Gıda ihracatı durdurulmalıdır
TÜİK verilerine göre hane halkının veya vatandaşın üç temel harcama kalemi toplam harcamalarının yüzde 60’ını kapsıyor; gıda, konut (kira, elektrik, su, vs.) ve ulaştırma. Toplam harcama kalemleri içinde sadece gıdanın payı yüzde 25.9 yani vatandaşın toplam harcamalarının dörtte biri sadece gıda harcamalarından oluşuyor. Dolayısıyla gıda fiyatlarında yaşanan fiyat değişikliklerine karşı vatandaşın duyarlılığı ve hassasiyeti çok yüksektir. TÜİK 3 Ocak 2022 tarihinde yayınladığı bültende Aralık 2021 TÜFE verilerinin detaylarını açıkladı. Bu verilere göre gıda enflasyonu Aralık 2021’de aylık olarak yüzde 15.99, yıllık olarak yüzde 43.8 oldu. Ocak ayı içinde Rekabet Kurulu stokçuluk yapan ve fahiş fiyatlar uygulayan 6 zincir markete 2.7 milyar TL ceza kesti. Fakat kesilen cezalar ne yazık ki keyfi zamları durduramıyor ve geri alamıyor. Gıda arzı ve enflasyonu sorunu tüm dünyanın gündeminde fakat Türkiye’de gıda sektörünün çarpık yapısı sorunun Türkiye’de daha yakıcı bir şekilde hissedilmesine sebep oluyor.
SON 19 YILDA TÜFE VE GIDA ENFLASYONUN SEYRİ
Gıda enflasyonunun son 19 yıl içindeki seyrini incelediğimizde sektörün yapısal sorunlarının ipuçlarını görebiliriz. TÜİK’in yayınladığı TÜFE Endeksi tablosunda genel fiyatlar, gıda ve ulaşım fiyatlarının değişimlerine baktığımızda tablo daha da netleşiyor. Ocak 2003 yılından başlatılan TÜFE genel endeks 94.77, gıda ve alkolsüz içecekler endeksi 93.60, ulaştırma endeksi 94.61 olarak hesaplanmış. Ocak 2008 yılında genel endeks 146.94, gıda endeksi 147.21, ulaştırma endeksi 149.62 olmuş. Oransal olarak 2003-2008 arası artışlar; genel endeks yüzde 55.05, gıda endeksi yüzde 57.28, ulaştırma endeksi yüzde 58.14 oldu. Ocak 2013 tarihinde genel endeks 216.74, gıda endeksi 229.35, ulaştırma endeksi 207.28’e yükselmiş. 2003-2013 arası değişim oranları ise, genel endeks yüzde 128.70, gıda endeksi yüzde 145.03, ulaştırma yüzde 119.09 oranlarında artmış. Ocak 2018 tarihinde genel endeks 330.75, gıda endeksi 369.45, ulaştırma endeksi 330.9 olmuş. 2003-2018 yılları değişim oranları; genel endeks yüzde 249, gıda endeksi yüzde 294.71, ulaştırma endeksi yüzde 249.75 artmış. Aralık 2021 tarihinde genel endeks 686.95, gıda endeksi 874.42, ulaştırma endeksi 791.13 olmuş. Değişim oranları ise; genel endeks yüzde 624.86, gıda endeksi yüzde 834.21, ulaştırma endeksi yüzde 736.2 oranlarında artış göstermiş. Bu veriler bize gıda endeksinin son 5 yıl içindeki hızlı tırmanışını gösteriyor. Ayrıca Ocak 2003’te gıda endeks değeri genel endeksin altındayken bugün genel endeksin yüzde 27.29 oranında daha yüksek olduğunu görüyoruz. Ayrıca vatandaşın temel harcamalarından ikisi olan gıda ve ulaştırma genel endeks içinde en çok artış gösteren birkaç kalemden ikisi olmuş.
