Hani Dedeağaç'a yığınak Rusya'yı kuşatmak içindi!

ABD'nin son yıllarda Yunanistan'a yaptığı yoğun askeri yığınak, dönem dönem tartışma konusu oldu.

Güvenlik uzmanları, stratejistler, emekli askerler, siyasetçiler, diplomatlar ve nice karar vericimiz, bu yığınağın Rusya'ya karşı yapıldığını belirterek, Türkiye ile ilgisinin bulunmadığını söylediler.

Sınırımızdaki binlerce tankın, apache'nin, topçu birliğinin ve uçakların Avrupa'nın güvenliğine katkı sunduğunu ileri sürerek, içimizi ferahlattılar.

Üzerimize çevrilmiş namluların gölgesinde, huzur içinde yatmamızı istediler.

Ne zaman “Yahu bunca tank binlerce kilometre yukarıya çıkar mı?” diye sorsak, dilimize acı biber sürmeye kalktılar.

İşte bekledikleri gün geldi. Savaş artık Avrupa'da. Rus askeri Kiev'e ilerliyor.

Peki nerede bu tanklar? Niye hala bize dönük namlular? Neden uçmuyor helikopterler Kiev semalarında?

Dedeağaç'ta, Selanik'te, Larissa'da, Filipoviç'te, Girit'te ne arıyorlar? 50 kilometre uzağımızdan niye bizi gözlüyorlar?

Tehdidi anlayalım diye soruyoruz bu soruları...

Rusya ile savaşmalarını istediğimizden değil!

Birlikte kuşatıldığımızı farkedelim diye...

Duvardaki silahın oyun sonunda patlayacağını hatırlayalım diye...

Çehov da yanılıyor olamaz ya!

KİM BOZDU BARIŞI?

Soğuk Savaş'ın en sıcak günleri...

Türkiye, Sovyetler karşısında cephe ülkesi.

Görevimiz yoldaşları durdurmak,

Sıcak denizlere inişlerini önlemek.

Ama o günlerde bile,

Rusların 4 gemisi bulunuyor Karadeniz'de.

Onlar da yıpranmış, silahsız, dökülüyor...

Karşı kamplarda olmamıza rağmen,

En ufak bir gerginlik yok bölgede.

Oturyoruz masaya, MEB anlaşması bile imzalıyoruz.

Ta ki NATO gelene kadar...

Önce Bulgaristan'la Romanya'yı İttifak'a aldılar.

Novo Selo'ya 5 bin kişilik üs kurdular.

Devesul'a anti-balistik füze kondurdular.

Tatbikatları artırdılar, bombardıman uçakları gönderdiler.

Ukrayna'ya da aday üyelik statüsü verdiler.

Soğuk Savaş'ta 4 gemisi olan Rusya,

Karadeniz Filosu'nu 46 parçaya çıkardı.

Şimdi söyleyin bakalım;

Gerçekten kim bozdu bu barışı!

BİR GARİP HAREKÂT!

Rus Ordusu Ukrayna'da harekât başlattı!

Kendi güvenlikleri için önce Rus hava savunma sistemlerini vurdular.

Sonra Rus uçaklarıyla it dalaşına girdiler.

Birkaç tanesini de düşürdüler.

Ardından Rus helikopterlerini hedef aldılar.

Rus bataryalarını bombaladılar.

Rus telsizlerine karıştırma yapıp sinyallerini kestiler.

Rus silahıyla gördükleri askerleri indirdiler.

Rus miğferleriyle doldu yerler.

Rus'un Rus'a yaptığını kimse yapmadı bu dünyada.

Yalan haber gibi mi geliyor size?

Ama inanıyorsunuz Rusların Türk SİHA'larını vurduğuna.

Ukrayna'nın envanteri de Sovyetler'den miras değil mi?

Bir tane haber gördünüz mü “Ruslar Rus S-300'ü vurdu” diye?

Tamam, Ukrayna'ya SİHA satmak akıllıca değil de,

Buna Türk SİHA'sı demek de pek mantıklı görünmüyor.

BİR HAREKETLE 10 RUS UÇAĞI DÜŞÜRMEK

ABD'nin eski Avrupa Kuvvetleri Komutanı Ben Hodges, Ruslara karşı Montrö'yü masaya koyalım dedi. General Hodges, Türkiye'nin Rus askeri gemilerine boğazları kapatmasını istedi.

Ardından Ukrayna'nın Ankara Büyükelçisi gitti, bu talebi Türk Dışişleri'ne resmi olarak iletti.

Kılıçdaroğlu çıktı, “Montrö uygulansın” diye açıklama yaptı.

İngiliz Financial Times, “Türkiye, Rus donanmasının Karadeniz'e girişimini engellemeyi düşünüyor.” diye yazdı.

İddialar Ak Parti Sözcüsü'ne soruldu. Ömer Çelik, “Objektif hükümleri net şekilde uygulayacağız.” şeklinde yanıt verdi.

Kısacası bir Montrö tartışmasıdır aldı başını yürüyor.

Ne Türkiye'nin savaşan taraf olup olmadığına bakılıyor, ne de Rusya'nın kıyıdaş olduğu gerçeğine...

Montrö'yü açıp da okuyalım diyen yok. Bağlama limanlarını önemseyen yok.

Rusya'nın Karadeniz'de zaten 30'dan fazla gemisi olduğunu düşünen yok.

Kilo sınıfı denizaltılar orada, Amiral Grigorovich'ler orada, Krivak'lar orada, Ropucha'lar orada...

Rusya'nın fazladan gemi getirmeye ihtiyacı yok.

Ama bir gemisini durdurmaya kalkarsanız, 10 Rus uçağı birden düşürürsünüz.

Bu Ukrayna'daki durumu tersine çevirmez ama, Türkiye'ye bakışı tepetaklak eder.