Halk düşmanları: Mansur Yavaş ve Alper Taşdelen

Türkiye'nin TV kanalları ve gazeteleri genelde İstanbul merkezlidir. Diğer illerden haber verilmesi için İstanbul haberlerinin bitmesi beklenir. Bunun bir istisnası Ankara'dır. Haber sunucuları, "Ankara'nın gündemini almak üzere" Ankara muhabirlerine bağlanırlar. "Ankara'nın gündemi" dedikleri, gri siyaset haberleridir. Meclisteki itişip kakışmalar, düzen partilerinin liderlerinin halkın gündeminden kopuk kavgaları, atışmaları, karşılıklı hakaretleri... Halbuki Friglerin ve Türkiye'nin başkenti Ankara'da bugün 6 milyon insan yaşamaktadır. Ne haberler vardır!

SOSYETE PAZARI

Bugünlerde Ankara'nın gündemi kravatlıların samimiyetsiz kavgaları değil, Sıhhiye Halk Pazarı. Ya da Yenişehir Pazarı. Vatandaş ise kentin iki simge mekânı olan Kurtuluş Parkı ile Abdi İpekçi Parkı'nı birbirine bağlayan bu pazara "Sosyete Pazarı" diyor.

Türkiye'deki diğer "sosyete pazarları" gibi burası da sosyeteye değil, dar gelirliye hitap ediyor. "Sosyetenin" 5 bin TL'ye aldığı çantanın benzeri, 100 TL'ye bu pazardan alınabilir. Pazarın müdavimleri sosyete olmasa da, aldıkları ürünler sosyete işidir. Yani buralar, vatandaşın ucuz ve kaliteli giyinmesi için ideal yerlerdir. Hatta "marka kazığına" maruz kaldığını anlamış üst gelir grubundan aklı başında insanlar da bu Pazarın yolunu tutar. Onları fark edilmemek için taktıkları koskocaman camları olan güneş gözlüklerinden ve siperliği uzun şapkalarından ayırt edebilirsiniz.

PERŞEMBE COŞKUSU

Haftanın her günü açık olan bu Pazarda perşembe günleri iğne atsanız yere düşmez. Torununa hediye almak isteyen büyükanne de, yeni bir ayakkabı hayali kuran genç kız da önceden planlayarak buraya gelir. Komşular, akrabalar bir gün önceden örgütlenir ve Ankara'nın her yerinden tek otobüsle, dolmuşla, metroyla ulaşılabilen bu alışveriş panayırına birlikte gelir. Pazarda kurulan 550 tezgaha Perşembe günleri on binlerce insan akın eder. İlerlemek büyük sorundur, herkesle "akraba" olursun. Ama zaten kimsenin acelesi de yoktur. Daha bol çeşit görmek isteyen, sabahın 6'sında ortalık tenhayken damlar. Akşam ucuzluğunu tercih edenler ise iş çıkışı uğrar...

Yaklaşık 60 yıldır ayakta olan Sosyete Pazarına yolu düşmeyen Ankaralı var mıdır? Zannetmiyorum. Esat, Kolej yönünden okula ulaşmaya çalışan biz DTCF öğrencileri de biraz vakit varsa bir tur atar, öyle geçerdik okula.

Yüzlerce esnafın, binlerce insanın da geçim kapısıdır bu Pazar. Mallarını bitirmek için tezgahın üzerine çıkıp, binbir numarayla, maniyle, kimi güzel kimi bet bağrışlarla müşterileri ikna etmeye çalışan esnaf. Kan ter içinde alışverişi bitirip, Abdi İpekçi Parkında soluklanan vatandaşa soğuk su satan çocuk. Köfte-ekmekçiler, balık-ekmekçiler, közde mısır, kestane satanlar... Pazar çıkışında yere serdiği tezgahında el emeği kazak, patik, kese satıp belki de evladını okutan ev kadınları. Perşembeleri müşteri bolluğundan bayram eden dolmuşçular... Şimdilerde bilgiç bilgiç "ekosistem" deniyor ya. Hah o işte. Bir gariban ekosistemi...

