Hatay antik eserleri, Vietnam ve Çin
Antik vilayetimiz Hatay’da depremden zarar gören tarihi eserleri ve dini makamları yerinde görmek, hasar tespiti yapmak için meseleye ivedilikle eğilmemiz elzemdir. Zira bu antik şehrimizin en önemli karakteri farklı çağlara ait medeniyetlerin izlerini taşıyor olmasıdır. Bu izlerin kaybolması tarihi hafızamızın silinmesi demektir. Aslına uygun onarım, aslına uygun yeniden inşa için yetkililer ve uzmanlarla görüşme, antik eserlerin onarımı alanında uluslararası çok önemli tecrübelere sahip dostlarımızla konuyu istişare etmek ve bu çalışmaları finanse edebilecek alternatifleri yaratmak amacıyla saha çalışmaları başlattık. 5 Mart Pazar akşam 5’te Haber Global televizyonu Ajanda programında belgesel yapımcısı gazeteci Benan Kesputlu’nun konuğuyum. Yerinden yaptığımız anlatım ile konunun ne derece hayati olduğunu sunmaya çalıştık.
SEÇİMLERE PARA HARCAMA ZAMANI MI?
Henüz canlarımızın cansız bedenleri soğumamışken, yaralılarımız şifa beklerken, 1 milyona yakın insanımız başka şehirlere sığınmışken, aileler kopmuş ve ayrıyken, insanımız çadır ve konteyner evlerde hayatlarını daim ettirmek zorundayken, enkazlar yüzde 90 halen kaldırılmamışken, hasar ve zarar tespiti bitmemişken, işyerleri facia durumdayken, altyapı, sanayi ve tarım üretimi ciddi bir darbe yemişken, şehirlerimizin taşınması ve yeni alanlara konut projelendirmeler çalışmaları henüz başlamamışken ve de bu enkazın altından kalkmak için onlarca milyarlara ihtiyaç varken siyasi partilere seçim için bütçeden 5 milyar para aktarmak hangi akıl ve vicdana sığar.
ASBEST TEHLİKESİ CİDDİ
Deprem sahasından aktaracağımız bir başka önemli konu ise molozda asbestin sebep olacağı doğal felaketler ile insan sağlığına verebileceği kanserojen zararlardır. Konu hakkında mahalli ve merkezi yetkilileri uyarmalı ve meselenin ciddiyetine dikkat çekmeliyiz. Ülkemizde binalarda asbest kullanımı 2010 senesinde yasaklanmış. Ancak konu ile ilgili hassas olmadığımızı ve maddi çıkar uğruna bu ölümcül tehlikenin ülkemize sokulduğuna dair somut deliller var. Brezilya’dan gelen ve içinde 600 ton asbest taşıyan gemiye İzmir Aliağa’da sökülmesine yetkili bakanlığın Temmuz 2022’de izin vermesi halen hafızalardadır. 1989’da yoğunlukta çok asbestli olan malzemelerin kullanımı yasaklanmıştı. ABD’de 2002’de en son ocağın kapatılmasıyla asbest çıkarımına son verilmiş ancak kullanımı halen yasaklanmamıştır. Asbestin ithal edilmesi ve kullanımı devam etmektedir. Birçok inşaat malzemesi ve başka sektörlerde yasal olarak yüzde 1’e kadar asbest kullanılmaktadır.
GEREKLİ MÜDAHALE YAPILIYOR MU?
Depremin henüz tahribatı ve acılarıyla mücadele ederken genelde Hatay özelde dünyanın ikinci büyük kum kıyı şeridine sahip Samandağ ilçemizde 2010 öncesi inşa edilmiş bugün yıkılan asbestli binaların molozunda asbestin kanserojen tehdidi yatmaktadır. Orta ve az hasarlı binalarda asbest kullanılmış mı bunun tespit çalışmaları yapılmamaktadır. Milyonlarca ton asbestli moloz var. Demirlerin betondan ayrıştırılması ve elekten geçirilmesi için kullanılan devasa sahalarda toprak ile buluşmaması, toprağın altına sızmaması ve artezyen sularına ulaşmaması için önlemler alınıyor mu? Çalışmalar havaya karışan asbestin insanların sağlığında ciddi problemler yaratacağını bilerek yapılıyor mu?
