Gümrükler TL’ye dönsün
Recep Erçin
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, TL’nin dolar karşısındaki hızlı değer kaybı sonrası vatandaşlara döviz bozdurma çağırısı yaptı. Bunun üzerine hem vatandaşlar hem de birçok kurum ve kuruluş döviz bordurarak veya döviz ile yapılan işlemlerini TL’ye çevirerek Cumhurbaşkanı’nın çağrısına yanıt verdi. Ancak ülkemizdeki gümrükler Cumhurbaşkanı’nın bu çağrısına adeta kulak tıkadı.
İthalatçılar ve ihracatçılar gümrüklerde antrepo teminatları ile konteyner giderlerinin avro ve dolar ile yapılmasından şikayetçi.
Ekonominin bu zor döneminde vatandaşlar bile Cumhurbaşkanı’nın çağrısına uyarak küçük döviz birikimlerini TL’ye çevirirken, Gümrükler Genel Müdürlüğü’ne bağlı antrepolar ile özel sektörün inisiyatifinde olan konteyner ödemelerinin dövizle yapılması dış ticaret camiasında tepkiyle karşılanıyor.
TEMİNATLAR AVRO İLE
Konuya ilişkin görüştüğümüz işadamı İsmail Erbaş, “5 bin metrekare antrepo açmak için Gümrükler Genel Müdürlüğü 100 bin avro teminat mektubu istiyor. Bu mektup da bankadan alınıyor. Bankanın teminat için belirlediği kurallar var. İşadamı çek verir, nakit yatırır, gayrimenkul teminatı verir. Banka da avro karşılık ayırmak zorunda” dedi. Örneğin 3 yıl önce daire tapusu vererek, 100 bin avroya karşılık 200 bin TL değerinde teminat mektubu alındığında kurlarda meydana gelen artış sonucu teminatın artırılması gerekiyor. Ancak karşılık olarak 100 bin avro nakit varsa teminat artırılması gerekmiyor. Eksperde gayrimenkulün değer artışını hesaplıyor. Ama son 1-2 yıldır gayrimenkuldeki değer artışı kurlara yetişemiyor.
Bu duruma tepki gösteren işadamı İsmail Erbaş, “Biz Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşıyoruz. Neden döviz ile teminat mektubu veriyoruz. Verdiğimiz kurum Türkiye Cımhuriyeti Devleti. Sayın Cumhurbaşkanımız ‘dolar bozdurun, ticaretinizi TL ile yapın’ ve AVM sahiplerine ‘kira kontratlarınızı dolardan TL’ye dönün’ diye çağrı yaparken, Gümrük Bakanlığı neden hala buunla ilgili bir açıklama ve teşebbüste bulunmuyor?” diye sordu.
TL İLE FATURA KESİLSİN
Türkiye’deki tüm limanlarda konteyner bekleme ücretlerinin dolar üzerinden yapıldığını hatırlatan İsmail Erbaş, “Bugün 40’lık yani 25 tonluk bir konteynerin 1-7 gün süreli ardiyesi 30 dolar. 7-14 süreli dolar 40 dolar. Bu kademe kademe artıyor. Ama 30 dolar iki ay önce 90 TL iken şimdi 105 TL. Burada hem ihracatçının kar marjını düşürdü. İthalatçının maliyetini yükseltti” diye konuştu.
“Burada parayı kim kazanıyor? Limanların hepsi özel sektöre ait. Çoğu da yabancıların işletmesinde” ifadelerini kullanan Erbaş, “Ben Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşıyorum. Ve bu ülkede TL ile fatura kesilmesini istiyorum” talebini dile getirdi.
ARADAKİ ÇARK KALDIRILSIN
Rusya ile ticaret yapan İsmail Erbaş ile biraraya gelmişken, ruble ve TL ile yapılan ticaretin artırılmasının etkisini de sorduk. “Ruble ve TL ile ticaret hayata geçirilirse çok iyi olur” diyen İsmail Erbaş, “Örneğin kağıt ithalatında Rusya’dan alıyoruz. Rusya hammadde için ithalat yapmadığından yerli ürettiğinden dolayı dolara ihtiyacı yok. Ama biz Rusya’ya dolar ile ödeme yapıyoruz. O da içeride ödeme için doları rubleye çeviriyor. Ne gerek var! Aradaki dolar çarkı kaldırılsın. Burada tabi ruble ve TL karşılıkları ve para birimlerinin istikrarı da önemli” değerlendirmesinde bulundu.
50 BİN TL İÇİN SİTELER KİLİTLENDİ
Başbakan Binali Yıldırım’ın açıkladığı teşvikleri alma konusunda iş dünyasının yaşadığı sıkıntılara da değinen İsmail Erbaş, şunları söyledi: “Teşvik 1.5 milyon TL, KOSGEB faizini karşılamak kaydıyla, iç piyasadan yerli üretim makine almak için. Bir yıl ödemesiz, 3 yılda 0 faizle geri ödeme. Kağıt ebatlama makinesi alacağız ama 10 gündür 7/24 KOSGEB sitesine giremiyoruz. Peki nasıl olacak bu? Ben şimdi 2 makine alacağım, değeri 1.6-1.7 milyon civarında. En az 15 kişi istihdam edeceğim. Neden beni KOSGEB ile muhatap ediyorsun. Banka gitsin KOSGEB’ten gerekli kağıdı alsın. Banka bilgilerimi göndersin uygunluk veya uygunsuzluk belgesini alsın. 50 bin TL can suyu kredisi çıkarıldı. Şu anda her şey kilitlenmiş. 50 bin TL kredi için siteler kilitleniyorsa, KOSGEB’lerin önünde kuyruklar oluşuyorsa Türkiye ekonomisini sorgulamak lazım.”
BU MANTIKLA OLMAZ
Kağıt sektöründe faaliyet gösteren İsmail Erbaş, Türkiye’de özellikle gazete kağıdının yüzde 100’ünün ithal edildiğini söyledi. “Ben özelleştirmeye karşı değilim. Ama devlet özelleştirme yaptıktan sonra düzenleyici, denetleyici rölünü yapmalı” görüşünü savunan İsmail Erbaş, “Örneğin Balıkesir SEKA, çok güzel bir tesisti. Özelleştirildi. Ama sen burayı 40-50 yıl çalıştıracaksın şartı olmalı. Diyelim ki benim durduğum bina devletin. Ben diyorum ki almışım zaten binayı yıkayım vereyim TOKİ’ye bina kursun. Böyle bir şey yok. Bu mantıkla mı ağır sanayi oluşturacağız, diğer ülkelerin karşısında duracağız” dedi.