Güneş tekrar doğuyor

Türkiye emperyalime karşı tüm cephelerden savunma pozisyonundan hücuma geçmeye başladı. 17 Eylül Pazar günü İstanbul Saraçhane’de “Büyük Aile Buluşması” adı altında emperyalizmin LGBT+ dayatmasına karşı toplumda ciddi yankılar bulan bir toplantı yapıldı. Yine emperyalizmin “iklim değişikliği” dayatmasına karşı açılan imza kampanyası kısa zamanda milyon imzaya dayandı. Teori dergisinin 21 Eylül günü yaptığı çalıştay ise konunun bilimsel boyutu ile tüm çıplaklığı ile ortaya serilmesine vesile oldu.

Bu sayfanın konusu ekonomi dalında ise önceden, medya ve diğer mecralarda neoliberallerden (Ortodoks, anaakım vs.) başka ses duyulmazken sosyal medya ve basında neoliberallere karşı, deyim yerinde ise neoliberallerin tozunu atan bir iktisatçı akademisyenler rüzgarı esmeye başladı. Neoliberallerin her tezine anında ve bilimsel verilerle cevap veren bu akademisyenler yakında neoliberal akımın sesini kesecek. Neoliberal akımcılar saklanacak delik arayacak

DİP DALGASI DOLU DOLU

TGB ve Öncü Gençlik örgütlerinin enerji dolu, toplumun önünü açan, topluma moral aşılayan eylemlerini ise burada anlatmak yetmez.

Atilla İlhan’ın dediği gibi “dip dalgası” dolu dolu tüm gücüyle geliyor.

Gelelim, çaresizlik içinde kıvranan neoliberal, Amerikancı, Atlantikçi ekonomi yönetiminin yaptıklarına. Eylülün sonundayız, ekim ayı geldi. Kaloriferler yanacak. Doğal gaz gerek. Enerji satın almak için gereken dövizi daha bulamadık. Büyük panik içinde, ağustos ayında yapılan yüzde 7,5 faiz artışına bu ay yüzde 5 ilave geldi. Politika faizi yüzde 30 oldu. Yine de pek umutlu gelişmeler olmuyor.

CUMHURBAŞKANI DA BİLİYOR

Bu faiz, bütçe borçlanma faizini de yüzde 30 ortalamaya getirecek. Bu yetmeyecek, ticari faizlerde zaten 50-60 bandına gelmişti. Yavaş yavaş yüzde 70’ler telaffuz edilmeye başlanacak. Ekonomide en cazip kredi olan Eximbank kredileri yüzde 40’a dayanacak. Merkez Bankası reeskont kredi faizleri ise yüzde 30’lara çıkacak.

Bu koşullarda “Yatırım, Üretim, İstihdam, İhracat” politikasının uygulanamayacağını Sayın Cumhurbaşkanı çok iyi bilir. İktidar ne kadar acz içinde olduğunu düşünüyorsa, bile bile boynunu kasap bıçağının altına uzatıyor.

Halbuki Türkiye gibi derin bir tarihi olan ülkeler hiçbir zaman aciz olmaz. Ergenekon’dan demircinin erittiği dağlardan, Asena öncülüğünde çıkan Türk milleti bunun en büyük tarihi destansı kanıtıdır.

YENİ İKTİDARIN AYAK İZLERİ

Zaman zaman Türkiye gibi ülkelerin başına da acz içinde iktidarlar gelebilir. Türk Milleti bu tür iktidarları uzun süre sırtında taşımaz. Önümüzdeki süreç bunun kanıtlandığı dönem olacaktır.

Bunlar “20 yıldan bu yana iktidarda, yine bir çıkış yolu bulup çıkarlar” denilebilir. Ancak gerek dünyanın içine girdiği çıkmaz, gerekse iktidarın kendini acz içinde hissedip tercihini Atlantik’ten yana kullanması sonucunda gelinen durum hiç daha önceki dönemlerle kıyaslanacak bir sonuca gitmiyor. Hem yukarıda anlattığım açmaz, hem yazının en başında bahsettiğim yeni dinamikler toplumun önünü açan, yeni iktidarın ayak izleridir. Yeni gelişmeleri anlayabilenlerin morali bozulmaz. Aksine güneşin yeniden doğuşunu izlemek için safları sıklaştırır.