Harika bir yıldı; parçası olduğunuz için teşekkürler...

Adettendir; giden yılın ardından hüzünlenir, gelen yılı ise büyük umutlarla karşılarız...

Fakat bu yıl durum biraz farklı.

Veda ettiğimiz yılda yaşadıklarımız; hüznün de ötesinde; acı verici...

Peki, “Başlığı neden böyle yazdın?” diye sorabilirsiniz...

Sosyal medyayı takip edenler bilir; Facebook her yılsonunda kullanıcıları için bir “jest” yapar.

Kullanıcıların fotoğraflarından ve paylaşımlarından oluşan birer “sanal albüm” hediye eder...

Bu yıl da aynısını yapmış...

Tıklıyorsunuz; yıl içinde yaptıklarınızı slayt gösterisi şeklinde izliyorsunuz!

Albümün başında ise size Facebook’un gönderdiği mesaj yer alıyor:

 “Harika bir yıldı! Bunun bir parçası olduğunuz için teşekkürler...”

***

Kapitalizmin “uyutma taktiği” olarak ürettiği pembe tabloyu bir kenara bırakıp başlığı şu şekilde değiştirmek istiyorum:

“Berbat bir yıldı! Bunun bir parçası olduğum için utanıyorum...”

Utanıyorum; çünkü bizim gerçek albümlerimiz, o sanal albümlere benzemiyor ne yazık ki!

***

Ben, yaşadığımız berbat yılın bir parçası olduğum için...

Kültürel kimliğin hızla kaybedildiği, değerlerin alt üst olduğu böyle bir döneme tanıklık ettiğim için...

Berkin’imizi koruyamadığımız için...

Soma’da, Ermenek’te Ortaçağ koşullarında çalışırken maden faciasında ölen işçilerimiz için...

Lüks inşaatlarda kurban edilen çocuklarımız için...

Traktör kasalarında ölüme giden tarım işçilerimiz için...

Erkek şiddetine maruz kalan ve öldürülen kadınlarımız için...

Gerici eğitim sistemi içinde yobazların oyuncağı haline gelen çocuklarımız için...

Din, mezhep, etnik köken ayrımcılığına maruz kalan vatandaşlarımız için...

Bebek katiline “Sayın” denildiği için...

Ülkemizi parçalamak isteyen emperyalistlerin oyunlarını bozamadığımız için...

Laik devletten din devleti çıkarma çabalarına sessiz kaldığımız için...

Ve...

“Hırsız”a “hırsız” diyebilmek adına “bedel” ödemek zorunda bırakıldığımız için...

Utanıyorum!

***

Yine de inancımı yitirmedim:

Milyonlarca “dik başak” var bu ülkede...

Alnı açık, gırtlağından haram lokma geçmemiş çocuklar var!

Yüreği insan, canlı, doğa ve yurt sevgisiyle dolup taşan, ülkenin bölünmesine ve din devletine dönüştürülmesine göğüslerini siper eden kadın erkek, genç yaşlı yurtseverler var!

Kalpaklı devrimciler, Kuvvacı yiğitler var...

El ele, omuz omuza, yürek yüreğe vereceğiz ve bu badireleri de atlatacağız!

Tüm alçakları denize dökeceğiz yeniden...

Çünkü biz Mustafa Kemallerin, İsmet İnönülerin, Fevzi Çakmakların, Kubilayların, Hasan Tahsinlerin torunu, Denizlerin, Hüseyinlerin, Yusufların kardeşi, Berkinlerin, Ali İsmaillerin ağabeyleriyiz!

***

Kimsenin kuşkusu olmasın:

Gün gelecek bizim de yıllarımız “harika” geçecek...

Ama bunu hak etmeliyiz dostlar, özveriyle çalışmalıyız.

Çünkü günümüzün emperyalistleri sadece sanal mutluluklar hediye ediyor...

Gerçek hayattaki mutluluklara ulaşmak ise yüreklere ve bileklere kalıyor!

Hepinize, yüreklerimizi ve bileklerimizi birleştirebileceğimiz bir yıl diliyorum...

HUBER! (63)

2014’ün sonbaharında başladım sormaya, 2015 oldu; hâlâ yanıt yok!

Önce güneşli günler geride kaldı; sonra yapraklar sararıp döküldü; şimdi ise yurdun büyük bir bölümü bembeyaz bir örtü altında...

Ama nafile...

Konuşmuyor Abdullah Bey...

Huber’i işgalinin gerekçesini anlatmıyor, masrafları kimin ödediği hakkında bilgi vermiyor...

O konuşmadığı gibi, sorumluluğundaki devlet mülkünü babasının malıymışçasına Abdullah Bey’in emrine veren bugünkü Cumhurbaşkanı da konuşmuyor...

Bırakın bu sütunlardaki sorularıma yanıt vermeyi, Bilgi Edinme Hakkı Yasası kapsamında sorduğum resmi soruya bile yanıt vermiyor.

Vatandaş olmamdan kaynaklanan hakkımı kullandırmıyor.

***

Dün, “Benim burcum Keçi Burcu” diye yazdım ya... Bazı yandaşlar e-posta gönderip akıllarınca dalga geçmiş:

 “Sonunda gerçeği yazdın!”

Sözüm onlara:

Sizin gibi “Koyun Burcu”ndan olacağıma, “Keçi Burcu”ndan olmayı onur sayarım!

GÜNÜN SORUSU

Yeni yıl, başlangıçtı eskiden... Her yeni yıl sabahına coşkuyla uyanırdı insanlar... Umutlu olurlardı. Yılgınlık, eski yılla birlikte geride kalırdı. Sorum size:

Bu sabah bile umutlu ve coşkulu değilsek; bu duygularımızın katili kim?

İŞTE AKP ZİHNİYETİ!

Olayı duymuş olmalısınız:

Yılın sondan ikinci günüydü. Kuş yemi satarak geçimini sağlayan 79 yaşındaki Esme Nine, Güvenpark’ta bulunan süs havuzunun başına geldi, kuşlar için yem satmaya başladı.

Bu sırada Güvenpark’ta görev yapan zabıta memurlarından biri yaşlı kadının paralarını süs havuzuna atarak, olay yerinden ayrıldı.

İşte o anda, Esma Kaya hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı:

“Kalp ameliyatı oldum. Kimsem yok. Geçimimi bu yolla sağlıyorum!”

Neyse ki, yardımsever bir yurttaş ayaklarına poşet bağlayarak çevredekilerin yardımıyla süs havuzuna girdi ve havuza atılan 25 lirayı toplayıp yaşlı kadına verdi.

***

Bu olayı siz de beyninize iyice kazıyın:

AKP’nin ekonomisi de adaleti de insafı da zihniyeti de memuru da amiri de budur!

GÜNÜN İSYANI

Yılın ilk isyanı kendime:

Aydınlık’a geldiğin günden beri her gün “isyan” edip duruyorsun... Kuru gürültüden öte gitmiyorsun! İsyan dediğin şeyin içinde, azıcık ateş olur... Bugüne kadar isyan ettiğin kimi yaktın ki, hâlâ isyandan söz edip duruyorsun?