Hamas’la hamaset olmaz!

Acemi AKP kadroları yine tehlikeli sularda avlanıyor. Jeopolitik, strateji ve dış politikadan nasibini almadığı için ağlarını nereye döşeyeceğini kestiremiyor. Sıfır sorun, değerli yalnızlık derken denize düştü. Şimdi sarıldığı yılandan medet umuyor. Çırpındıkça battığının farkında bile değil. Ulusal çıkar alanlarını göremeyecek kadar miyop. Dışişleri ve güvenlik bürokrasisi pişpirik oynuyor. Türkiye Allah’a emanet.

BÖLGE TAHLİLİ NAKIS!
Irak ve Suriye’deki vahşet ve kargaşanın iki sorumlusundan birisi İsrail. Diğer sorumlu olan ABD’yi kışkırtan da İsrail. AB (İngiltere, Fransa Almanya vb.), Suudi Arabistan, Katar ve Ürdün bunların ayak işlerini yapıyor.
Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür. Şimdi sizlere bir hatırlatma yapayım: “Aktaracaklarım kulis fısıltısı değil, kesin bilgidir ve kaynağı TSK’dır. TSK, Suriye sınırında Kuzey ya da Kürdistan kuşağı inşası hedefinin İsrail’in emperyal bir projesi olduğunu ortaya koydu. (Sabahattin Önkibar, Aydınlık, 31 Temmuz 2015)” Özür dilerim ama aynı yazıda geçen ilginç bazı konuları da söylemek zorundayım: “Yine TSK’nın saptamaları ile Apocularla FETÖ’cüler arasında kesin bir ilişki söz konusu ve bu husus belgeli. Bu ikisini bir araya getiren CIA ve MOSSAD.”

İSTİHBARAT ANALİZİ SIFIR!
Açık kaynaklar bile takip edilmiyor. İsrail ve Suudi Arabistan yetkilileri defalarca Hindistan, İtalya ve Çek Cumhuriyeti’nde gizli görüşmeler yaptı. Görüşmelerin ayyuka çıkması üzerine İsrail Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Dore Gold, Sünni Arap ülkeleri ile özel ve gizli görüşmeler yapıldığını resmen kabul etti. Dore Gold, sinirli bir aileden gelen bir Türk’le bir Avrupa başkentinde otel odasında yakalandı! İsrail ve Suudi Arabistan dört temel konuda anlaştı. Ayrıntılar görüşülüyor. Hadi anlaştıkları konuları da yazayım: Arap-İsrail Barışı, İran’da rejim değişikliği, Ortak Arap Ordusu... Ve sıkı durun: “Türkiye topraklarını da kapsayan bağımsız bir Kürt devleti!” Sabah şerifleriniz hayırlı olsun efendim.

MÜSLÜMAN İSRAİL YA DA İKİNCİ İSRAİL
Sözde Büyük Kürdistan’a analistler bu isimleri yakıştırıyor. Haksız da sayılmazlar. Bu köşeyi takip edenler bu konuları iyi biliyor. Dilimizde tüy bitti. Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil. Emareleri (olguları) alt alta koyalım. Belki, kalk borusu işlevi görür.
Barzani, Temmuz 2014’te bağımsızlıktan dem vurunca, Netanyahu, “İlk tanıyan biz oluruz!” demişti. Adalet Bakanı Bayan Ayelet Şaked, “Uluslara Kürt Devleti kurma çağrısı yapmalıyız. Kürdistan, Türkiye ile İran arasında kurulmalıdır” dedi. Kalkınma Bakan Yardımcısı Ayoop Kara, “Acilen Kürt Devleti kurulmalıdır. 40 milyonluk halk devletsiz kalamaz” şeklinde demeç verdi.

TÜRK GÖZLÜĞÜ İLE BAKSANIZA!
Stratejik bir bakış yok. Taktik bakış ararsanız, o da yok. Türkiye hiçbir şey kazanmadı. Aksine İsrail’in Gazze ablukasına meşruiyet kazandırdı. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin kapsamına giren bir devlet cinayeti, üç beş kuruş ile kapatıldı. Bakan Çavuşoğlu’nun söyledikleri fasa fisodur. Orada Türkiye’nin hiçbir çıkar alanı yoktur. Orada sadece AKP’nin sığ siyaseti vardır. Türk tarihinin en deneyimsiz kadroları saç baş yolduruyor. Osmanlı’nın son dönemlerinde bile dış politika daha iyi yürütülüyordu. Türkiye bir süre önce mülteci meselesinde Almanya’nın şamar oğlanı olmuştu. KDV olarak “Ermeni Soykırım Yalanını” AKP’nin kucağına bırakıverdiler. Şimdi de İsrail’in oyuncağı oldu.

SADAKAT VE İHANET ARASINDA GİDİP GELEN SALINCAK: HAMAS
Şark kurnazlığı içinde her koşulda fırsatçı davranan, dün Saddam’a bugün de Esad’a ihanet eden HAMAS anlayışına güvenilemez. Zaten Müslüman Kardeşler zihniyetinin bir temsilcisidir. HAMAS lideri Halit Meşal en zor günlerinde Türkiye’de soluk alma fırsatı yakalamıştı. Ama ülkeden ayrılırken PKK ve siyasi Kürtçüler lehinde demeçler verdi. Oysa Türkiye diplomatik bir risk alarak bu zat-ı muhteremi ülkede ağırlamıştı.
HAMAS’ın çıkarlarını Türkiye’nin çıkarları olarak yutturamazsınız. Sahi, şu “koridor, güvenli bölge” meselelerini nereye sokacağız? Bombaların niçin patlatıldığını da mı anlayamıyorsunuz?