GKRY’nin NEMESİS’i
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY), kendi deniz yetki alanlarından doğal gaz çıkarmak istemektedir. Normal koşullarda güney komşumuzun bu çabasına saygı duymak isterdim; ama 2004’te ilan ettiği münhasır ekonomik bölge (MEB) ile Türk Mavi Vatanı’ndan yaklaşık 33 bin km2 çalmaya teşebbüs eden, üstelik Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) hakkını da alenen gasp eden GKRY’nin -böyle giderse- Türklerden saygı yerine, sağlam bir ders alacağı kesin…
İhtilaflı MEB’i 2007’de yabancı petrol şirketlerine açan GKRY, bu yolla ABD, İngiltere, Fransa ve İtalya’nın arkasına geçebileceğini ve yapmak istediği MEB hırsızlığına Türkiye’yi razı edebileceğini sandı. Ancak, Türk Donanması, yabancı sondaj gemilerini engelleyince, hatta 2011’de de KKTC, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’na (TPAO) Kıbrıs sularında sondaj izni verince, GKRY bu hırsızlık işinde çuvallamaya başladığını anladı. Bunun üzerine GKRY, çok uluslu bir tatbikatlar serisi ile Türkiye’ye geri adım attırmayı denedi. İlki 2014’te yapılan; GKRY ile birlikte Yunanistan, İsrail ve ABD’nin katıldığı bu tatbikata Nemesis, yani “İntikam Tanrıçası” adı verildi.
Nemesis tatbikatını 2015’te de aynı 4 ülke yaptı; 2016’da İsrail katılmadı, ama kervana bu defa İngiltere, Fransa ve Mısır katıldı; 2017’de ABD ve Mısır katılmadı, ama İsrail tekrar kervandaydı; 2018’de Mısır yine yoktu, ama ABD yine kervana katılmıştı; 2019’da aynı 6 ülke vardı; 2020’de kervana yeniden katılan Mısır ve yeni katılan İtalya ile birlikte tatbikata katılan ülke sayısı 8’e çıktı; bu 8 ülke 2021 ve 2022’de de Nemesis tatbikatını tekrarladılar… Bu tatbikatlar serisi, kendisine parmak sallandığı için Türkiye’nin çok dikkatini çekti. İlginçtir; katılımcı devlet büyükelçilerinin de yer aldığı tatbikat sonrası basın toplantılarında GKRY Savunma Bakanı, Türkiye’nin ayağını denk almasını, GKRY’nin MEB’ini koruma kararlılığında olduğunu filan; hatta hızını alamayıp ASPIDA, TEKROS ve ORPHEAS Planlarının tatbikatta başarıyla denendiğini filan söyleyip durdu. Nedir ki acaba bu planlar? Bilmeyenlerin algılarında devleşen bu meçhul planların ne olduklarını yazımın sonuna bırakıp devam edeyim.
Peki, bu GKRY’nin bacak kadar boyuyla yanındaki abilerine güvenerek Türkiye’ye “Döverim seni!” tarzında artistlik yapmasına yol açan ve Kıbrıs Rumlarını çok heyecanlandıran, bu acayip büyük (!) Nemesis (İntikam Tanrıçası) Tatbikatı, gerçekten de Türkiye’yi korkutacak cinsten bir tatbikat mı? Her sene aynı şeylerin tekrarlandığı bu Nemesis tatbikatlarının nasıl bir şey olduğunu anlatayım, siz karar verin… Şimdiden uyarayım; ezber bozulabilir…
Her şeyden önce Nemesis tatbikatı askerî bir tatbikat değildir. Askerlerin ve sivil kuruluşların gemi ve vasıtalarıyla destek verdiği bir polis, sahil güvenlik ve deniz kirliliğinden korunma kombinasyonu şeklinde anlatabileceğimiz “askerî olmayan” bir tatbikattır. Havada bir jet uçağı göremezsiniz, savaş harekât uygulamaları yapılmaz, tek bir mermi bile kullanılmaz. Bu “askerî olmayan” tatbikat, sabah saat 09.00’da başlar ve 14.00’te sona erer, yani sadece 5 saat sürer. Tatbikat sahası olarak ilan edilen sahalarda Türkiye’yle ihtilaflı sahalardan (1, 4, 5, 6 ve 7 numaralı sözde sahaları) 1-2 tanesinin ismi mutlaka geçse bile tatbikat, ihtilaflı sahaların mutlaka ve mutlaka ihtilaflı olmayan bölümlerinde yapılır; hatta tatbikatın katılımcıları Türk Mavi Vatanı’na 30-40 deniz milinden daha fazla yaklaşmamaya özen gösterirler.
