'Gizli FETÖ' 'yaş'ı çoğaltıyor

15 Temmuz öncesinde, “FETÖ mücadelesi bizim mücadelemiz değil. Bu mücadele Erdoğan’la Gülen arasında” diyerek, ayak sürüyenler şu aralar FETÖ ile mücadelede en önde görünmeye çabalıyor.
Diğer tarikatlara girerek, “renklenen” “Gizli FETÖ’cüler” ince bir taktik izliyor. Suçsuz insanları da soruşturmalara dahil ederek, soruşturmalara güveni sarsmayı planlıyorlar. Açıkça yasalara aykırı davranılarak, birilerine malzeme veriliyorlar.

SAHTE İTİRAFLAR

İçerdeki FETÖ’cülerin sahte itirafları da aynı planın parçası. Cezaevlerinde haberleştikleri biliniyor. Planlı bir şekilde itirafçı olanlar var. FETÖ ile ilişkisi olmayan kişiler olaylara dahil edilerek, davaların sulandırılması ve içinden çıkılmaz hale getirilmesi amaçlanıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ilgilileri uyararak, “sahte itiraf” vurgusu yapması, ilgilileri uyarması da anlamlı.

AMAÇ 'KURU'LARIN YANMASINI ÖNLEMEK

“Gizli FETÖ” “yaş”ları çoğaltıyor. “Yaş”lar çoğaltılarak “kuru”ların yanmasını önlenmeye çalışıyorlar. İçeride ve dışarıda izlenen yöntem benzer. Mahkemelerdeki taktik de aynı. Darbe girişimi karmakarışık hale getirilerek kamuoyu etkilenmeye gayret ediliyor.
15 Temmuz darbe girişiminin “siyasi ayağı”nın üzerine gidilmeyerek, “Gizli FETÖ”nün planlarına alet olunuyor.

AKP’DE BYLOCK’CU YOKMUŞ?

Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, milletvekilleri ve bakanlar arasında ByLock kullanan olmadığını iddia etti. AKP Genel Merkezi’nde bile inandırıcı olmadı.
Bir AKP yöneticisine “Canikli’nin açıklamasına ne diyorsun?” diye sordum. Güldü ve yürüdü gitti. Biraz sonra geri döndü ve kulağıma, “AKP’de hangi bakanın ByLock kullandığını, hangi bakanların birinci derece yakınlarında ByLock bulunduğunu, hangi milletvekillerinin FETÖ ile sıkı ilişki içinde olduğunu, … genel merkezdeki çaycılara sorsun. Onlar kendisine isim isim söyler” dedi.
ByLock listeleri koruma altına alınsa da AKP’deki isimler ortalıkta. Herkes biliyor.

'GİZLİ FETÖ'NÜN TAKTİKLERİNDEN MEDET UMANLAR

Bu arada “Gizli FETÖ”nün taktiklerinden medet umanlar var.
Verilen mücadelenin esası ile uğraşmak yerine, yapılan yanlışlara sığınıp sağa sola ateş edenler bulunuyor. “Adalet” arama(!) bahanesiyle, FETÖ ve PKK’lılar kurtarılmaya çalışılıyor.
Bu durum önümüzdeki günlerde daha net anlaşılacak. PKK ve FETÖ kendini gizlemeye çalışsa da kabak gibi ortada.

TARİH DERSLERİ

1789 Fransız Devriminde de durum aynıydı. Giyotin hep doğru inmedi. “Kuru”nun yanında “yaş” da yandı. Bazı kelleler haksız yere koptu. O gün de bugünkü gibi “adalet” aradığını iddia edenler oldu.
“Adalet”e sığınıp devrimi sekteye uğratmaya çalışanlara rastlandı.
Ama bazı “yaş”lar yandı diye Fransız Devrimi sönmedi. Dünyanın önünü açtı. Demokrasiyi ileriye taşıdı.

KURTULUŞ SAVAŞI

Kurtuluş Savaşı’nda da aynı itirazlar vardı. İstiklal Mahkemesi kararları hedef alındı. Yapılan bazı yanlışlar üzerinde tepinildi duruldu. Suçsuzların da cezalandırıldığı iddia edildi. “Adalet” diye ortaya çıkanlar devrimin değil, karşı devrimin elemanlarıydı.
Hala da aynı suçlamaları dillendirenler var.
Kim Cumhuriyeti ve Atatürk’ü hedef aldıysa, hep İstiklal Mahkemeleri kararlarına saldırdı. Şöyle AKP dönemine bir baksanız bile her şeyi anlarsınız. Erdoğan’ın konuşmalarında da İstiklal Mahkemeleri’ni görürsünüz.
Hatta daha da ileri gidildi. Meclis arşivinde bulunan mahkeme tutanakları açık hale getirilerek Kurtuşu Savaşı’na ve Cumhuriyet Devrimine leke sürülmek istendi. Ama sonuç alınamadı.
Birkaç “yaş” yandı diye yapılan saldırılar, Kurtuluş Savaşımızın ve Cumhuriyet Devriminin başarısını gölgeleyemedi.

FETÖ VE PKK

Şu anda hapiste olanların ezici bir çoğunluğu FETÖ’cüler ve PKK’lılar. Batılı ülkelerin çırpınışı, “kara güçleri”nin zor durumda kalmasından.
CHP’liler “adalet” ararken, “gelir dağılımında, işe girişlerde, kamuda yükselmede, devlet olanaklarının dağıtımında, …” adaleti öne çıkarmadılar.
“105 bin” kişi için adalete vurgu yaptılar.
Her şey açık değil mi?