Güvenli bölge: Ama kime karşı?

Malum: Savaş, silahlı siyasettir.
Türkiye, Afrin’de silahlı siyaset yapıyor.
Sonuç almaya da başladı.
***
PKK: Afrin’de teslim olmayı tartışıyor.
Silahları kime teslim edecekler?
Öne çıkan adres: Suriye devleti.
***
PKK’daki tartışma Afrin’le sınırlı değil.
Örgüt sarsıntı geçiriyor.
“Bilgi”, Aleksandr Dugin’den.
Vladimir Putin’in strateji danışmanı.
PKK’daki pişmanlığı Aydınlık’a özel açıkladı.
“Şimdi adım adım durumlarını yeniden gözden geçiriyorlar ama artık bunun için oldukça geç” (25.1.2015).
“Durum”dan kasıt: Örgütün ABD’nin emrinde olması.
***
Anlamı: Rus devletinin elindeki istihbarata göre...
PKK Amerika’dan kopmayı tartışıyor.
Aslında örgütteki tartışma yeni değil.
Birkaç aydır... Aydınlık’a da bu yönde bilgiler geliyor zaten.
***
Önemli: Dugin’in başka tespitleri de var.
Kürt örgütleri: “Amerikan stratejisinin bir aracı...”
Afrin harekatı: “Rusya’nın Tu?rk ordusunun Afrin’deki operasyonunu kabul etme kararı, öncelikle Avrasyacı jeopolitikaya dayanır.”
***
Dugin’in vurguları “Avrasya üçgeni” üzerine.
“Türk siyasi tarihinde çok uzun bir dönemin sonu bu.”
Yani, Türkiye Atlantik’ten kopuyor.
Türkiye NATO’dan çıkarsa: “Rusya böyle bir kararı destekleyecektir ve Türkiye’nin stratejik ortağı olacaktır.”
***
Dugin’den yeni bir kavram: Avrasya üçgeni.
İşte söyledikleri.
Türkiye, İran, Rusya ortaklığı: “Avrasya’da... Yükselen jeopolitik üçgen...”
ABD’nin tepkisi: “Avrasya üçgenini, Rusya,Türkiye, İran üçgenini kesinlikle yok etmeye çalışacaklardır.”
Cevap: “Sahada Türk, Rus ve Suriye birliklerinin iletişim halinde olmaları...” gerekir.
***
Farkında mısınız?
Avrasya: 1990’ların başında...
Dar bir çevrede tartışılırdı.
Dış politikada üstü kapatılan bir projeydi.
Bugün ise hem “dış”ta... Hem de “iç”te temel gündemdir.
***
(Bir parantez açalım.
Ve Dugin’e ek yapalım.
“Avrasya üçgeni” yetmez.
En doğrusu... Çin ve Hindistan’ın da katılımıyla “beşgen” olmalı.
NATO’da olduğu gibi “patron”lu bir ittifak değil. Eşitler ortaklığı.
Elbette, Avrasya’daki diğer ülkeleri kucaklayarak.)
***
Afrin bağlamında devam edelim.
Türkiye’nin “silahlı siyaseti” her alanda etkili.
Garp cephesinde “yeni” şeyler var.
Avrupa’da itirazların tonu hayli düşük.
Herkesin vurgusu: Türkiye’nin güvenliğini koruması meşrudur.
***
Yine herkes farkında.
Türkiye’nin harekete geçirdiği bölgesel basınç... ABD’yi de geriletti.
Savunma hattını Menbiç artı Fırat’ın doğusuna kurdu.
Anlamı: Washington bölgemizde saldırı değil tutunma pozisyonunda.
Hamle üstünlüğü bölgede.
“Vururum” diyemiyor... Söyledikleri “vurma”.
***
Ama bir konu önemli.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu açıkladı.
Paris’te ABD Dışişleri Bakanı’yla görüşmüştü ya.
Rex Tillerson bir sürpriz yapıyor:
“Suriye sınırı boyunca 30 kilometrelik güvenli hat oluşturalım ki size saldırı gelmesin” (23.1.2018).
Çavuşoğlu dün tekrar anlattı (25.1.2018).
Öneri Afrin’le sınırlı değil.
911 kilometrelik Suriye sınırının tamamını kapsıyormuş.
***
ABD’nin önerisi ne anlama geliyor?
Evet: Adı “güvenli bölge”.
Ama esas soru şu: Kiminle birlikte, kime karşı olacak?
İki yol var.
Bir: Amerikancı bölücülüğe karşı.
İki: Suriye devletine karşı.
***
Netleştirelim ve kuvvetlerin adını koyalım.
Türkiye ilk yolu seçerse...
İttifak kuracağı güçler belli: ABD, İsrail, Suudi Arabistan, PKK, Barzaniler...
İkinci yolu tercih ederse...
Başta Suriye, Rusya İran ve Irak... Bölge ülkeleriyle müttefik olur.
***
Aslında: Türkiye bundan önce... Peş peşe iki seçim yaptı.
İlki: Suriye krizinin başında ABD cephesine bağlandı.
Ortaya çıkan tablo şu oldu.
Irak’tan sonra... Suriye de dağılma noktasına getirildi.
NATO müttefikimiz ABD... PKK eliyle “İkinci İsrail”in temellerini attı.
Türkiye’yi bölünme sorunuyla yüz yüze geldi.
***
Türkiye’nin ikinci seçimi...
Son dönemde adım adım gelişti.
Ankara, bölge ülkelerine yaklaştı.
Uçak krizinin ardından... Rusya ile barıştı.
Sonuçlar ortada.
Önce: Fırat Kalkanı’ya Amerikan koridorunu kesti (24.8.2016).
Şimdi: Afrin harekatıyla... PKK’nın üçüncü kantonu tasfiye ediliyor.
***
Sonuç: Bazılarının kafası karışık olsun.
İstedikleri kadar ayak sürüsünler.
Türkiye’nin test edilmiş tercihi ortada.
Bu da: Bölgesel ittifakı geliştirmek...
Suriye ile açık işbirliğine girmek. Olacak da budur.