulaşıcı hastalık gibi dönemlerde hububat fiyatları manipülasyona açık hale geliyor. Ürünlerimiz şeffaf ve merkezi olmayan bir piyasada mı yoksa TÜRİB gibi finansal piyasalarda tecrübeli personeli tarafından yönetilen, piyasa gözetim sistemi ile piyasa manipülasyonlarının takip edildiği, geniş bir katılımcı ve yatırımcı kitlesi ile adil ve şeffaf fiyat oluşumu sağlayan, denetlenip gözetlenen TÜRİB gibi bir borsada işlem görmeli."

FIRSATI İYİ KULLANALIM

3- Çiftçinin finansmana erişiminin ve finansal sürdürülebilirliğinin sağlanması. Bu konuyu zaten sizlere dünkü yazımızda aktarmıştık. O nedenle yazıyı bitirirken başka bir konuya değinmek istiyorum. Halihazırda ülkemizde Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) fiyat hareketlerine karşı devrede olduğu için henüz ürün ihtisas borsasında finansal anlamda güçlü bir yatırımcı kesimi yok. Ancak bu alanda regülasyonlar tamam. Bir Şikago Borsası gibi olmasa da TÜRİB de ilerleyen yıllarda derin bir piyasa olmaya aday. Hele ki Tahıl Koridoru ile ülkemiz bölgede bir lojistik merkez olmuşken bu fırsatı iyi kullanmak lazım.