Yaklaşık 30 yıl önce üstü kapatılıp yenilenerek açıldığında Çelik konser vermişti. Bizim gibi dar gelirli ailelerin çocukları için ne görkemli bir açılıştı. Halk konseri olmasa bizim gibi çocıklar nerede görecekti Çelik'i?

PAZAR YIKMA MÜJDESİ!

Mansur Yavaş'ın Ankara Büyükşehir Belediyesi bu Pazarın yıkılıp, yerine "Sağlıkçılar Anıtı" (Sağlıkçı nedir bu arada???) yapılmasına karar vermiş. Alper Taşdelen'in Çankaya Belediyesi de bunun üzerine yıkım kararı almış. CHP yandaşı basın bu olayı "müjde" diye verdi. Duvar adlı internet sitesi şöyle geçti haberi: "Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen de, Twitter hesabından yaptığı açıklamada iki yeni pazar yeri açılacağının müjdesini verdi."

Evet. Müjde! Çoğu Ankaralının nerede olduğunu, nasıl gidileceğini bile bilmediği Cevizlidere, Mustafa Kemal Mahallesi ve 100. Yıl İşçi Blokları'na taşınacakmış Pazar. Esnaf ayaklanınca belediyeciler şunu dediler: "E yer gösterdik ya. Daha ne istiyorsunuz?" Halktan, çarşılardan, esnaftan ancak bu kadar kopulabilirdi...

YER Mİ YOK? ALIN SİZE ÖNERİ

Pandemide canla başla mücadele eden, bir kısmı hayatını kaybeden sağlık çalışanlarımız için anıt yapılabilecek başka alan yok mudur Ankara'da? Neden aklınıza önce bir ticari merkezi yok etmek geliyor? Üstelik kent belleğinde, ekonomisinde önemli yer etmiş bir alan...

Biz birkaç öneri yapalım. Hepsi de "hastaneler bölgesine" yakın.

1 - Mesela Abdi İpekçi Parkı içinde yapabilirsiniz.

2 - Kurtuluş Parkı'nın Ziya Gökalp ve Aksu caddelerinin birleştiği girişine yapabilirsiniz.

3 – Yine Kurtuluş Parkı'nın Ziya Gökalp ve Celal Bayar caddelerinin birleştiği köşesi de oldukça geniş ve müsait.

4 - Kızılay-Sıhhiye arasındaki Zafer Çarşısı önünde devasa bir alan yıllardır anlamsız bir boşluk içerisinde. Meydan deseniz, meydan değil. Bu anıtla birlikte güzel bir meydan işlevi kazanabilir.

Bu dört öneriyi yazı ekinde harita üzerinde işaretleyip belediye yönetimlerine sunuyoruz.

Ankara Eğitim ve Araştırma'nın, Ankara Şehir Hastanesi'nin ya da Etlik Şehir Hastanesi'nin girişlerinde de olabilir. Böylece vatandaş da randevuya girmeden önce heykelin önünden geçer ve sağlık çalışanlarına saygı duyması gerektiğini daha iyi kavrar.

KİM HALKIN YANINDA? KİM KARŞISINDA?

Belki Ankara Mimarlar Odası ve Şehir Plancıları Odası da başka mekân önerilerinde bulunabilirler. CHP-HDP denetimindeki bu odalardan kentin ve kentlinin çıkarına bir hareket beklenmez gerçi... Zaten şu ana kadar sustular. Pazarcılar Odası, pazar esnafı, Ankaralılar ve Vatan Partisi dışında herkes suskun. Aydınlık ve Ulusal Kanal bangır bangır yayın yapıyor ama Sözcü'sü, Cumhuriyet'i, Tilki'si suskun. Halk Pazarı yıkılırken Halk TV'yi gören de olmadı. OdaTV ise sokakta sevişen insanların görüntülerini yayınlamakla meşgul. Neyse, susmaları konuşmalarından daha iyi. Ayaklanan esnafı "AKP'li, yandaş, bidon kafalı" diye hedef de gösterebilirlerdi.

Susan sussun. Biz bu mücadeleyi halkla birlikte yürüteceğiz. Bu mücadele aynı zamanda vatandaşı AVM'lere tıkma, esnafı yok etme programına karşı bir başkaldırı. Halk düşmanı, plazacı belediye yönetimlerine mutlaka geç geri adım attıracağız.