Gel de çıldırma!

Günde yüzden fazla elektronik posta okuyorum... Bunların onu hakaret ve küfür gönderen AKP-PKK ve Fethullah kullarından geliyorsa, doksanı yazılarımı beğenen sizden geliyor...Söylemesi ayıp ama bu 100 kişinin en fazla beşi yazım kurallarını ve Türkçeyi biliyor...Geri kalanın hali; ilkokul üç düzeyinde...***Hiç unutmam; Vatan’dayken kendisiyle ilgili bir eleştirime “yazılı” yanıt veren bir liboş sosyoloji profesörünün mektubunu olduğu gibi, hiç düzeltmeden yayınlamıştım da kıyamet kopmuştu...Boğaziçi’nde öğretim üyesi olan amcam; İngilizce öğrenmekten Türkçeye zaman bulamamış gibiydi...***Demem o ki Türkiye’deki eğitimin, öğretimin kalitesi; anadil eğitiminden bellidir:Herkes konuşur; lakin...Yazamaz!İş yazmaya gelince; takke düşer kel görünür!***Türkçe öğretmenleri dışındaki öğretmenleri bile bu konuda sınava soksanız; en az yarısı çakar!Öğretmenleri bırakın; yaşadığınız semtteki tabelalara bakın... İnsan mağazasının, işyerinin adını yanlış yazdırır mı? Yazdırır...İnanmazsınız ama her on tabelanın en az yedisinde yazım yanlışı vardır!***Ancak; herkes Türkçe dil bilgisi ve yazım kuralları konusunda birbirinden kötü olduğu için; bu konuda kimse “kral çıplak” diyemez...Bu büyük rezalet de sanki hiçbir sorun yokmuş gibi kuşaktan kuşağa aktarılarak sürüp gider!Öğretmeni, tabelacıyı, sıradan vatandaşı bırakın; şu anda günlük gazetelerde köşe yazan 700’e yakın köşe işgalcisinden en az iki yüzü (editör arkadaşlar yazılarını düzeltmese) insan içine çıkamaz.***Tüm bunları neden mi yazıyorum?Dün öğrendim; Milli Eğitim Bakanlığı, ilkokul ikinci sınıftan itibaren Arapça okutmaya karar vermiş...Bu kararın gerekçesi olarak da “Arap dünyasıyla artan ilişkilerin yetişmiş elemana olan ihtiyacı ortaya çıkarması” gösterilmiş...Yersen...“Kardeşim, biz Arap hastasıyız... Bu ülkede artık Arap gibi yaşayacağız” diyemiyorlar da; artan ticaret falan diye geveliyorlar!*** Cumhurbaşkanı iki ay önce, “İsteseler de istemeseler de Osmanlıca herkese öğretilecek” demişti...Buna şimdi Arapça da eklendi...E; zaten İngilizce, Fransızca, Almanca dillerinden en az birini öğrenmemek olmaz...Geriye ne kaldı?Türkçe...Aman canım; kim takar Türkçeyi?Osmanlıca öğretin çocuklarınıza, Arapça öğretin, diğer dilleri öğretin...Ama sakın Türkçe öğretmeye kalkışmayın... Yoksa birileri size “faşist” der!***Ne günlere kaldık Allah’ım?“Yanlış” sultan oldu; “doğru” geneleve düştü!
MİSAFİR!CHP İstanbul Milletvekili ve eski Aydınlık yazarı Eren Erdem, IŞİD’in Türkiye’deki militanlarıyla ilgili inanılmaz açıklamalarda bulunmuş...IŞİD militanlarının İstanbul’da Diyanet İşleri Başkanlığı’nın misafirhanelerinde ve polis evlerinde misafir edildiğini iddia etmiş... Sonra da şunları eklemiş:“Buradan Antep’e geçiyorlar; orada eğitim kampları var. Bu zincir böyle yürüyor. Bu koridoru MİT bilmiyor mu?”Aradan 24 saat geçti; ne Diyanet’ten ne de Emniyet’ten yanıt geldi...Ne o beyler; milletvekilinin bu vahim iddiası, size çok mu sıradan geldi ki susmaya devam ediyorsunuz?***IŞİD demişken bir not daha:IŞİD ile bağlantılı bin 500 kişi, iki yıl önce ani bir kararla “polis takibi”nden çıkarılmış...Sorum basit:Bunu kim, neden istedi?
GÜNÜN SORUSUBaşbakan Ahmet Davutoğlu, Hak-İş Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada büyük bir gafa daha imza atarak, “Nerede bir zalim varsa onun yanında olacağız” demiş... Sorum kendisine:Hep zalimlerin yanında olduğunuzu zaten biliyoruz da... Bir kerecik mazlumun yanında olsanız, olmaz mı?
SÖZ SİZDE (156+149)Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e soru sorma sırası Zeynep Biçici’de:“Abdullah Bey...Duymuşsunuzdur; İspanya eski Kralı Juan Carlos, ‘kral bir hareket’ yapmış ve Dubai Şeyhi Maktum’un kendisine hediye ettiği iki Ferrari’yi toplam 700 bin Euro’ya (yaklaşık 2,3 milyon TL) satışa çıkarmış...Elde edilecek gelir İspanya Hazinesi’ne aktarılacakmış...O eski kral, siz eski cumhurbaşkanı... O laf olmasın diye titizleniyor; siz üç yüz günü aşkın süredir sorulan soruları duymazdan geliyorsunuz...Recep Tayyip Erdoğan’ı sinirlendirecek iki söz, sizin ağzınızdan yayınlanınca hemen açıklama yapıyorsunuz da Huber’deki masraflar, 20 milyon liraya aldığınız ev, Suudi Kralı’nın hediyeleri konusunda ağzınızı açmıyorsunuz.Size zerrece üzülmem Abdullah Bey... Herkes kendisine yakışan suratla yaşar... Ama bir zamanlar oturduğunuz o koltuk için ne kadar üzüldüğümü tahmin bile edemezsiniz.”
GEZİ!Yedisi yabancı uyruklu toplam 255 sanığın yargılandığı Gezi Parkı Ana Davası’nda karar açıklandı. Sanıklara “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet”, “görevi yaptırmamak için direnme”, “kamu malına zarar verme”, “özel kıyafetleri usulsüz kullanma”, “ibadethaneyi kirletmek suretiyle zarar verme” gibi suçlardan ceza verildi. Yani karar, ona yakın vatandaşımızın öldürülmesine, yüzlercesinin yaralanmasına gerekçe olarak gösterilen “ayaklanma” suçunun işlenmediğini ortaya koyuyor. Bu durumda; polisin “aşırı ve orantısız güç kullanarak adam yaralamak ve öldürmek”, onları “kahraman” gösterip cesaretlendiren siyasi otoritenin de cinayete teşvik suçlarından cezalandırılması gerekmiyor mu?
GÜNÜN İSYANIAKP’nin, 1 Kasım seçimlerinin sloganı “İlk Günkü Aşkla, Hep Birlikte...” İsyanım bu “şehvetli” aşığa: Aradan 13 yıl geçti kardeşim; aşkınız hafiflesin artık da biraz nefes alalım... Halimiz kalmadı!