ZEHİRLİ MADDE ÇÖPLÜĞÜ OLMAYALIM
Dünya Sağlık Örgütünün uyarılarına rağmen ABD “sanayicilerini menfaatini gözetmek” uğruna bu uyarıya kulak vermemektedir. Ve ABD bugün dünyanın iklimine, suyuna, doğasına ve insan sağlığına en çok zarar veren ülkeler listesinde liderdir. Bugün Fransa’da muhalif olarak yaşayan Suriye Eski Devlet Başkanı Yardımcısı Abdulhalim Haddam’ın Fransız nükleer artıklarını ülkeye gizlice sokmuş ve Suriye çölüne gömülmesi talimatını vermişti. Bu ticarete karşılık onlarca milyon dolar rüşvet almıştı. Konu ortaya çıktığında hakkında dava açılmıştı. Arap Âlemi ve Suriye’ye dayatılan savaştan istifade ederek Fransız istihbaratının yardımıyla Paris’e kaçırılmıştı. Teşbihte hata olmaz ama ülkemiz nükleer atık, asbest ve zehirli maddelerin çöplüğü olmamalıdır.
HO’NUN EVLATLARINDAN DEPREM SEFERBERLİĞİ
Japonya, Fransa ve ABD emperyalizmine ve işgaline karşı milli kurtuluş mücadelesi veren ve bu uğurda en az 3 milyon insanını kaybeden Vietnam direnişi ile dayanışma mitinglerimizin favori sloganıydı: Ho, Ho, Ho Chi Minh, bir, iki, üç, daha fazla Vietnam! Vietnam depremde Türk halkının yanında olmak için seferber oldu. Vietnam tarihindeki en büyük yurtdışı yardım operasyonunda arama kurtarma ekibi ve tonlarca insani yardımla Türkiye için seferber oldu. Vietnam Sosyal Hizmetler ve Savunma Bakanlığına bağlı 80 kişilik ekip Hatay ve Adıyaman’a ulaştılar. Termal kameralar ve sonar tarayıcılarla sahaya indiler. Arama kurtarma çalışmalarını ve sağlık hizmetlerini Vietnam’ın Türkiye Büyükelçisi Sayın Mai ve eşi Bayan Mai Adana’daki koordinasyon merkezinden yerinde takip ettiler. Vietnam Haber Ajansı ve Vietnam’ın en çok izlenen Nhan TV’den ekipler de yerinden haber ve yayın yapmak üzere gelmişlerdi. Antakya Petrus-Butros (St. Pierre) Kilisesinin bahçesinde tevafukken tanıştık. Detaylı bir sohbet ve röportaj yaptılar. Vietnam devleti ve halkına şükranlarımızı ve sevgilerimizi ilettik.
ÇİN’İN KARDEŞLİĞİYLE YENİDEN YAPILANDIRALIM
Çin Halk Cumhuriyeti de ilk lahzadan itibaren Türkiye’ye maddi ve uzman personel desteğini sundu ve halen devam ettirmektedir. 6 Şubat ve 13 Şubat 2023’te yaşadığımız büyük depremler sebebiyle Hatay vilayetimizde binlerce vatandaşımızı kaybettik. Bina ve alt yapıda ciddi yıkımlar oldu. Samandağ halkı olarak arzumuz ve talebimiz emperyalizme karşı savaşta ve mazlum halklarla dayanışmada örnek ülke olarak telakki ettiğimiz dost Çin Halk Cumhuriyeti’nden bir şehir ile Samandağ Belediyesi, mümkünse tüm Hatay ile kardeş belediye olması için çalışmalar başlattık. Çin Halk Cumhuriyeti’nin halkımızla dayanışma içinde olmasını ve Hatay’ımızı yeniden kalkındırırken teknik, proje, yapım ve maddi destek sağlamasının önemine atıfta bulunduk. Depremden zarar gören tüm bölgelerde bu pilot projelerin yapılmasında ihtiyacımız olan onlarca milyar doları verebilecek kapasitede olan nadir ülke olan Çin önemli bir rol üstlenebilir. Çin Halk Cumhuriyeti ile Türkiye arasında kurulacak kardeşlik ve dayanışma köprüsü özelde vilayetimizin genelde Türk halkının takdiri ve sevgisini kazanacak ve uluslararası ilişkiler için bir tarihi emsal teşkil edecektir.