DÜNYADA GIDA ENFLASYONU
Dünya gıda fiyatları arz ile ilgili sorunlar ve sektörde bulunan büyük sermaye sahibi manipülatörlerin etkisiyle artış gösterdi. Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) yayınladığı Gıda Fiyatları Endeksi Aralık 2021 itibarıyla 133.7’e ulaşmış bulunuyor. 2003 yılında 60 civarında bulunan endeks 2003-2021 arasında yüzde 122.83 oranında artış göstermiş. FAO’nun gıda fiyatları endeksi ile TÜİK’in endeksi farklı metotlarla hesaplanıyor olsa da yukarıdaki veriler ışığında şu sonuca varıyoruz; Türkiye’de gıda enflasyonu dünya ortalamasının kat kat üstünde seyrediyor.
GIDA ENFLASYONUNUN NEDENLERİ
Türkiye’de gıda enflasyonun dünya ülkelerine göre yüksek olmasının temel sebebi gıda sektörünün çarpık yapısıdır. Tarım sektörünün yaşadığı sorunlar ve yüksek miktarda yapılan ihracat arz sıkıntısına sebep olurken iç pazarda büyük tüccarların ve özellikle büyük şehirlerde satışı kanallarının az sayıda şirketin elinde bulunması enflasyonu tetikleyen başlıca etkenlerdir. Tarım sektörüne yönelik olarak sağlanan destekler GSYİH’nin yüzde 2’si civarında; OECD ve gelişen ülkelerin büyük çoğunluğunda yüzde 1’lerde bulunuyor. Dolayısıyla destekler 1980 ve 90’lı yıllara göre yarı yarıya azalmış olmasına rağmen dünya ortalamasının üstünde bulunuyor. Fakat bu destekler yeterli olmuyor çünkü sorun desteklerin performans takibinin yapılmamasında ve üretimin yapısal olarak verimsiz olmasından kaynaklanıyor. Ayrıca girdi ve diğer üretim maliyetlerinin yüksek olması yapılan destekleri işlevsiz hale getiriyor. İspanya’da bir domates üreticisi bir birim maliyet ile 0.87 birim karlılık elde ederken Türkiye’de domates üreticisi bir birim maliyete karşılık sadece 0.40 birim karlılık elde etmektedir. Bundan ötürü imkânı olan çiftçiler daha yüksek karlılık elde etmek adına ihracata yöneliyor. TUİK verilerine göre 2021 yılında yıllık gıda ihracatı 25 milyar dolar gıda ithalatı 20 milyar dolar olarak gerçekleşmiş. 2014’den beri ortalama 20 milyar dolar seviyesinde olan ihracat ortalamaların çok üstüne çıkarak 2021 yılında rekor seviyeye ulaşmış bulunuyor. Bu gelişme iç piyasada gıda fiyatlarının gösterdiği yükselişle paralellik gösteriyor. Yani gıda enflasyonunda gıda ihracatının önemli bir payı olduğu açıkça görülüyor.
ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
- Geçici bir süre ile gıda ihracatı yasaklanmalı veya sınırlandırılmalıdır,
- Gıda arzının artması için üretim desteklenmelidir. Özellikle tarım sektörünün en büyük sorunu olan girdi ve diğer üretim maliyetlerinin düşürülmesi için önlemler alınmalıdır,
- Tarımda daha verimli üretimin ve dijitalleşmenin önü açılmalıdır,
- Tarım sektörüne yönelik yapılan desteklerin performans takibi yapılmalıdır,
- Tarımda büyük ölçekli kooperatifler kurulması zorunlu hale getirilmelidir,
- Gıda sektöründeki tekelleşmenin kırılması için kamu şirketlerinin dağıtım, lojistik, satış ve pazarlama aşamalarında aktif hale getirilmesi gereklidir
- Gıda satış tekellerine karşılık Fiyat Kontrol Kurulu oluşturulmalı ve yaptırımlar faaliyetlerin durdurulmasına kapsayacak şekilde genişletilmelidir,
- Üreticiyi ve tüketiciyi bir araya getiren doğrudan satış platformları oluşturulmalıdır.
Kaynakça;
https://www.fao.org/worldfoodsituation/foodpricesindex/en/
https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Tuketici-Fiyat-Endeksi-Aralik-2021-45789