Gündem değişir ama iktidar asla

Yakın geçmişi bir anımsayın; nelerle uğraşıyorduk. 2002’den sonra Türkiye Cumhuriyeti gitmiş; yeni iktidar, laikliğe çaktırmadan ılımlı İslam’ı monte ederek halkı meşgul ediyordu.
Sonra Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü’nü hiç yoktan hapse attılar. Suçu, tarihi eser kaçakçılığıydı. Bereket YÖK’ün başında kaya gibi bir başkan, Prof. Erdoğan Teziç vardı; toplum bu yanlış kararı içine sindirememişti ve ana muhalefet bu marifete -o zaman şiddetle- karşı çıkmıştı. Bu arada -başörtüsü değil- türban adı verilen bir saçma giyim tarzı yavaş yavaş modalaştırılıyor ve iktidarın Meclis Başkanı bağırıyordu: “Türban bizim namusumuzdur.
Onu serbest yapacağız.” Ayniyle vaki oldu, okullar birer mescide döndürüldü. Siyasi iktidar aldığı her devlet makamını “kaleyi almak olarak”nitelendiriyor ve durmadan kadrolaşıyordu. Kemalizm’e sadece içeriden değil, dışarıdan da saldırılar gelmeye başlamıştı. AB, elindeki havucu göstere göstere Karen Fogg eliyle medyayı ve bazı kalem erbabını satın aldı. Anımsayın, o sıralarda Genelkurmay Başkanı olan Özkök bir basın toplantısında ağzından baklayı çıkardı: “Biz hükümet ne derse onu yaparız!” Kimse “ TSK ulusal ordudur, ordu milletindir, nasıl yaparsın?” diyemedi ve Genelkurmay Başkanı oldu mu size bir Erdelhun kopyası...

YAZININ TAMAMI BUGÜN AYDINLIKTA...

kurtulaltug@aydinlikgazete.com