Fransa yolunu şaşırdı

Bermuda Şeytan Üçgeni: Sarkozy, Hollande ve Macron! Fransa’nın son üç devlet başkanı! Her üçünün de ortak özelliği hem emperyalizm hem de küresel elitlere olan sarsılmaz sadakatleri... Finans kapitalin sadık hizmetçileri! Biri sözde sağcı, diğeri sözde solcu, sonuncusunun ne olduğu belli değil! Yürüyüş kolunun başı olduğu söyleniyor. Milliyetçi Lider Marine Le Pen’in önüne kesmek için küresel elitler “Yürüyüş (En Marche)” adında bir siyaset hareket uydurdular. Başına da kolayca güdecekleri Macron’u oturttular.

LİBYA REZALETİ

Sarkozy, Libya’daki vahşet ve katliamın baş sorumlusu oldu. BM Güvenlik Konseyi’nin 17 Mart 2011 tarih ve 1973 sayılı Libya’ya yönelik “uçuşa yasak bölge” kararında, bu ülkeye müdahale ederek rejimi değiştirmek hükmü bulunmuyordu. Ancak Obama-Sarkozy-Cameron çetesi Libya’yı darmadağın etti. Bu ülkenin halkına ait servete haksız yere el koydular. Tabii ki çekimser oy kullanan Çin ve Rusya’nın yardım ve yataklık yaptığını da eklemeliyiz. Libya yağmasında Fransa’nın da karıştığı devletler düzeyinde uluslararası bir hırsızlık vakası bulunuyor. Ama bir de özel olarak Sarkozy’nin dâhil olduğu akçeli işler var! Duygusal takılmayı seven Sarkozy bugünlerde cebinin şişkinliği konusunda yargıya hesap veriyor...

FRANSA SAVAŞA GİRDİ!

Kendini solcu ilan eden ama küresel elitlere hizmet konusunda Fransa Başkanları arasında müstesna bir yer işgal eden Hollande, şimdilerde herhalde anılarını yazıyor. Fransa’daki can yakan terör saldırılarından sonra dengesini kaybeden Hollande, tarihi (!) bir karar alarak Fransa’yı savaşa soktu! Şöyle demişti: “Fransa savaştadır.” Kimle sorusuna verdiği cevap tarih kitaplarına girdi: “IŞİD ile savaştayız!” Heyecanlanan Hollande, Charles de Gaulle uçak gemisini Doğu Akdeniz’e gönderdi. Havalanan heyecanlı pilotlar ise IŞİD’den daha ziyade Suriye’nin altyapısını hedef aldı. Hayattan ve gerçeklerden kopan bu saygın siyasetçiyi Fransızlar doğal olarak evine gönderdi. Acaba, IŞİD’le girdikleri savaşı kazandılar mı? Savaş hâlâ devam ediyor mu?

TÜRKİYE İLE ŞAKA OLMAZ!

Macron büyük hayallerle koltuğa oturdu. Önce AB’yi istediği gibi yönlendirecek, daha sonra dünya lideri olacaktı. Ama hırslar ve yetenek arasında bir uyum olmalıydı! Müktesebatı yetecek miydi? Zincirlerini koparabilecek miydi? Boyunu aşan çıkışlar yapmaya başladı. Çin ve Rusya’da Macron güzellemeleri erken başladı. Ama onu koltuğa oturtanlar kulağını çekmeye başlayınca, Trump Ağabeyi ve Sam Amcası’nın dümen suyuna giriverdi. En sevdiğim yönü, hayır işleri için ABD’li pop yıldızı Rihanna ile yaptığı ortak faaliyetler... Hayırsever bir Fransız! Hiç gitmedim ama Paris yakınlarındaki Eurodisney’in güzel bir mekân olduğunu duydum. Bence Macron vaktinin büyük bölümünü orada geçirmeli! Hatta ziyaretine gelen PKK teröristlerini de oraya götürebilir... Tam ona göre!

Büyük (!) devlet adamı Macron, efendilerine hoş görünmek için PYD ile Türkiye arasında arabuluculuğa soyundu. Yani bir tarafta terör örgütü, diğer tarafta Türkiye, ortada kurnaz hakem Macron! PYD kim? ABD’nin kara gücü! Peki, güzel kardeşim gazete de mi okumuyorsun? ABD’nin kara gücünü Türkiye Afrin’de felç etti. Ağır kayıplar veren PYD arkasına bile bakmadan kaçtı. Yıllarca verdiğiniz silah ve cephaneyi Türkiye’ye bıraktı.

Kavrayamadığınız belli ama konu toprak bütünlüğü olunca Türkler kimseyi tanımaz! Fransa gibi hesap kitap yapmaz! Sürgünde hükümet mükümet kurmaz! Vatanına göz dikenin, büyük küçük demeden gırtlağına sarılır. Şimdi diyorsun ki “Teröristin hamisi benim!” O zaman ağanın eli tutulmaz! Hiç kıvırmadan, “IŞİD falan” demeden gelip korumak zorundasın! İsterseniz, imece yapıp AB içinde ortak bir güç oluşturun ve birlikte gelin! Artık, ne çıkarsa bahtımıza! Tabii işin sonunda rezil rüsva olup koltuğu kaybetmek de var! Macron’un tarih öğretmeni yok mu? Parasız, pulsuz, ordusu terhis edilmiş Türkler ayağa kalkarak yedi düveli ülkelerinden kovdu. Fransa mı dediniz? ABD’nin körü körüne peşine takılan Fransa, Türkiye’yi Libya zannederse duvara toslar. Macron, kendi ağırlığıyla orantılı işlere soyunmalıdır.