Fırtınalı sularda doğru rotayı tutturmak

Dünyanın örüntüsü değişiyor. Çin Komünist Partisi Genel Sekreteri Şi Cinping, ÇKP’nin 19. Genel Kongresine sunduğu raporda “dünyanın derin ve karmaşık bir değişimden geçmekte” olduğunu vurguluyor. Frank-Walter Steinmeier, geçen yıl Almanya Cumhurbaşkanı seçildikten sonra yaptığı konuşmada “ülkesinin fırtınalı zamanlardan geçtiğini, dünyanın çivisi çıktı diyenlerin var olduğunu” ifade ediyor. Çıkmasıyla dünyada derin ve karmaşık bir değişim sürecini tetikleyen çivi, Amerikan çivisidir. “ABD’nin Milli Güvenlik Stratejisi”, “çivinin çıkışı”nı ayrıntılı biçimde betimliyor. Trump, “Önce Amerika” formülünü, çıkan çiviyi bir yerlere yeniden çakabilmenin yegâne yolu olarak ileri sürüyor.

ARANAN KAN BULUNAMIYOR

Neoliberalizmin tek tek ülkeler için yazdığı reçeteler de, bütün dünyaya dayattığı uluslararası düzen de iflâs etmiştir. 2017, IMF ve Dünya Bankası’nın seslerinin kuruluşlarından bu yana en az çıktığı yıl olmuştur. ABD içinde Amerikan İç Savaşı’ndan bu yana en derin ayrışmanın yaşanmakta olması, hızla güç yitiren ABD hegemonyasını yeniden canlandırmak için aranan kanın bulunamayışı nedeniyledir.

YENİ BİR ULUSLARARASI DÜZEN ARAYIŞI

Avrasya’nın yükseldiği, Atlantik Sistemi’nin de tarihsel ömrünü tüketmekte olduğu günümüzde kurulacak yeni uluslararası düzenin temel ilkeleri neler olmalıdır? Ezilen-Gelişen Dünya’nın milli devletleri hem ortak, hem de farklı önceliklere sahiptir. Bu ülkelerin bekasını tehdit eden ve toplumsal ilerlemenin önünü tıkayan temel engel emperyalist sistemdir. Onun için yolu tıkayan engellerin temizlenmesi, en yaşamsal ortak sorundur. Öte yandan her ülke kendine özgü gelişme yolunu keşfetmek ve bu yolda ilerlemenin araçlarını yaratmak sorunsalıyla karşı karşıyadır. Bu da sahneye farklı önceliklere sahip bir milli devletler topluluğunu çıkarmaktadır.
Yeni uluslararası düzenin ortak tehdide karşı iş ve güç birliğini en üst düzeyde geliştirmenin yanı sıra, ülkelerin farklı önceliklerine saygı göstererek, her ülkenin kendi milli gündemini uygulamada uluslararası işbirliğinden azami ölçüde yararlanmasını olanaklı kılan bir temele sahip olması gerekir. Anti-emperyalist mücadele de, her ülkenin kendine özgü yoldan gelişme mücadelesi de, bütüncüldür. Kimi zaman bugün bölgemizde olduğu gibi silahlı bir mücadeleyi gerektirebileceği gibi, ekonomi, siyaset ve ideoloji düzlemlerinde okları aynı hedefe yöneltecek bir bütünlüğün sağlanması gerekir. Günümüzde zihinlerin özgürleştirilmesi ve yaratıcılığın bütün dizginlerinden kurtarılması, insanlığın en önde gelen gereksinimleri arasında yer almaktadır. Onun için bütün milletlerin gönül rahatlığı içinde birbirlerinden öğrenmelerini olanaklı kılan bir iletişim ortamının yaratılması da “günümüz enternasyonalizmi”nin önemli bileşenleri arasında sayılmalıdır.

GEÇMİŞ BİRİKİMİN YOL GÖSTERİCİLİĞİ

İnsanlığın geçmiş birikimi, dünyanın özlemini çektiği yeni bir uluslararası düzenin temel ilkelerine ışık tutmaktadır. Savaşın kaynağı emperyalist sistemdir. Avrasya’nın barışa ihtiyacı vardır. Terörün ve iç savaş kışkırtmalarının kaynağı, emperyalist sistemdir. Ülkelerin içeride barış ve huzura ihtiyacı vardır. Onun için Atatürk’ün “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” şiarı, bütün Avrasya’nın ortak özlemi haline gelmiştir. İlk kez Cu En Lay tarafından formüle edilmiş, daha sonra Bağlantısızlar Hareketi tarafından benimsenmiş olan “Barış İçinde Bir Arada Yaşamanın Beş İlkesi” de, bugünün dünyasının özlemlerini dile getirmektedir. Bu beş ilke, karşılıklı saldırmazlık, karşılıklı milli egemenliğe saygı, birbirlerinin iç işlerine karışmama, karşılıklı yarar ve eşitliktir.

VATAN PARTİSİ GENEL KURULTAYI’NIN TARİHİ KARARI

Dünyamız fırtınalı ve karmaşık bir değişim ve arayış sürecine girmiştir. Bu süreç, bir yandan ülkemiz ve dünya açısından önemli ve yeni olanakları gündeme getirirken, öte yandan sisli bir ortamda yolunu şaşırma tehlikesini de beraberinde getirmektedir. Bugün ülkemizin yakıcı ihtiyacı, bütün milleti birleştiren ve fırtınalı sularda rotasını doğru tutan bir milli iktidara kavuşmaktır. Vatan Partisi’nin 2006 yılında bugünleri öngörerek benimsediği Milli Hükümet Programı, adım adım ve hızla bütün Türkiye’nin programı haline gelmektedir. Vatan Partisi’nin, 27 Ocak günü gerçekleştirdiği Olağanüstü Genel Kurultay’da Sayın Dr. Doğu Perinçek’i Cumhurbaşkanı Adayı olarak ilan etmiş olması, milletimizin milli iktidar ihtiyacına verilmiş tarihi bir yanıttır. Çünkü tarihin dönüm noktalarında, bir milletin çıkış ve yükselişini ancak tarihi doğru okuyan, milletin bütününü birleştirme irade, imkân ve kabiliyetine sahip önderlikler sağlayabilir.