Gülten Dayıoğlu -(TAMAMI)
Bu yıl TÜYAP Kitap Fuarı’nın onur konuğu değerli yazar Gülten Dayıoğlu. Elliyi aşkın yıldır çocuklara, çocuk edebiyatına emek veren değerli bir yazar Gülten Dayıoğlu. Ona gelinceye kadar çocuklar için yazmayı ilk uğraş olarak düşünen, yalnızca çocuklar için üreten yazar edebiyatımızda nerdeyse hiç yoktu. Zaten uzun yıllar edebiyatımızda çocuklara verilecek romanlar, büyükler için yazılmış kitaplar arasından seçildi. “Çocukların Kerime Nadir’i” diye nitelendirilen Kemalettin Tuğcu’yu anımsayanlar olacaktır bu arada, ama onun yapıtları edebiyat ve eğitim açısından hâlâ tartışılır durumdadır.
Çocukları düşündü
Çocuk edebiyatındaki büyük boşluğun güçlü bir biçimde duyumsandığı yıllarda yalnız çocuklar için yazan bir yazar olarak ortaya çıktı Dayıoğlu. Elli yılı aşan yazarlık yaşamında onun için çocuklar hep ön planda oldu, çocukları düşündü, verimli kalemiyle sürekli çocuklar için üretti. Bu emeğinin karşılığını da gene çocuklardan gördü, kitapları arka arkaya baskılar yaptı. Gülten Dayıoğlu, ideolojik kavgalarla şu ya da bu yana çekilmek istenen çocuk açısından ana babalara da güven veren bir yazar olarak görüldü, geniş okur kitlesi bulmasında bu da önemli bir etken olmuştur. Ancak o, ülke sorunlarına duyarlı bir gençlik yetişmesinde yazar olarak kendi sorumluğunun da bilincindeydi.
Kurtuluş Savaşı yıllarının “Gençler Anadolu’ya!” parolası, onun ilk romanlarında “Çocuklar Anadolu’ya!” parolasına dönüşmüştür. İlk romanlarında (Fadiş, Dört Kardeştiler) gelenek, görenek ve üretim ilişkileriyle köy yaşamı, köy ortamı onun uzun uzun anlattığı bir çevre olarak yer aldı. Köy gerçeklerinin yanı sıra, göç olgusu, kan davası, kimlik bunalımı gibi sorunlar ve yabancılık sorunu Yurdumu Özledim, Ben Büyüyünce gibi romanlarının konusu oldu.
Barış, kardeşlik, çevre...
Gülten Dayıoğlu’nun 1980’den sonra yayımladığı romanlarıyla sanatında yeni bir dönem başladı. Ülkemize özgü toplumsal sorunları, yurt gerçeklerini konu alan romanlarının ardından yayımladığı bilim kurgu türündeki romanlarıyla daha evrensel konulara yöneldi, bu romanlarında barış, kardeşlik, çevre sorunları, özgürlük, bağnazlık, silahlanma gibi konuları ele aldı. İlk kez çerçeve anlatıyı denediği Suna’nın Serçeleri’nde onun çocuk edebiyatına biçim olarak bazı yenilikler getirdiğini de görüyoruz. Bu kitabını onun en önemli kitabı olarak anmak isterim burada, ayrıca gene ilk dönem kitaplarından olan, tarihsel bir konuyu işleyen Tuna’dan Uçan Kuş da çocukların mutlaka okuması gereken kitaplarındandır. Öncelikle andığım bu kitaplarıyla birlikte, elbette çocuklarımız Gülten Dayıoğlu’nun bütün kitaplarını okumalı.
Danışma Kurulu’nda görev aldığım Gülten Dayıoğlu Vakfı’nın çalışmalarına, açtığı yarışmalara da ayrıca kamuoyunun ilgisini çekmek isterim; genç yazarlar bu vakfın açtığı yarışmaları mutlaka izlemeli, katılmalı bence. Seçici kurul üyelerinin kılı kırk yararak her yapıtı büyük bir yansızlık içinde değerlendirdiklerinin yakın tanığıyım.
Gülten Dayıoğlu’na gene aynı üretkenliğinin devam ettiği, daha nice yıllar diliyorum, kendisini kutluyorum.