Galatasaray galip ama...
Bilindiği üzere Süper Lig'de 3'üncü hafta maçları tamamlandı. Galatasaray, Atatürk Olimpiyat Stadı'nda Ümraniyespor ile karşılaştığı maçı kazandı ancak taraftarını tatmin eden bir futbol ortaya koyamadı. Ümraniyespor her maçta bunu deneyebilir mi bilmiyorum ama geçen cumartesi akşamı yaptıkları ön alan baskısı ile Galatasaray'ın oyununu bozdular.
YENİ TRANSFERLER HENÜZ HAZIR DEĞİL
Galatasaray'da orta saha oyuncuları, Sergio Oliveira başta olmak üzere, oyunda çok az görünüyor. Oliveira bir var, bir yok, kopuk kopuk oynuyor. Defansif orta saha olarak görev yapan Torreira'nın zamana ihtiyacı olmakla birlikte çalışkanlığı ile faydalı olabileceği görüşü içerisindeyim.
Ayrıca, şu bir gerçek ki, Seferovic başta olmak kaydıyla yeni transferler henüz Galatasaray'ı sırtlayacak durumda değiller. Seferovic'in kaçırdığı gollere bakınca, hele hele ilk dakikalarda ceza sahasında önünde bulduğu topu şutla kaleye yollamak yerine Emre Akbaba'ya pası düşünmesi onun gibi bir golcüye hiç yakışmadı. Seferovic gibi bir santrafor o pozisyonda golü kendi yapmalıydı.
BEKLER BU TAKIMA YAKIŞMIYOR
Galatasaray'ın iki beki de bu takıma yakışmıyor. Sarı-kırmızılıların Patrick van Aanholt yerine acilen bir sol bek alması lazım. Ya da alternatif olarak Altay'dan transfer edilen genç oyuncu Kazımcan Karataş'a süre verilmeli. Savunmada Abdülkerim'e gelince... Maalesef halen büyük takım stoperi olabilmiş değil. Bilhassa çevre kontrolü konusunda zaafları var. Aynı Giresunspor maçında olduğu gibi Ümraniyespor karşısında da gole sebebiyet verebilecek ciddi bir hata yaptı.
Yeni sezonun ilk haftalarında Galatasaray'ı eğer 37 yaşındaki Gomis kurtarıyorsa bilhassa yönetim ve teknik heyet şapkayı önüne koyup düşünmeli. Çünkü Gomis'in yaşı dolayısıyla fiziksel dezavantajları malum ve 90 dakikayı çıkartacak güce sahip olmadığı da ortada. Yani kısacası Galatasaray bireysel performanslar sayesinde kazanıyor. Antalyaspor maçını Muslera almıştı, Ümraniyespor maçında da 80'den sonra oyuna giren Gomis 3 puanı kaptı... Tabii bu gidişat, takviye de olmazsa nereye varır bilemiyorum. Bence Galatasaray'ın ivedilikle takviyelerini yapması gerekiyor...
BEŞİKTAŞ'IN FARKI OYUN TEMPOSU
Beşiktaş'ı 4-1 kazandığı Fatih Karagümrük maçında çok beğendim. 90 dakika tempoyu hiç düşürmeden, Karagümrük'ün üstüne giderek rakiplerini hataya zorladılar ve karşılığını da aldılar. Bilhassa N'Koudou Karagümrük'ün sol tarafını adeta felç etti. Karagümrük'ün başında olan Andrea Pirlo'ya da acımaya başladım çünkü eldeki oyuncu kadrosunun kalite problemi var. Yani Pirlo'nun başarılı olma şansı az.
Fenerbahçe ise Adana Demirspor maçının ilk yarısında etkiliydi. İkinci yarıda Adana Demirspor sahaya ağırlığını koyarak maçı 3-2'ye getirdi ama 10 kişi kalmaları 1 puanla ayrılmalarına mani oldu. Fenerbahçe lehine verilen penaltı ile ilgili bazı soru işaretlerim var. Hakem Abdülkadir Bitigen, ortadaki bütün faulleri Fenerbahçe lehine çaldı.
Jorge Jesus idaresindeki Fenerbahçe tempo yapmaya çalışıyor ama henüz bunu tam olarak uygulayabilmiş değiller. Maç 4-2 bitse de bu skor Fenerbahçe'nin çok iyi olduğunu göstermez.
TRABZONSPOR ŞAMPİYONLAR LİGİ'NİN EŞİĞİNDE
Bordo-mavililer bu akşam hem kendileri hem de ülke puanı açısından çok önemli bir maç oynayacak. Bildiğiniz gibi Şampiyonlar Ligi play-off turu rövanş maçında temsilcimiz Kopenhag'ı konuk edecek.
Trabzonspor'un 2-1'in rövanşında nasıl bir oyun anlayışı ile sahaya çıkacağını merakla bekliyorum. İskandinav takımları genellikle çok koşan, basan, fizik gücü yüksek ekiplerdir. Kopenhag da böyle ama yetenek açısından Trabzonspor'dan üstün değiller. Trabzonspor'un Antalya maçında almış olduğu 5-2'lik mağlubiyeti unutması gerekiyor, umarım demoralize olmamışlardır. Antalyaspor maçında dikkatimi çeken nokta, ikinci yarının ortasından itibaren bordo-mavililerin kondisyon açısından yetersiz kaldığıydı. Zaten bu bölümde de peş peşe golleri yediler. Bu akşamki maçta Trabzonspor'a başarılar diliyorum.
Yazımı bitirmeden, değinmeden geçmek istemiyorum. Antalyaspor'un golcüsü Haji Wright'ın çok faydalı bir forvet olduğunu düşünüyorum. Teknik sorumlu Nuri Şahin'i, yakın gelecekte Avrupa'da takım çalıştıracak tek Türk olarak görüyorum. Başarılı da olacağına inancım tam.