“Askerî olmayan” bu tatbikat için GKRY, genellikle İtalya’nın Saipem şirketinden bir petrol sondaj platformu kiralayıp Limasol’un 3-4 mil açıklarına yedekler, bazen de Limasol Limanı’ndaki rıhtıma aborda ettirir. Tatbikatın başlangıç senaryosuna göre bu sondaj platformu, teröristlerce ele geçirilmiştir. Kıbrıs polis teşkilatından 2 terörle mücadele timi 2 polis helikopteriyle platforma iner; platformda kendilerini bekleyen ve bellerindeki beyaz kuşaklarda “Terörist” yazan 2 adamı “Yat yere!” komutuyla yere yatırdıktan sonra tutuklar. Sonrasında, sağlık personeli taşıyan 2-3 sivil helikopter, sondaj platformuna iniş yapar; teröristlerin açtığı ateş ile yaralandıkları varsayılan 3-4 insan maketini, sedyelere yerleştirip havadan tahliye ederler.
GKRY karakol botları, sondaj platformuna yaklaştığı varsayılan şüpheli ticaret gemilerini sorgularlar; Rum Millî Muhafızlarından 10-20 kadar komando, 2-3 lastik botla boarding harekâtı yaparak şüpheli bir ticaret gemisinin kontrolünü ele geçirirler.
Daha sonra GKRY Ulaştırma Bakanlığı, Limasol yaklaşma sularındaki bir tanker gemide yangın çıktığı varsayımıyla, limandan 2 yangın söndürme gemisi kaldırıp 1 dakika süreyle denize su sıktırır; GKRY Orman Bakanlığı bünyesinden 1 veya 2 adet orman yangını söndürme uçağını kaldırıp sanki yanan gemiye müdahale ediyormuş gibi havadan denize su boşalttırır. Sonrasında da yangını sönmüş kabul edilen tanker gemiden denize yakıt sızıntısı olduğu varsayımıyla GKRY’nin VSS EPE ve VTS Vasiliko isimli çevre koruma hizmetleri şirketlerinden kiralanan gemiler, tanker geminin etrafına yüzer bariyer yedekler. Yine GKRY’nin EDT adındaki başka şirketinden kiralanan gemiler ile AB’nin deniz güvenlik ajansı olan EMSA’nın kiraladığı gemiler ise denizdeki yakıt kirliliğini temizler.
Sonra, Limasol’un güneyinde seçilen 400 mil2’lik bir sahanın içine, -kazazede olarak varsayılmak üzere- 7-8 kadar yüzer maket atılır. Tekrarlayayım: Bu arama-kurtarma sahası, -Türk savaş gemilerinin müdahalesiyle karşılaşmamak için- mutlaka Türk kıta sahanlığının uzağında seçilir. Tatbikatın son 2 saati, denizde kazazede arama ve kurtarma kısmıdır. İşte, çok uluslu olan ve sanki askerî bir tatbikatmış hissine yol açan kısım, tam olarak burasıdır. Yunanistan’ın gönderdiği bir fırkateyne, İtalyan açık deniz karakol gemisine, GKRY’nin 3-4 küçük karakol gemisine ve sivil gemilere, 25’er mil2’lik minicik arama-kurtarma sorumluluk sahaları verilir. Kazazede olarak varsayılan yüzer maketleri bulmak için görev alan bu gemilerle birlikte; Yunan C-130, Amerikan P-8, Fransız Atlantique, İngiliz P-72 pervaneli deniz karakol uçakları ile son zamanlarda 1-2 silahsız İHA da havadan kazazede maket araması yaparlar. Kazazedelerden birine denizde acil tıbbi müdahale yapmak varsayımıyla, Yunan C-130 uçağından 3-4 askerî doktor, paraşütle denize atlar. İşte bu çok uluslu mini deniz kuvveti, sadece denizden 7-8 maket toplama görevini tamamladıktan sonra, koskoca (!) Nemesis Tatbikatı sona erer. Bu göstermelik tatbikatta daha fazlası yok. Bu tatbikat serisine ABD, İngiltere ve Fransa genellikle savaş gemisi göndermeyip sadece birer pervaneli uçak veya helikopter düzeyinde katılmaya gayret ederler. Mısır ve İsrail ise, savaş gemisi veya uçak/helikopter göndermedikleri gibi genellikle tatbikatın sevk ve idare edildiği Larnaka Müşterek Arama-Kurtarma Koordinasyon Merkezi’ne (JRCC) -ayıp olmasın diye- 1-2 kişi göndermeyi tercih ederler.
Gelelim, GKRY Savunma Bakanı’nın Nemesis tatbikatında başarıyla denedik deyip sanki birer savaş planıymış algısı ile bahsettiği ASPIDA, TEKROS, ORPHEAS Planlarına… ASPIDA, GKRY Adalet ve Kamu Düzeni Bakanlığının hazırladığı Terörle Mücadele Planı; TEKROS, GKRY Savunma Bakanlığının deniz kazalarında kullanılmak üzere hazırladığı Kazazede Arama-Kurtarma Planı; ORPHEAS ise, GKRY Tarım, Kırsal Kalkınma ve Çevre Bakanlığının deniz kazalarında kullanılmak üzere hazırladığı Deniz Kirliliğini Önleme Planıdır.
Güney komşumuzla dalga geçmek istemezdim ama sanki, Mavi Vatan hırsızlığına yeltenen GKRY’nin Türkiye’ye ve KKTC’ye artistlik yapmak için Nemesis’ten çok daha fazlasına ihtiyacı var gibime geldi.